Trans-Pasifik Ortaklığı’nın Potansiyeli ve Gelişmeler
Trans-Pasifik Ortaklığı için kapsamlı ve aşamalı anlaşma (CPTPP - Comprehensive and Progressive Agreement for Trans-Pacific Partnership), yaklaşık 500 milyon insanı içeren bir pazarı kapsıyor. Anlaşmanın mevcut üyeleri Japonya, Malezya, Vietnam, Singapur, Brunei, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Meksika, Şili ve Peru. Anlaşma Avustralya, Kanada, Japonya, Meksika, Yeni Zelanda ve Singapur’da 2018 Aralık’ta; Vietnam’da ise 2019 Ocak’ta yürürlüğe girdi. Brunei, Şili, Malezya ve Peru’da ise henüz yürürlüğe girmedi. ABD de, bloğun kurulması sürecine dahildi ancak Trump zamanında 2017 yılında ayrılmıştı.
İngiltere Şubat 2021’de CPTPP’ye katılım talebinde bulundu ve 2 Haziran’da da katılım sürecinin başlatılacağını duyurdu. İngiliz Hükümeti, üyeliğin Brexit sonrası dünya için çok büyük bir fırsat olacağını ifade ediyor. Katılımın ülke adına bazı faydaları modern dijital ticaret, İngiltere’nin ihracatında tarifelerin ortadan hızlıca kalkması, iş insanlarının üye ülkeler arasında seyahatinin kolaylaşması ve CPTPP içindeki herhangi bir ülkeden gelen içeriğin 'kaynak' olarak sayılmasına izin veren menşe kuralları olarak belirtilmişti. Katılım motivasyonu olarak belirtilen üç nedeni şöyle özetleyebiliriz: Ticaret ve yatırım fırsatlarının artırılması, ticari bağlantıların ve tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi, İngiltere’nin gelecekteki pozisyonunun korunması ve uzun vadeli çıkarların geliştirilmesi. İngiliz yetkililer, bu üyeliğin İngiltere’yi dinamik ekonomilerle birlikte modern, ilerici serbest ticaret ağlarının merkezine koyma stratejisinin önemli bir parçası olduğunu ifade ediyor. İngiltere Ticaret Bakanı Liz Truss’ın tüm olasılıklar içerisinde CPTPP anlaşmasına dahil olmaya verdiği önemi vurguladığı söylemlerine bakarsak, İngiltere bu vesileyle uluslararası arenada serbest ticareti savunacağına ve korumacılıkla mücadele edeceğine dair güçlü bir sinyal gönderiyor diyebiliriz.
Katılım sürecinde İngiltere’nin mevcut anlaşma kurallarını tam olarak kabul etmesi, pazara erişimin ise İngiltere ve üye ülkeler arasında ikili olarak müzakere edilmesi gerekecek. Katılıma ilişkin plan önümüzdeki haftalarda parlamentoya sunulacak ve takvim ilerleyecek.
İngiltere’nin, ticaret akımlarının büyüklüğünü ifade etmek için pandemi şartları nedeniyle 2020 yılından daha uygun olan 2019 yılını baz alırsak CPTPP ülkeleri ile ticaretinin Çin ile ticaretinden daha fazla; ABD ve AB ile ticaretinden daha az olduğunu görüyoruz. İngiltere’nin 2019’da Çin’e olan mal ve hizmet ihracatı 30 milyar sterlin, Çin’den ithalatı ise 49 milyar sterlin seviyesinde gerçekleşti. ABD’ye ihracatı 142 milyar sterlin, ABD’den ithalatı 90 milyar sterlin; AB’ye ihracatı ise 294 milyar iken AB’den ithalatı 374 milyar olarak gerçekleşti. 2019 yılında İngiltere’nin Trans-Pasifik Ortaklığı ülkelerine olan mal ve hizmet ihracatı 58 milyar sterlin, ki bu da İngiltere ihracatının %8.4’üne denk geliyor. İthalatı ise 53 milyar sterlin seviyesinde, bu da İngiltere toplam ithalatının %7.3’ü anlamına geliyor. CPTPP ülkelerinden olan Avustralya, Kanada, Japonya ve Singapur İngiltere’nin en büyük ticari ortakları. Bu dört ülke, 2019'da İngiltere'nin CPTPP ülkeleriyle ticaretinin yaklaşık %80'ini oluşturdu. Ayrıca, İngiltere’nin hali hazırda 7 CPTPP üyesi ülke ile ticaret anlaşması var. Bunlar Kanada, Şili, Japonya, Meksika, Peru, Singapur ve Vietnam. Diğer bir CPTPP üyesi olan Avustralya ise geçtiğimiz hafta 15 Haziran’da İngiltere ile bir ticaret anlaşmasında mutabakata vardığını duyurdu. Bu demek oluyor ki, Trans-Pasifik Ortaklığının 11 mevcut üyesinin 8’i İngiltere ile ticaret anlaşması yapmış durumda. Ortaklık anlaşmasının diğer bir üyesi olan Yeni Zelanda ile de İngiltere’nin ticaret anlaşması müzakereleri devam ediyor.
CPTPP ülkeleri ile İngiltere arasında 2019'da 110 milyar sterlin değerinde ticaret hacmi gerçekleşmiş oldu ve CPTPP kuralları, üyeler arasında ticareti yapılan malların %95'i üzerindeki tarifeleri kaldıracak. Eğer anlaşma imzalanırsa İngiltere kurucu olmayan ilk üye olacak ve Trans Pasifik Ortaklığı Asya-Pasifik odaklı bölgesel bir çerçeveden küresel bir çerçeveye dönüşecek. Anlaşma, mallar için ticarette gümrük vergilerinin azaltılması, hizmetler, yatırım, fikri mülkiyet, dijital ticaret ve kamu iktisadi teşebbüsleri alanlarında da yeni kurallar ortaya koyuyor. Ayrıca, bu anlaşma sayesinde, üye ülkelerin kalkınma seviyesi, ücret seviyeleri, faktör donatımı açısından farklılıkları sayesinde verimli tedarik zinciri ağları kurulabilir. İngiltere’nin de katılmasıyla CPTPP küresel ekonominin %16’sını temsil eder hale gelecek ki bu oran AB27’nin küresel ekonomiden aldığı %15.4 paydan daha fazla. Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması’na katılmaya ilgi gösterdiğini belirten diğer ülkeler olarak da Çin, Güney Kore, Tayvan ve Tayland öne çıkıyor. Anlaşma, Asya Pasifik pazarındaki büyük tüketici pazarına erişimi derinleştirebilecek. Bir başka şekilde ifade edecek olursak anlaşma, dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin Avrupa’dan uzaklaşarak dünyanın daha hızlı büyüyen bölgelerine kaymasını ivmelendirecek gibi görünüyor.