Toprağa tohum ile bilgi ekmek

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Ne ekersen onu biçersin. Ekmeyen biçemez. Hasat, ektiğin tohumla şekillenir. Ancak artık tohum yetmiyor, bilgi ve zekâ da yanı sıra ekilmesi gerekiyor. Gübre, su, ilâç kadar hayati olan; bilgidir artık. Tarım sektöründe dijital dönüşüm performansı en üst düzeye çıkarmayı amaçlarken üretkenliğe de katkı sağlıyor. Peki, ortaya çıkardığı sorunlara hazır mıyız?

Tarım sektöründe dijital dönüşüm, "işini bilene bereket, işini bilmeyene zahmet" sözünü anımsatırcasına başarıyı ve verimliliği hayata geçirme çabası içinde adım atıyor. Hatırlamak gerekiyor ki; iyi bir tohum güzel hasadın da müjdecisidir. Peki, yapay zekâ tarımda verimliliği nasıl artıracak?

Microsoft bir süre önce Tarım için Microsoft Azure Veri Yöneticisi'ni duyurdu. Tarımsal verileri toplamaya ve dönüştürmeye yönelik bir araştırma girişimi, şimdi zamanında ticari bir çözüme dönüştü. Bu platform sektöre farklı kaynaklardan gelen çiftlik verilerini bağlıyor. Tarımsal verilere dayalı uygulamalarla tahmine dayalı içgörüler sağlıyor ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik ediyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİK VE TARIMDA YAPAY ZEKÂ

Son dönemde dilimizden düşmeyen sürdürülebilirlik ile modern teknolojiler toprağın yarasını iyileştirmeye, bereketini artırmaya yöneldi. Doğal dengeyi sağlamaya odaklandı. Peki, bu verimli bir gelecek sağlayacak mı? Veri odaklı tarım gerçek şifacılar olabilecek mi?

“Büyük Tarımsal Üretimde Büyük Veri Etiği” isimli makale; Monsanto veya John Deere gibi tarım işletmelerinin tarımsal üretimin her aşamasında yapay zekâ ve uzman sistemler yardımıyla geliştirdiği ve büyük ölçüde bu verilerin işlenerek olası sonuçların tahminlenmesi senaryolarına dayanan iş modelleri oluşturuyor. Bu yetenek ise “büyük veri” ile mümkün olabiliyor.

Bir çiftçinin aldığı her kararı izleyen veya dikte eden traktörler üzerindeki kablosuz sensörler sayesinde Monsanto, artık büyük miktarlarda önceden tescilli tarım verilerini bir araya getirerek, alan bazında benzersiz iç görülerle ABD tarım arazilerinin üçte biri veya daha fazlasına ayrıcalıklı bir konum sağlayabildiği, ifade ediliyor.

Yapılan çalışmalara baktığımızda veriye dayalı tarım, “tarım bilgi ile güçlenir” sözünü akıllarımıza kazımış durumda. Dijital dönüşüm, toprağın sırlarını açığa çıkararak, çiftçilerin bilgelik ve deneyimlerini birleştirerek daha verimli bir tarım yapmalarına yöneltiyor.

DİJİTAL YARDIMCILAR

Tarımdaki dijital yardımcılar bir pusula gibi adeta. Suyun akışını, toprağın besin değerini, çevrenin dengesini koruyarak yapılacak bir üretim elbette başarıyı da arkasından getirir.

Bir çiftçi açısından baktığımızda tarımsal faaliyetleri yönlendirmek adına bir navigasyon cihazı gibi hizmet ediyorlar. Çiftçi çevrenin hassas dengesini koruyarak üretim yapabilir.

Tarım şirketleri için dijital yardımcılar; nitelikli birer teknolojik destekçilerdir. Veri analitiği, yapay zeka ve otomasyon gibi güçlü araçlarla tarım şirketlerine daha verimli ve inovatif çözümler getiriyor.

YAPAY ZEKÂ TOPRAKTA İŞLEVSELLİĞİ VE VERİMLİLİĞİ KONUŞTURUYOR

Veriye dayalı tarım, adeta bir "doktor" gibi tarım arazilerini analiz ederek, sağlık durumlarını tespit ediyor ve iyileştirme süreçlerini yönlendiriyor. İşte bu ihtiyaç duyulan en önemli konulardan biri… Durumu tespit ettiğinizde yolun yarısını da alırsınız.

Dijital tarım, tarım sektörünün "sağlık rehberi" gibi düşünülebilir. Bir rehberiniz olduğunda daha hızlı ve güvenli yol alırsınız. Eğitmeniniz atacağınız adımlarda öğreticidir. Bir danışmanla yol aldığınızı bilirsiniz. Uzmanlık isteyen işleri kısa sürece çözersiniz. Yol göstericiniz güçlüdür. Dijital tarım ile güvenli ve besleyici gıda üretimini böylece gerçekleştirmek mümkün. Sağlık bilinci de artıyor.

