TL’den dövize geçiş; yeniden...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Hem faizi hem kuru yükselttikten sonra başlayan döviz hesaplarından TL mevduata geçişte sona gelindi. Son günlerde bunun göstergeleri alınmaya başlandı. Bu hafta DTH'de yeniden artış görürsek şaşırmayalım. BDDK'nın açıkladığı ilk veriler de zaten döviz hesaplarının artmaya başladığına işaret ediyor.

Finansal balayı kısa sürmüş gibi görünüyor. Dünya iktisat literatürüne büyük katkıda(!) bulunarak hem faizi hem kuru aynı zamanda artırma başarısı göstermemizden sonra başlayan dövizden TL'ye geçişin sonuna gelindi. Piyasalardaki genel eğilim buna işaret ediyor. Nitekim bu yönde ilk veriler de ortaya çıkmış durumda. BDDK’nın günlük açıkladığı veriler, döviz hesaplarının yeniden artmaya başladığını ortaya koyuyor.

Son dönemde olanlara bakınca birileri bundan bir tez konusu çıkarsa ne şahane olur diye düşünmeden edemiyor insan. “Bunları yapmayın yeter” sonucu verecek bir tez...

- Merkez Bankası faiz artırıyor, bankalar da mevduat faizini yukarı çekiyor, kur geriliyor, TL güçleniyor...

- Elinde dövizi olanlar kurun gerilemesine ve faizin ulaştığı düzeye bakıp adeta “Keşke dövizimi daha önce satıp şu faizi kaçırmasaydım” diye hayıflanmaya başlıyor...

- Ama o da ne; faiz kararından hemen sonra Merkez Bankası Başkanı değiştirilmiyor mu! Faiz yukarıda kalıyor mu, kalıyor; kur da yükselmeye başlıyor mu, başlıyor...

- “Dövizimi yüksek kurdan satsaydım da şu yüksek faizi kaçırmasaydım” diye düşünenlere gün doğuyor. Dolar hızla değer kazanıyor, TL faizi de rekor düzeyde, dövizini satan TL’ye koşuyor; döviz hesaplarından TL cinsi mevduata hızlı bir geçiş yaşanıyor.

- Yurtiçi yerleşikler, yalnızca bankalardaki döviz hesaplarından 19 Mart-2 Nisan arasındaki iki haftada 11.4 milyar dolarlık satış yapıyor, yine yurtiçi yerleşiklerin TL cinsi mevduatı bu iki haftada 65.5 milyar lira artıyor.

Sona gelindi...

Yurtiçinde yerleşiklerin TL ve döviz mevduatlarında grafik son iki haftada tam bir yengeç görünümü aldı. TL mevduatta tırmanış, DTH’de gerileme.

Ama dikkat etmek gerek, bu makas son hafta kapanma eğilimi göstermeye başladı. Merkez Bankası’nın açıkladığı 2 Nisan’a ilişkin son veriler her ne kadar döviz hesaplarının azalmayı sürdürdüğünü gösteriyorsa da TL cinsi mevduatta artış durdu ve hatta bu hesaplar da bir miktar geriledi.

Geçen hafta ya da en geç bu hafta döviz hesaplarındaki gerilemenin tümüyle durduğunu ve yönün yeniden yukarı döndüğünü göreceğiz. Bu konuda ilk veriler BDDK’dan gelmiş durumda. Döviz hesapları yönünü yeniden yukarı çevirdi.

Çünkü gün geçmiyor ki faizin yüksek olduğundan dem vurulmasın. Ve herkes biliyor ki faizi, ekonomik koşullar oluşmadan düşürme yönündeki adımlar her zaman kurun tırmanmasıyla sonuçlandı.

Algı değişti bir kere...

Naci Ağbal’ın başkanlığı döneminde Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını uzun süre uygulayacağı algısı yerleşmişti. Piyasa buna inanıyor, ona göre pozisyon alıyordu. Faizin bu yıl içinde indirilmesinin gündeme gelmeyeceği dile getiriliyordu ve buna inanılmıştı. Kurda zaman zaman ortaya çıkan artışlar faizle ilgili olası bir karardan değil, döviz arz-talebine ilişkin gelişmelerden kaynaklanıyordu. Hem zaten bir ara 7 liranın da altına inmiş olan dolar kurunun yeniden 7.50’ye doğru hareketlenmesi bu arz-talep hareketinin bir sonucuydu.

Sonrası malum... Yeni başkanla birlikte bir kere bu görev değişiminin nedeni sorgulanmaya başlandı. Ayrıca her ne kadar göreve geldikten sonraki sıkı para politikasına vurgu yapmaktaysa da yeni başkan Şahap Kavcıoğlu’nun faiz konusundaki görüşleri biliniyordu, hani klasik bir ifadeyle bu konuda yazdıklarının mürekkebi bile kurumamıştı. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın bundan sonraki faiz politikasının nasıl şekilleneceği konusunda kimse kuşku duymuyor.

Belki 15 Nisan’da bir indirim olmayacak; muhtemelen de olmayacak. Ama piyasa hep şöyle düşünecek:

“Bu sefer olmadıysa bir sonrakinde olur, faiz indirilir, dolayısıyla kur da fırlar, ben pozisyonumu ona göre alayım...”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar