Trump'a dair doğru bilinen yanlış: Ekonomide en başarılı oydu
İtalyan La Republicca’nın manşeti “Dünya Bekliyor”- du. Fransız Le Figaro ise “Amerikan Belirsizliği” diyordu. Son iki gündür Rusya’dan Venezuela’ya Meksika’dan Güney Afrika’ya kadar birçok ülkenin gazetelerinin birinci sayfaları ABD seçim haberleriyle doluydu. Bu yazı yazıldığı sırada dünya soluğunu tutmuş Amerikan seçimlerinin sonucunu bekliyordu. Televizyon kanalları kendi ülkelerindeki seçim sonuçlarını verir gibi eyalet eyalet detaylı sonuç açıklıyorlardı. An itibariyle şaşırtıcı olan anketlerin aksine Trump’ın oylarının beklenenden daha iyi gelmekte olmasıydı. Trump seçimi alır mı belli değil ama “Nasıl oldu da böyle bir seçim performansı ortaya çıktı?” yorumları yapılıyordu. Öne çıkan bir neden olarak Trump’ın ekonomideki başarısı gösteriliyordu. Bu iddia o kadar da doğru olmayabilir.
Trump, ABD’nin onun başkanlığı döneminde tarihinin en başarılı ekonomik performansını gösterdiğini öne sürüyor. Test etmesi o kadar da zor olmayan bir iddia bu. Ortalıkta Trump’ın ekonomik performansı ile önceki başkan Obama’nınkini karşılaştıran birçok çalışma var. Bu çalışmalar halen bitmediği ve pandemi zamanı olduğu için 2020’yi karşılaştırmanın dışında tutuyorlar. Aynı şekilde Obama’nın da son 3 yılına bakıyorlar. Bu karşılaştırmalar Trump’ın perfomansı ile Obama’nınki arasında çok fark olmadığını hatta Obama’nın bazı açılardan daha başarılı olduğunu gösteriyor.
►Derin bir resesyonun tam ortasında göreve gelen Obama döneminde ABD’nin GSYH’sı yıllık ortalama yüzde 2.5 büyümüş. Trump döneminde ise yüzde 2.6.
►Trump döneminde ekonomi net 6.6 milyon istihdam yaratabilmiş. Obama döneminde ise bu rakam 8.1 milyonmuş. İşsizlik oranındaki düşüş Obama döneminde Trump’a göre daha fazlaymış.
►Bütçe açığı Trump’ın ilk 3 yılında 2.5 trilyon dolarmış. Obama’nın son 3 yılında ise 1.6 trilyon.
►Konut fiyatlarındaki ortalama yıllık artış Trump’ta yüzde 4.8 ve Obama’da yüzde 4.9’muş.
►Hanehalkının yıllık medyan geliri Obama döneminde 4.800 dolar artarken Trump’taki artış 1.400 olmuş.
Trump’ın iddası kendi döneminde ekonomideki büyümenin tarihi yüksek seviyelerde, işsizliğin rekor düşük seviyelerde olduğuydu. Doğrudur; ABD ekonomisi bu yıla gelinceye kadar 11 yıl aralıksız büyüdü. İşsizlik tarihi düşük seviyelere indi. Milyonlarca kişiye istihdam yaratıldı. Ancak karşılaştırmalar gösteriyor ki, Amerikan ekonomisini bu tarihi seviyelere taşıyan adımlar Obama döneminde atılmış, trend o zaman başlamış. Trump Obama dönemindeki ekonomi yönetimi tarafından atılan adımların meyvesini toplamış. Bu radikal önlemler sayesinde Trump yükselen bir ekonomiyi devraldı. O Beyaz Saray’a girdiğinde işsizlik çift haneli rakamlardan yüzde 4.7’ye inmiş, ekonomi 76 ay aralıksız büyümüştü.
Trump’ın ilk dillendiriliğinde çok ses getiren ancak geriye dönüp bakıldığında umulan faydayı sağlamayan adımları da vardı. İstihdam artsın diye Çin ile sıkı bir ticaret kavgasına tutuşmuştu. Şimdi görülüyor ki, Çin ile başlattığı savaş Çin ekonomisine olduğu kadar Amerikan ekonomisine de zarar verdi. Bir hesaba göre450bin Amerikalının işini kaybetmesine neden oldu. Göreve geldiğinde ekonomiyi canlandırmak için kurumlar vergisini düşürmüştü. Ama bir önceki döneme göre büyüme hızında bir artış olmadı. Oysa beklenti Amerikan şirketlerinin vergi olarak vermedikleri parayı yatırıma yöneltmeleriydi. Anlaşılan o ki kurumlar vergisi düşüşü ile sağlanan tasarrufu şirketler yeni yatırımdan çok kendi hisselerini satın almak ya da ortaklarına yüksek temettü olarak dağıtmakta kullanmışlar. Bu da sadece hisse senedi fiyatlarına yaramış. Obama döneminde başlayan boğa piyasası Trump ile devam etmiş. Kısacası, bazen propoganda ve iletişim yönetimi ile yaratılmış algı gerçeğin önüne geçebiliyor. Sadece ABD’de değil birçok ülkede de benzer örnekleri görmüyor muyuz?