DİJİTAL ÇİFTÇİLİK DÖNEMİ

Dijital çiftçilik yönetimi, tarım dünyasını baştan aşağıya değiştiriyor. Üreticilere ait verilerin titizlikle toplandığı bu yeni yaklaşım, tarımın geleneksel sınırlarını zorluyor. Hayvan varlığıyla ilgili verilerin özenle kaydedilmesi, verim haritalarının detaylı bir şekilde oluşturulması ve coğrafi veri sistemlerinin aktif kullanımı, tarımı daha etkin ve verimli hale getiriyor.

Bu yenilikçi yaklaşım, geleneksel tarımsal üretimi kökten değiştiriyor. Verilere dayalı yönetim ve ileri teknoloji kullanımı, çiftçilerin elinde güçlü bir araç haline geliyor. Tarımın geleceğini şekillendiren bu dönüşüm, çiftçilerin verimliliklerini artırarak daha sürdürülebilir bir tarım sistemi oluşturmalarına olanak tanıyor.

Gelişmiş analitik yetenekler, yapay zekâ ve otomasyon teknolojileri, çiftçilerin daha akıllı kararlar almasını sağlıyor ve tarımın daha verimli, çevre dostu ve geleceğe yönelik bir sektör haline gelmesine katkı sağlıyor. Dijital çiftçilik, tarımsal üretimi dönüştürerek daha güçlü, yenilikçi ve sürdürülebilir bir tarım geleceği sunuyor.

DEZAVANTAJLARI

Peki, dezavantajları yok mu? Verilerin işlenmesi ve kullanılması için yeni politikalar, iş modelleri ve yasal güvenlik önlemleri geliştirme ihtiyacı doğuyor. Bu süreçte, etik ve tutarlı ilkelerin öne çıkması gerekiyor.

Akıllı tarım sistemlerinin yaratabileceği sosyo-etik problemler göz ardı edilmemeli. Sadece dijital servis sağlayıcılar değil, üreticileri, tarımsal alanda çalışan mühendisleri, yazılım ve donanım mühendisleri, gıda tedarik zincirinin ve sektörün tüm paydaşları arasında etik zeminde ortak bir anlaşma standardı olmalı.

Unutulmamalı ki; akıllı tarım sistemleri, endüstriyel tarımsal üretim lehine güç asimetrisi yaratabilir. Bu durum; tohum, ilaç ve gübre sektöründe potansiyel tekellerin gücünü artırır. Ayrıca, gıda güvenliği, küçük üreticilerin ve yerel genetik kaynakların korunmasını zorlaştırır. Bu konuda tarladan sofraya, üründen gıdaya dönüşümün her aşamasında yer alan paydaşlarla eğitim ve farkındalık çalışmaları ayrı bir önem taşıyor.

GELENEKSEL BİLGİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

Geleneksel bilginin sürdürülebilirliği tarım açısından oldukça önemli. Yerel üretim modelleri yöre veya bölgeye özgü çevre ve iklim koşullarına uyum sağlamış çeşitlerin kullanıldığı üretim modelleridir. Bu modellerde doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde korunması hedeflenir.

Üretime ait bilgi nesilden nesile aktarılır ve kültürel devamlılık sağlanır. Genetik olarak değiştirilmiş çeşitler, geleneksel çeşitlere göre genetik mühendislik uygulanarak elde edilir. Endüstriyel üretim sürecinde ise belirli bölgelerde belirli ürünlerin standartlaşması yaygınlaşabilir. Bu durumda genetik kaynakların korunması ve yöreye özgü biyo-çeşitliliğin yok olma tehdidi ortaya çıkabilir.

TARIM SEKTÖRÜNDE DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEĞE KATKISI

1-VERİ ANALİTİĞİ: Tarımsal veriler daha etkili işlenebilir hale gelecek.

2-TARIM UYGULAMALARI: Çiftçiler, tarım uygulama araçları ile veri toplayabilecek.

3- GERÇEK ZAMANLI BİLGİYE ULAŞMA: Hava durumu, toprak koşulları, bitki büyümesi ve hastalıklar gibi faktörlerin izlenmesiyle çiftçiler gerçek zamanlı bilgilere ulaşabilecek.

4- SULAMA SİSTEMLERİ: Sulama sistemleri otomatik hale getirilerek su kaynakları verimli kullanılabilecek.

5-TARIM SENSÖRLERİ: Bitki besleme, gübreleme gibi ihtiyaçlar doğru belirlenebilecek.

6-AKILLI TARIM MAKİNELERİ: Enerji verimliliği optimize edilebilecek.

7-MALİYET AVANTAJI: Daha az maliyetle üretim yapılabilecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ŞEREF OĞUZ YAZDI... 13 Kasım 2024