Tokyo Olimpiyatları ne kadar “yeşil”?
“Discover Tomorrow” (Yarını Keşfet) sloganı ile gerçekleştirilen 2020 Tokyo Olimpiyatları bugüne kadar gerçekleştirilmiş en “yeşil olimpiyat” olma iddiası ile başladı.
"Be better, together — For the planet and the people” (Birlikte daha iyiye - Gezegen ve insanlar için) kavramı ön plana çıkaran olimpiyat oyunlarının ilk kez “sıfır atık”, “karbon nötr” bir etkinlik olacağı ifade edildi.
Olimpiyat oyunlarının resmi internet sitesinde “Sürdürülebilir oyunlar gerçekleştirme sorumluluğunu yerine getirmek, Japonya ve dünya genelinde insanlara sürdürülebilirlik sorunlarına çözüm önerileri sunmak için inisiyatif alacağız” açıklaması yer aldı. Oyunlar; sıfır karbon; sıfır atık; doğal ortam ve biyoçeşitliliğin korunması; insan hakları, çeşitlilik ve kapsayıcılık değerlerine saygı olmak üzere beş sürdürülebilirlik ilkesi üzerine inşa edildi.
Açılış seremonisinde Olimpiyat meşalesini yakan Japon tenisçi Naomi Osaka, Coca-Cola şişelerinin geri dönüşümünden üretilen bir forma giydi. Geri dönüştürülmüş malzemeden elde edilen alüminyum meşalede hidrojen enerjisi kullanıldı.
Oyunlar boyunca, sporcular geri dönüştürülmüş mukavva yataklarda yatacaklar ve akıllı telefon atıklarından elde edilen madalyaları almak için yarışacaklar. Olimpiyat Komitesi’nin dev spor organizasyonun çevresel etkilerini ortadan kaldırmak için hayata geçirdiği girişimler oldukça etkileyici; fakat biraz öncesine dönelim… COVID-19 pandemisi nedeniyle geçtiğimiz yıl gerçekleşemeyen 2020 Tokyo Olimpiyatları için sekiz adet yeni mekan inşa edildi ve 11 binin üzerinde sporcu olimpiyatlar için Japonya’ya geldi. Bu sayıya seyircileri de eklemek gerek. Her ne kadar pandemi nedeniyle seyirci sayısı sınırlı kalmış olsa da, Tokyo Olimpiyatları’nın 2.4 milyon ton karbon emisyonuna neden olacağı ifade ediliyor. Bu oran, Kopenhag şehrinin 2020 yılın boyunca yol açtığı karbon emisyonuna denk geliyor.
“Yeşil yıkama”
Lausanne Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, tüm iyi niyetli girişimlere rağmen, yapılanların “yeşil yıkama”dan ileri gitmediğini ve Tokyo Olimpiyatları’nın son 30 yıldan bu yana sürdürülebilirlik açısından en kötü 3. Olimpiyat olduğunu iddia ediyor.
Araştırmanın yazarlarından David Gogishvili, “Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin çabaları önemli, fakat yeterli değil. Etkinliğin inşaat aşaması ve boyutu dikkate alındığında, ortaya çıkan tablo yeşil yıkamadan başka bir şey değil” yorumlarını yapıyor.
Geri dönüşüm var ama plastik kullanımı yasak değil
WWF Japonya İklim ve Enerji Projesi Lideri Masako Konishi de araştırmanın sonuçlarını onaylıyor ve “Podyumların geri dönüştürülmüş plastikten üretilmesi güzel bir girişim, fakat plastik kullanımını yasaklamadıktan sonra bunun Japon halkı üzerinde hiçbir etkisi yok” yorumunu yapıyor. Bunun yanı sıra, Tokyo Olimpiyatları Sürdürülebilirlik Komitesi üyesi olan Konishi, Olimpiyatların karbon kredisi satın alarak karbon negatif ilk etkinlik olmasının önemli olduğuna dikkat çekiyor. Konishi, “Tokyo Olimpiyatları yarattığı karbon ayak izinden yüzde 150 oranında daha fazla karbon kredisi topladı. Bu, etkinliğin karbon negatif olacağı anlamına geliyor. Karbon kredileri gelecekteki olimpiyat oyunları için rol model olabilir. Tokyo Olimpiyatları’nın en önemli özelliği, mevcut teknoloji ile sıfır karbon hedefine ulaşmanın mümkün olduğunu göstermesi” diyor. Japon Olimpiyat Komitesi 4.38 milyon ton değerinde karbon kredisi satın aldı.
Olimpiyatlar sürdürülebilir olmak için “küçülmeli”
19. Yüzyılın başında Atina’da düzenlenen ilk olimpiyat oyunlarına 300 sporcu katıldı. 2020 Tokyo Olimpiyatları’na katılan sporcu sayısı ise 11 binin üzerinde. Tabii ki sayının yine bu düzeye inmesi mümkün değil, fakat uzmanlar, olimpiyat oyunlarının sürdürülebilir olması için küçülmesi gerektiğini savunuyorlar. Lozan Üniversitesi öğretim görevlisi David Gogishvili’nin yorumları şöyle: “Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Ulusal Olimpiyat Komiteleri ve belki de Birleşmiş Milletler’in bir araya gelip, dünyanın mevcut gerçekliklerini ve iklim krizini dikkat alması ve sporcu sayılarını yeniden belirlemesi gerekebilir. Olimpiyatların sürdürülebilirliği için sürekli yeni altyapı inşaatı gerektirmeyen çözümlere odaklanmak önem taşıyor.”