Toskana’nın arsalarını aldı 350 villalık proje inşa ediyor

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Özyazıcı İnşaat, geçmişte çok sayıda konut projesine imza atmış önemli bir şirket. Ancak bir süredir ‘taahhüt projelere’ odaklanmıştı. Öyle ki kısa sayılabilecek sürede devletin en önemli kurumlarının ‘çok özel yapı projelerini’ hayata geçirdi. Şu anda da Ankara’da Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yeni yerleşkesinin inşaatını sürdürüyor. Bu projede yaklaşık 64 dönüm arsada 106 bin metrekare inşaat alanına sahip bir yerleşke inşa ediliyor. Başkaca teslim ettiği ‘güvenlik birimleri’ ağırlıklı taahhüt projeler de oldu. Konut projesi olarak da Çamlıca Camii’nin eteğinde planlanan kentsel dönüşümde taahhütle Toplu Konut İdaresi’ne 501 konut ve 48 dükkânlık ilk etabı tamamlayıp teslim etmişti. O bölgedeki dönüşüm, bu projenin liderliğine ‘eklemlenerek’ yayılıyor. Özyazıcı İnşaat, Halkalı’da da Emlak Konut için Bizim Mahalle Projesi’nin, 670 konut 113 dükkândan oluşan 1. Etap, 2. Kısım inşaatını da üstlendi.

Özyazıcı İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Özyazıcı arayıp “Abi Dünya Gazetesi’ndeki yazılarınızı okuyoruz. İnşaatın sıkıntılarını da projelerini de anlatıyorsunuz. Biz de sıkıntı az ama görüşmeyeli çok da iş yaptık ve yeni güzel projelere başladık” deyince ortaya ilginç bir sohbet çıktı. "Nerede projeniz var” diye sordum. Hakan Özyazıcı’nın yanıtı, “Büyükçekmece’de Toskana’nın kalan etabında 50 villa yapıyoruz. Yine aynı bölgede iki farklı villa projesinde toplam 300 villa inşa ediyoruz” oldu. Peki, Toskana Vadisi Projesi nerden çıktı? Çünkü bu proje bir zamanlar Türkiye’ye büyük umutlarla önemli projeler inşa etmek için gelen ve daha ilk projesinde (İETT Arsası Dubai Towers) karşılaştığı ‘muhalefet’ nedeniyle hayal kırıklığı yaşasa da sonradan birkaç projeyi hayata geçirebilen BAE sermayeli Emaar’ın projesiydi. Hakan Özyazıcı şöyle özetledi meseleyi: “Emaar, ne yazık ki hangi projeye başlasa çok sıkıntıyla karşılaşmış. Bir şekilde bizimle iletişim kurdular. Ünalan’daki projede kendilerine destek olduk. Maalesef yabancı sermaye düşmanlığı onları da çok üzmüştü. Biz de Toskana’da kalan arsalarına talip olduk, anlaştık. Projenin içinde kalan 80 dönümlük arsayı aldık ve Toskana Vadisi’nde 50 villa inşa ediyoruz, bu proje satışta. Projenin devamını yapacakları ama bizim satın aldığımız 300 dönümlük arsada da ayrıca Neva Vita ve Neva Roza projelerini geliştirdik, inşaatına başladık. 300 villa da bu projelerde inşa ediyoruz, henüz burayı satışa açmadık.”

İstanbul’un Avrupa yakasındaki ‘İkinci Boğaz’ olarak tanımlanan Büyükçekmece, ilginç bir şekilde en güzel villa projelerinin hayata geçtiği bölge oldu ve halen çok sayıda yeni projenin inşaatı da devam ediyor. Vaktiyle merhum Üzeyir Garih ve İshak Alaton’un Alkent 2000 Projesi ile başlattığı ‘nitelikli villa, malikane projeleri’ gölün iki yamacına yayılıyor.

Hakan Özyazıcı’ya, “Villa inşa etmek güzel de memleketin kentsel dönüşümü ne olacak” diye de sordum. Bu soruya uzun bir cevabı yoktu. İki cümlelik yanıtı “Abi devletin müdahil olmadığı bir kentsel döşüm mümkün görünmüyor. Devlet hakem olmalı ki vatandaşı ikna olsun, müteahhit ikna edemez” oldu.

Tekne kıtlığı var, Türkiye’deki marinalar yüzde 100 dolu

Bir bölgeye gelir düzeyi çok yüksek ‘sosyal doku’ yerleşir de marina eksik olur mu? Büyükçekmece’de, içinde AVM, otel, Roller Coaster, Playland, sağlık turizmine dönük tesisler de bulunan Kıyı İstanbul Marina projesinin inşaatı büyük ölçüde tamamlandı ve marina ile AVM hizmete açıldı. Kıyı İstanbul Marina Müdürü Dilek Seven’in verdiği bilgiye göre 650 yat kapasiteli proje Türkiye’nin en büyük marinalarından biri oldu. 300 dönüm alanda, 2023 sonunda tamamının tamamlanması planlanan Yap İşlet Devret (YİD) proje için 300 milyon Euro’luk yatırım yapılıyor ve yatırımcılar Alman, İsviçreli ortaklardan oluşuyor. Dilek Seven, “İstanbul ile Ege Çanakkale rotasında en uygun marinalardan biri bizimki. Hedefimiz büyük yatları ağırlamak. Büyükçekmece bölgesinde yaklaşık 5 bin lüks konutluk yerleşim var, yeni projeler de geliyor. Biz de ilginç bir şekilde D-100 (E5) Karayolu kenarındaki karayolunda 7 girişi olacak, tamamen doğal liman içinde çok kaliteli bir marina hizmeti veriyoruz. İstanbul Havalimanı’na da çok yakınız” diyor.

Akdeniz’de yat trafiğinin 20 yıl içinde 3 katına çıkacağını ve yat turizminin en cazip ülkelerinden Türkiye’de ve İstanbul’da da yeni marina yatırımlarına ihtiyaç olduğunu söyleyen Dilek Seven özellikle COVID-19 salgınının yat talebini hızla artırdığını belirterek şu bilgileri aktarıyor: “Birçok yat üretim firması 2024 yılına sipariş alabiliyor. 2021 yılında sadece Hırvatistan’dan Türkiye’ye bin 500’e yakın ikinci el tekne girişi oldu. Ayrıca Yunanistan, İtalya, Fransa’dan alınan ikinci el tekneler var. Satın alınan ikinci el ve sıfır teknelerle Türkiye’deki tekne sayısı arttı ama marinaların sayısı ve bağlama kapasiteleri aynı kaldı. Marinaların çoğu da yüzde 100 dolu, birçok marinada uzun bir bekleme listesi var. Halen ülkemizde 6 marina inşası da devam ediyor ve 6 binlik bir kapasite eklenecek. Bizim marinamızda ise tekne bağlama kontenjanımız dolmak üzere. Yabancı müşterilerimizin sayısı hızla artıyor.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar