TL değerleniyor, şirketlerin açık pozisyonu artıyor
Reel Efektif Kuru (REK) 2003=100 baz alınarak Türk lirasının yabancı paralar karşısında değerini TCMB TÜFE ve Yİ-ÜFE fiyat endekslerini kullanarak hesaplamaktadır. Biz ağırlıklı çalışmamızda TÜFE bazlı REK hesaplarını baz aldık. TL 2005 yılından başlayarak 2006-2008 yılları arasında değerlenmeye başlamıştır. Aralık 2007’de pik yaptı ve endeks 127.7 oldu. Yani TL yabancı paralar karşısında yüzde 27,7 değer kazandı. 2006-2008 yılları arasında ortalama REK değeri 116.4’tür. TL’nin en fazla değer kaybettiği ay ise Aralık 2021’dir ve REK 47.6’a gerilemiştir. Aralık 2021’den sonra en düşük olduğu ay seçim sonrası Temmuz 2023 ayına aittir ve REK 48.8’dir. 2003-2024 ortalaması ise 93.2’dir. 2023 yılı sonunda 55.7 ile olan REK Nisan 2024’te 58.4’e çıkmış olup değer artışı devam etmektedir. Mayıs 2024 enflasyon beklentisini yüzde 74 olarak aldığımızda Aralık 2023’e göre enflasyon yüzde 22 artarken 17 Mayıs 2024 TCMB kuruna göre dolar karşısında değer kaybı yüzde 9,4’dür. Kısaca enflasyon yüzde 22 artarken dolar TL karşısında yüzde 9,4 değer kazanmıştır. Dolar, Euro ve Yen’e TL karşı değer kazanıyor. TL’nin değer kazanmasının finansal etkileri,
1. Döviz bazlı borçlanmalar artmaktadır. 2008 yılı TL’nin en değerli olduğu yıldır ortalama REK 117’dir. 2008 yılında kullanılan Döviz kredisi 135.4 milyar dolar iken bu rakam 2017 yılında 150 milyar dolar artarak pik yaptı 286.7 milyar dolara ulaştı. 2018 yılından sonra 73 milyar dolar azaldı ve 2023 yılı sonunda 214.3 milyar dolara kadar gerilemişti. Ancak 2023 yılı sonundan itibaren döviz borçlanma hızlı artmaya başladı. 2023 yılı sonunda 128.7 milyar dolar olan yurt içi bankalardan kullanılan kredi yüzde 11,2 artarak 143.1 milyar dolara çıktı. Artış ağırlıklı olarak mart, nisan ve mayıs 2024 ayında oldu trend devam ediyor.
2. Reel sektörün açık pozisyonu tekrar artmaya başladı. 2008 yılında 62.6 milyar dolar olan açık pozisyon 2017 yılında 188 milyar dolar ile pik yaparak azalmaya başladı ve 2023 yılı sonunda 81.5 milyar dolara kadar geriledi. Açık pozisyonun yüksek olduğu 2017-2021 yılları şirketlerin zorlandığı yıllar oldu. Mart 2024’ten sonra hızlanan YP kredi kullanımı açık pozisyonu artırdı. Bizim tahminimiz Mayıs 2024’te 107 milyar dolara ulaşacak (KKM+DTH) 14-15 milyar dolar azaldı. Yıl sonuna göre açık pozisyondaki artış yüzde 31,3.
3. TL’nin değerlendiği 2006-2017 yıllarında ihracatımız yüzde 80,4 artarak 169.2 milyar dolara, ithalatımız ise yüzde 69,2 artarak 227.8 milyar dolara ulaşmıştır. Aynı analizi 2006-2023 yılları arasında yaptığımda ihracatımız yüzde 167,4, ithalatımız yüzde 151 artmıştır. Cari açığımız hizmet gelirleri etkisiyle TL’nin çok değerlendiği 2006-2017 yılları arasında yüzde 12,2 artarak 31.2 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkmış olup TL’nin değer kazandığı yıllarda cari açık ekonomimizin büyüklüğüne göre çok artmamıştır.
Sonuç olarak, piyasada TL kredi faizinin yüzde 65 olması ve TL’nin değer kazanması şirketleri YP kredi kullanmaya teşvik etmektedir ve rasyonel bir gelişmedir. Ancak 2017-2023 yılları arasında TL’nin değer kaybının getirdiği kur farkı zararlarının bilanço ve nakit akışına olumsuz etkisi unutulmamalıdır. 188 milyar dolardan 81.5 milyar dolara kadar inen açık pozisyon hızlıca yükselmektedir ve dikkat edilmelidir. Önerimiz, 1. ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetleri arttırarak doğal hedge sağlamak. 2. TCMB kaynaklı TL reeskont kredilerini maksimum seviyede kullanmak. 3. İleri vadeli döviz satın alma anlaşmaları yapmak. 4. İhracatçı ve döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan firmalar için opsiyon satarak kredi YP kredi maliyetleriniz azaltmak. 5.Niçin borçlanıyoruz? Tekrar detaylı olarak borçlanma stratejimizi gözden geçirmek. 6. YP krediler için faiz düşüşünden yararlanmak için fixed yerinde değişken kullanmak.7. Yurt dışında doğru kredi kuruluşlarından faktoring yaptırmak.8. İşletme sermayesi kullanımını azaltmak.