Trump, ABD’nin kralı olmak istiyor
ABD’de Başkanlık koltuğunu 2020’de kaybettikten sonra tezgahladığı darbe girişimiyle iktidarı yeniden ele geçirmek isteyen Donald Trump bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca büyük bir düş kırıklığı yaşamıştı. Donald Trump’ın uzun süren bir bekleyiş sonrasında, 2024’ün Kasım ayında yeniden başkan seçilerek Beyaz Saray’a geri dönmesi ve çok iddialı hedeflerle yola çıkması, önümüzdeki dönemin ilginç gelişmelere sahne olabileceğini gösteriyor. Trump’ın ABD’nin ekonomiden siyasete kadar her alanda dünyanın rakipsiz lideri olduğunu kanıtlamak için attığı adımların ABD’de ve dünyada ne gibi tepkilere yol açabileceğini yaşayarak görmeye başladık bile.
İkinci adam Elon Musk
Trump’ın ikinci adam olarak yanından ayırmadığı kişinin Elon Musk olması da ilginç gelişmelere hazır olmak gerektiğini gösteriyor. Farklı türde bir megaloman olan Elon Musk’ı yıllardan beri izleyen ve bu egosu sınır tanımaz kişinin nelere kadir olduğunu yıllar içinde öğrenmiş bulunan bir gazeteci olarak bu emsalsiz karakterin Trump’a nasıl katkı vereceğini ya da ondan nasıl yararlanacağını merak etmemek olanaksız.
Trump’ın seçimi kazanmasında belirleyici olan faktörler arasında, “Amerika her şeyden önce gelir (Amerika First)” sloganını vurgulaması önemli rol oynadı. Rakibi olan Demokrat Parti’nin ise toplumun nabzını tutmakta yetersiz kalması ve her haliyle tükenmiş görünen Joe Biden’in yerine toplumu etkileyecek bir aday bulamaması Trump’ın işine yaradı.
Bir ipte iki cambaz oynar mı?
Son yıllarda attığı dev adımlarla dünyanın en zengin adamı haline gelmeyi başaran Elon Musk’ın, Trump’ın yeniden seçilmesine yaptığı önemli katkılarla ABD’nin “ikinci adamı” haline gelmeyi aklına koyduğu ve bunu başardığı biliniyor. Teknolojinin belirleyici unsur haline geldiği ortamda Elon Musk’ın Trump’ın gözüne girerek iktidarın ikinci adamı haline gelmesi güçlü bir olasılık.
Uzay teknolojisini paraya çevirme konusunda da fevkalade başarılı olan ve dünyanın ikinci en zengin adamıyla arasındaki farkı daha da açan Elon Musk’ın Trump’un başkanlık saltanatı sırasında atacağı yeni adımlar merakla bekleniyor. İki cambazın aynı ipte oynamaya kalkışmasının olası sonuçları da şimdiden tartışma gündemine girmiş görünüyor.
Dünyanın gözü Trump’ın üzerinde
Donald Trump’ın, seçim zaferinin açıklanmasından sonra aldığı kararlarla ekonomide korumacılığı öne çıkartarak ABD’nin rakiplerine göz açtırmayacağı, ülkeye izinsiz giriş yapmış olan geniş kitleleri kısa sürede sınır dışına sürme konusunda kararlı olduğu anlaşılıyor.
Dünyamızın ve insanların geleceği ise Trump’ı hiç ilgilendirmiyor. Trump yeniden başkan olduktan hemen sonra aldığı bir kararla ABD’nin Uluslararası İklim Anlaşması’dan çekildiğini açıklaması ve ardından da ABD’nin Uluslararası Sağlık Örgütü’nden ayrılması ABD’nin dünyanın gözünde puan kaybetmeye devam etmesine yol açıyor ama Trump’ın hiç umurunda değil bu gelişmeler.
Küresel kaosa doğru
Tüm bu gelişmeler Davos’da yapılan Dünya Ekonomik Forumu (DEF) yıllık toplantısında da ele alındı. DEF’in tepe yönetisi Jorge Brende, dünyanın küresel kaosa doğru sürüklendiği ortamda bütün ülkelerin sorumlu davranarak gerekli önlemleri almaması halinde vahim sonuçların yaşanabileceğini söyledi ve ABD dahil bütün ülkelerin bundan zararlı çıkacağını vurguladı.
Donald Trump’ın dünyanın kaosa sürüklenebileceği bir ortamda ABD’nin tek hakimi haline gelmesinin nelere yol açabileceğini yaşayarak göreceğiz herhalde.