Togg, inovasyon mudur?

D. Ferhat DEMİR
D. Ferhat DEMİR İNOVASYON DELİSİ

2020 olimpiyatlar için en güçlü aday şehir İstanbul olmasına rağmen Tokyo’ya verilmesi üzerine bir Japon arkadaşımın “deprem sonrası tekrar özgüven kazanmak için millet olarak çok ihtiyacımız vardı” demesi dün gibi hafızamda. Togg Türk milleti için aynı etkiyi yaratmalı. Bana göre yüzde kaç yerli olacağından daha çok toplumsal bir özgüven inşa etmesi ve sosyopsikolojik bir eşiği atlatması çok daha mühim. Yolda muhtemel sorunlar yaşanacak olsa dahi yola çıkılmasını çok önemsiyorum. Tüm bu girişimler, insanımızın özgüvenini artırıyor ve “biz de başarabiliriz” duygusu yaratıyor. Özgüvensiz bir toplum hiçbir somut başarı elde edemez!

Yıllar önce TÜBİTAK strateji ve inovasyon ekibinde mühendis olarak görev yaparken milli otomobil projesi kuruma gelmişti fakat o zamanlar fosil bazlı tasarlandığı için ölü doğan bir girişimdi. Zamanla doğru noktaya gelindi. Stratejik bir plandan daha çok raslantısal bu noktaya gelmemizi not düşülmeliyiz. Her şeye rağmen doğru bir zamanlama ve rüzgâr arkamızda. Yüzde 100 yerli ve milli bir ürün dünyada yok. Global bir pazarda bu tip takıntılara gerek de yok. Zaten elektrikli araçlarda en kritik komponent; motor değil batarya yazılımları ve şarj alt yapısıdır. Tasarım ve yazılım IP’lerinin ülkede olması kâfi. Bana göre Togg için bundan sonraki en kritik ‘milestone’; geri ödeme süresini (break even) geçer geçmez yüzde 100 otonom ve sürücüsüz araçlar üretebilmesi.

Sadece bir otomobil değil akıllı araçlar ve cihazlar şeklinde konumlanması çok doğru. Togg çok büyük bir ekosistem yaratacak ve geliştirilen teknolojiler pek çok farklı sektörü besleyecek. Apollo projesi birçok inovasyonun doğmasına neden olmuştur. O açıdan Togg’un çarpan etkisi oldukça önemli. Bununla birlikte girişimde önemli zafiyetler görülüyor. Her şeyden önce, halk tipi sedan bir araçla çıkılması zararı küçültür ve iç pazarı büyütürdü. Güçlü bir çıkış yapmak için SUV modelinin seçilmesi anlaşılabilir ama Türkiye’de kişi başı SUV kullanım oranı çok düşük. Büyük bir iç pazara sahip olmayan bir markanın global olma şansı yok. Güçlü görüntü diğer otomotiv üreticilerine mi yoksa seçmene mi verilecek sorusunun yanıtı kararın stratejik mi yoksa siyasi mi alındığını gösterir. Eğer Togg ticari bir girişimse bundan sonra müşteri ayırımı yapmadan ve her vatandaşa eşit uzaklıkta hareket etmeli. Kamu, Togg’un stratejik bir partneri olabilir elbette ama Togg gibi ticari faaliyet yürüten şirketlerin parti ayırımı yapması ölümcül bir hata olur. Markalaşma çalışmalarını genel olarak iyi bulsam da bazı rötuşlar şart. İlk başta Togg, marka ismi değil konsorsiyumun ismi olarak lanse edildi. Eğer marka ismi olarak devam edecekse yaratılmak istenen algıya göre markalaşma açısından ‘togg’ ya da ‘TOGG’ olarak revize edilmeli. Edebi bir metin yazmadığımız için baş harfin büyük olmasının hiçbir anlamı yok. Bmw yazıldığını hiçbir yerde göremezsiniz. Kurumsal renk turkuaz ise, böyle bir renk opsiyonu sunulmalı. Maliyetleri kontrol altında tutmak için kırmızı, beyaz, turkuaz renk seçenekleri başlangıç için yeterli olabilir. Diğer önemli bir nokta; markanın tüm dünyanın algılayabileceği ve etkileneceği güçlü bir hikayesi olmalı. Bir Kore veya ABD vatandaşı için yüzde 100 yerli ve milli, satın alma kararı verdirecek bir hikâye değil. Başka çok kritik bir nokta; rekabet stratejileri. Togg’un rekabet stratejilerini henüz anlayamadım. Michael Porter’in artık klasik olan farklılaşma, odaklanma veya düşük fiyat stratejilerinden hangisini uygulayacak? Yani maliyetleri düşük tutarak mı önce çıkacak (Tata) yoksa tasarımdan malzemesine üstün özellikleri ile farklılaşan araçlarla mı (Ferrari, Porsche vb.) rekabet edecek? Farklılaşmanın ciddi maliyetleri olacağı için 10 bin dolar altında kişi başı gelire sahip bir pazar için uygun değil. Eğer optimum bir nokta hedefleniyorsa (Volkswagen, BMV vb.) birkaç konuya odaklanarak rakiplerin önüne geçilmeli. Stratejik planlar, siyasete bırakılmayacak kadar teknik ve hayati konular.

Türkiye, iktisat tarihinde birçok treni kaçırdı. Otonom elektrikli otomobil trenini kaçırmaması çok önemli. Otomobilin banttan inecek noktaya getirilmesine kadar geçen süreçte sergilenen liderlik elbette önemli ama konu, siyasi şovlara ve ayrıştırıcı dile meze yapılmayacak kadar da mühim. Türkiye’nin geleceği için tarihi bir dönüm noktası ve hepimizi heyecanlandırması gereken büyük bir inovasyon.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mutluluk ekonomisi 11 Eylül 2024
Aylaklığa övgü 04 Eylül 2024