Trump öncesi “alan temizliği”...

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

ABD'de Başkanlar, iktidardaki partiler değişse de ülkenin dış politikası pek değişmiyor. Beyaz Saray'ın Demokratlar'dan Cumhuriyetçiler'e geçeceği 20 Ocak öncesinde de durum böyle; Giden Biden yönetimi ABD açısından "sorunlu" bölgelerde,  gelecek olan Trump yönetimi için adeta "alan temizliği" yapıyor.

Eski ve yeni Amerikan yönetimleri Gazze’de ateşkes için beraber çalışıyor

Gazze konusunda mesela, Biden'ın ekibi ve Trump'ın seçtiği isimler birlikte çalışıyorlar. Trump'ın Ortadoğu temsilcisi olarak atadığı Steve Witkoff henüz göreve resmen başlamadan Katar ile İsrail arasında mekik dokuyup Gazze'de ateşkes anlaşmasını kotarmaya çalışıyor. Witkoff ile birlikte, 20 Ocak'ta görev süreleri sonlanacak olan Biden yönetiminin kilit isimleri Sullivan ve McGurk da Gazze ateşkesi için bastırmaya devam ediyorlar.

Eski-yeni ABD yönetimi temsilcilerinin tarafları iknaya çalıştıkları ateşkes planı Hamas'ın elindeki İsrailli tutsakların serbest bırakılmasına karşılık, İsrail ordusunun da Gazze'den çekilmesini ve İsrail'in elindeki Filistinli tutukluların salıverilmesini amaçlıyor. Ateşkesin açıklanması için kalan tek sorun, İsrail'de Başbakan Netenyahu'nun aşırı dinci koalisyon ortaklarının hala İsrail ordusunun Gazze'de çekilmesine ikna edilememiş olmaları. Burada da devreye Trump'ın temsilcisi giriyor ki, ateşkes 20 Ocak'taki ABD Başkanlık devir teslimine yetiştirilsin.

Öte yandan 20 Ocak'ta görev süreci dolacak Biden yönetiminin Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ise Gazze'de ateşkes sonrasının planlarını oluşturmakla meşgul; Blinken'ın açıkladığı ateşkes sonrası Gazze planı, bölgede Hamas'ı dışlayan yeni bir yönetim kurulmasını amaçlıyor. Ateşkesin ilan edilmesinin ardından Gazze'de uluslararası destekle geçici bir hükümet kurulması planlanıyor. Blinken'ın açıkladığı plan, geçici hükümetin BM'nin Gazze'nin yeniden inşası için atayacağı özel temsilci ile birlikte çalışmasını, bölgede güvenliğin ise Arap ülkelerinden gönderilecek uluslararası askeri bir güç tarafından sağlanmasını içeriyor. Planın son aşamasını ise, Gazze'nin yeniden inşasının tamamlanması ve Hamas'ın tamamen temizlenmesinin ardından bölgenin yönetiminin resmen Batı Şeria'daki Filistin yönetimine bağlanması oluşturuyor.

Lübnan'da yeni yönetim işbaşında

ABD'nin Ortadoğu'daki "alan temizliği" Lübnan'ı da kapsamış durumda; Lübnan'da son birkaç hafta içinde hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakan değişti. ABD ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen yeni Cumhurbaşkanı Joseph Aoun eski bir general. Onun Cumhurbaşkanlığı döneminde Lübnan ordusunun güçlendirilip, Hizbullah'ın ülkede alternatif silahlı bir yapı olmaktan çıkarılması amaçlanıyor. Yine yeni seçilen Lübnan Nawaf Salam da Hizbullah'ın "hükümet içinde hükümet gibi" davranmasına karşı olan bir siyasetçi. Lübnan'da nihai amaç, İsrail'in saldırılarıyla kolunu kanadını kırdığı, Suriye'deki yönetim değişikliği ile İran'dan gelen desteğin kesildiği Hizbullah'ı, Lübnan siyasetinde iyice etkisiz kılmak.

Suriye'de Esad sonrası yeni yönetimin güçlendirilmesi

Suriye'de de ABD'nin "alan temizliği" Esad'ın devrilmesiyle yeni bir aşamaya girmiş durumda;  HTŞ'nin Şam'ı ele geçirmesiyle Suriye'deki İran ve Rusya etkisi kırılıp, Batı yanlısı yeni bir yönetim kurulmuş durumda. Bu açıdan bakınca, Şam'da hakim olan yeni HTŞ yönetiminin ülkenin güneyini işgal etmeye devam eden, hemen her gün kontrol ettiği alanı genişleten İsrail'e tepkisizliği pek de sürpriz değil.

ABD bir yandan da Suriye'nin kuzeyindeki kaosu çözmek için kolları sıvamış görünüyor; Giden ABD yönetiminin Dışişleri Bakanı Blinken Roma'da Batılı müttefikleri ile Suriye'nin geleceğini masaya yatırırken (bu toplantıya Türkiye'nin davet edilmemiş olması çok dikkat çekiciydi), Blinken'ın yardımcısı Büyükelçi John Bass da önce Türkiye'de, ardından Suudi Arabistan'da Suriye temaslarındaydı. Bass'ın Ankara'daki temaslarının ana gündemi Suriye’nin kuzeydoğusunda hakim, Türkiye'nin terör örgütü olarak tanımladığı PYD-YPG meselesini çözmek üzerine oldu. Amerikalı yetkilinin PYD-YPG'nin de aralarında olduğu tüm silahlı güçlerin Suriye ordusuna entegre olmaları gerektiğine ilişkin açıklaması ise, Ankara ve Washington arasında yıllardır devam eden Fırat'ın doğusu çekismesinde büyük ölçüde uzlaşmaya varıldığını gösterdi.

Bass Ankara'dan sonra Suudi Arabistan'da bölge ülkelerinin Dışişleri Bakanları ile de biraraya gelip, Suriye'nin geleceğini, yeniden inşasını görüştü. Bu toplantıya Türkiye adına Dışişleri Bakanı Fidan da katıldı.

Suriye'de PYD-YPG meselesinin çözümünde ABD'nin yakın müttefiki, Irak'ın kuzeyindeki Kürt Federal yönetimi de devreye sokulmuş durumda; Irak Kürdistan Yerel Yönetimi lideri Barzani'nin özel temsilcisi Hamid Darbandi de geçen hafta PYD-YPG'nin elebaşı konumundaki Mazlum Abdi ile bir araya geldi. ABD yönetimi Trump'ın Başkanlık yemini etmesi öncesinde bir uzlaşı sağlamak için belli ki "tüm düğmelere aynı anda" basıyor.

Ermenistan-ABD stratejik anlaşması

Yine ABD'de görevi devredecek yönetimin giderayak Ermenistan'la imzaladığı kapsamlı stratejik anlaşma da ayrıca dikkat çekici; Anlaşma Ermenistan'ı Rusya'nın "arka bahçesinden" çıkarıp, ABD'nin stratejik müttefiki haline getiriyor.

Gerek Ortadoğu'da, gerek Kafkaslar'da ABD'nin giden yönetiminin yaptığı bu "alan temizliği" boşuna değil; Eski yönetim, -başka partiden bile olsa- 20 Ocak'ta yemin edecek yeni Başkan Trump'a Çin gibi, Rusya ya da İran gibi önceliklere odaklanması için alan açıyor. Mevzu bahis Amerikan çıkarları olunca, ortada siyasi parti ayrımı hiç kalmıyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Pakistan'a dikkat! 02 Ocak 2025
Laiklik meselesi 30 Aralık 2024