Torba yasa ile döviz tevdiat hesaplarında kur farkına stopaj mı geliyor?
Nazmi KARYAĞDI
Yeni Ekonomi Danışmanlık AŞ. Kurucu Ortağı
Kasım ayının son haftasında yeni bir torba yasa Parlamento’nun gündemine geldi. İçinde pek çok kanunda birçok değişiklik getiren düzenlemeler var. Çoğu kez olduğu gibi torbada yine vergi düzenlemeleri yer alıyor. Vergilendirme konusunun çok sık torba yasalarda olması, doğal olarak sokaktaki vatandaşta, yatırımcıda, girişimcide tereddütlere yol açıyor.
Son yıllarda yapılan vergi düzenlemelerinde verginin ekonomik, sosyal ve hukuki yönünden ziyade yeniden finansal yönünün yani gelir artırıcı yönünün ön plana çıkması, mükellef hakları bakımından geleceğe dair net bir öngörü ve güven kaybına neden oluyor.
Geçtiğimiz hafta sermaye piyasaları konusunda kıdemli uzman olan bir dostum “Üstad, bana da soruluyor ama sizler vergi konusunun uzmanısınız. Menkul sermaye iratlarını vergilendiren Geçici 67. maddede stopaj konusunda bir düzenleme yapılıyor. Sıradan vatandaşın kafası karıştı. Döviz Tevdiat Hesapları’nda faiz ile birlikte kur farkına da mı stopaj geliyor?”
Sokaktaki vatandaşın kafa karışıklığını anlayışla karşılamak lazım diye düşünüyorum. Zira Torba Kanun Teklifi’nin 12. maddesi adeta bir yap-boz bulmaca gibi:
“197 sayılı Kanun’un geçici 67’nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “faiz gelirleri için ayrı ayrı veya birlikte bir katına” ibaresi “kâr payı ve faiz gelirleri için ayrı ayrı veya birlikte %40’a” şeklinde, on yedinci fıkrasında yer alan “%15’e ibaresi” “%40’a” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkrada yer alan “her bir sermaye piyasası aracı” ibaresinden sonra gelmek üzere “ihraç edenler, ihraç veya iktisap tarihi, hesap türü, hesap açılış tarihi” ibaresi eklenmiştir.”
Bulmaca çözer gibi ilgili eklemeleri yerine koyduktan sonra ortaya çıkan sonuç; Gelir Vergisi Kanunu geçici 67. maddedeki tüm irat ve kazanç türleri için Cumhurbaşkanı’na verilen %0 ila %15 arasında stopaj oranı belirleme yetkisinin azami %40 oranına çıkarılmasıydı. Bu durum doğal olarak başlı başına yatırımcılarda ciddi bir belirsizlik ve güvensizlik yaratmaktaydı. Zira oran aralığı oldukça geniş ve yüksekti.
Ancak anlaşılan o ki bu belirsizlik yatırımcı zihninde bir başka şüpheye de yol açmıştı.
Endişeye gerek yok
Yıllardan beri uygulamada olan yasal düzenlemeye göre; yabancı para cinsinde ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan getiriler ile döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen faiz gelirleri gelir vergisi stopajına tabi tutuluyor. Hesabın açıldığı tarih ile vade sonuna kadar anapara üzerinde oluşan kur farkı geliri stopaj kapsamına girmiyor.
Şüpheye düşülen konunun cevabını hemen verelim: Maddede yapılacak değişikler, kur farkı geliri üzerinde stopaj yapılmasına imkân vermiyor. Dolayısıyla eski uygulama hâlâ geçerli.
“Her şeyi değiştiren tek şey: Güven”
Son olarak vergi stratejisi ve vergiye gönüllü uyum konularında çalışmaları ve pratiği olan bir kişi olarak gerek yasa yapıcıların gerekse Maliye’nin vergi ile ilgili atacağı adımlarda “güven” unsurunu “gelir” unsuruna feda etmemesinin önemine değinmek istiyorum.
Ünlü yazar Stephen R. Covey’in belirttiği gibi “Hiçbir şey güvenin hızı kadar hızlı değildir.”
Kaybettiğimiz geliri yerine koyabiliriz. Ancak kaybettiğimiz güveni çok uzun zamanda ve zor kazanabiliriz.