Ticaret Kanunu’nda özel hükümler

Veysi SEVİĞ
Veysi SEVİĞ Bize Göre

Türk Ticaret Kanunu’nun 139’uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca “Sermayesiyle kanuni yedek akçeleri toplamının yarısını zararla kaybolan veya borca batık durumunda bulunan bir şirket, kaybolan sermayeyi veya gerekiyorsa borca batıklık durumunu karşılayabilecek tutarda serbestçe, tasarruf edilebilen özvarlığa sahip bulunan bir şirket ile birleşebilir.” Bu bağlamda yukarıda belirtilen şartın gerçekleşmiş olduğunu ispatlayan belgelerin devir alan şirket merkezinin bulunduğu yerin “Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne” sunulması zorunludur.

Ayrıca ortaklık payının ve haklarının korunması açısından söz konusu Kanun’un 140’ıncı maddesi gereği olarak;

1) Devrolunan şirketin ortaklarının, mevcut ortaklık paylarını ve haklarını karşılayacak değerde, devralan şirketin payları ve hakları üzerinde istemde bulunma hakları vardır. Bu istem hakkı, birleşmeye katılan şirketlerin mal varlıklarının değeri, oy haklarının dağılımı ve önem taşıyan diğer hususlar dikkate alınarak hesaplanır.

2) Ortaklık paylarının değişim oranları belirlenirken, devrolunan şirketin ortaklarına tahsis olunan ortaklık paylarının gerçek değerlerinin onda birini aşmaması koşuluyla, bir denkleştirme ödenmesi öngörülebilir.

3) Devrolunan şirketin oydan yoksun paylarına sahip ortaklarına aynı değerde oydan yoksun veya oy hakkını haiz paylar verilir.

4) Devrolunan şirkette mevcut bulunan paylara bağlı imtiyaz hakları karşılığında, devralan şirkette eş değerde haklar veya uygun bir karşılık verilir.

5) Devralan şirket, devrolunan şirketin intifa senedi sahiplerine, eş değerli haklar tanımak veya intifa senetlerini, birleşme sözleşmesinin yapıldığı tarihteki gerçek değeriyle satın almak zorundadır.

“Birleşmeye katılan şirketler, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilirler.

Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler (Türk Ticaret Kanunu madde 141).”

Gerçekte ortağın herhangi bir nedenle şirketten ayrılması aşamasında esas sermayedeki payına eşdeğerde bir değeri talep etme hakkı vardır. Bir başka anlatımla bir ortağın şirkete katılması aşamasında yüklendiği mali değerin zaman içerisinde değer değişikliğine uğrayarak ayrılma aşamasında güncel nitelikte hak sahibi olabileceğini dikkate almak gerekir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 141’inci maddesi gereği olarak;

1) Birleşmeye katılan şirketler, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı (edinimi) ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim hakkı tanıyabilirler.

2) Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler. Bu bağlamda da;

“Ortaklık payları ve hakları” uygulamada önem arz etmektedir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 142’nci maddesi “Sermaye artırımı, yeni kuruluş ve ara bilanço” başlığını taşımaktadır. Bu bağlamda;

Sermaye artırımı;

1) Devralma yoluyla birleşmede, devralan şirket, sermayesini, devrolunan şirketin ortaklarının haklarının korunabilmesi için gerekli olan düzeyde, artırmak zorundadır.

2) Birleşmede, ayni sermaye konulmasına ilişkin düzenlemelerle, halka açık anonim şirketlerde, yeni payların halka arzına dair hükümler, Sermaye Piyasası Kurulu kaydına alınmasına ilişkin olanlar müstesna, uygulanamamaktadır.

Birleşme sözleşmesinin imzalandığı tarih ile bilanço günü arasında altı aydan fazla zaman geçmişse veya son bilançonun çıkarılmasından sonra, birleşmeye katılan şirketlerin malvarlıklarında önemli değişiklikler meydana gelmişse, birleşmeye katılan şirketler bir ara bilanço çıkarmak zorundadır. Bu bağlamda aşağıda yer alan hükümler saklı kalmak koşuluyla ara bilançoya yıllık bilançoya ilişkin hüküm ve ilkelerin uygulanması zorunludur (TTK md: 144/2).

Bu bağlamda ara bilançoda;

- Fiziki envanter çıkarılması gerekli değildir.

- Son bilançoda kabul edilen değerlemeler, sadece ticari defterdeki hareketler ölçüsünde değiştirilir; amortismanlar, değer düzeltmeleri ve karşılıklar ile ticari defterlerden anlaşılmayan işletme için önemli değer değişikliklerin de dikkate alınması gerekmektedir.

Elde olmayan nedenler dolayısıyla ortaya çıkan eksiklik ve sorunlar nedeniyle de gereken ilgiyi artırmak suretiyle ortaya çıkan sorunların yasal mevzuat çerçevesinde değerlendirilmesi bazı hallerde zorunlu olabilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 78’inci maddesi gereği olarak;

1) Finansal tablolarında yer alan varlıklar ile borçlarla ilgili olarak, aşağıdakilerle sınırlı olmamak ve Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülen ilkeler de dikkate alınmak üzere aşağıdaki değerleme ilkeleri geçerlidir:

a) Bir önceki dönemin kapanış bilançosundaki değerler ile faaliyet döneminin açılış bilançosundaki değerler birbirinin aynı olmalıdır.

b) Fiili veya hukuki duruma aykırı olmadıkça, değerlemelerde işletme faaliyetinin sürekliliğinden hareket edilir.

c) Bilanço kapanış gününde, varlıklar ve borçlar teker teker değerlendirilir.

d) Değerleme ihtiyatla yapılmalıdır; özellikle de bilanço gününe kadar doğmuş bulunan bütün muhtemel riskler ve zararlar, bunlar bilanço günü ile yılsonu finansal tablolarının düzenlenme tarihi arasında öğrenilmiş olsalar bile, dikkate alınır; kazançlar bilanço günü itibarıyla gerçekleşmişlerse hesaba katılır. Değerlemeye ilişkin olumlu ve olumsuz farkların dönem sonuçlarıyla ilişkilendirilmesinde Türkiye Muhasebe Standartlarındaki esaslara uyulur.

e) Faaliyet yılının gider ve gelirleri, ödeme ve tahsilat tarihlerine bakılmaksızın yılsonu finansal tablolarına alınırlar.

f) Önceki yılsonu finansal tablolarında uygulanmış bulunan yöntemler korunur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Özel Tüketim Vergisi 16 Ekim 2023
Orta Vadeli Program 18 Eylül 2023
Özel Tüketim Vergisi 04 Eylül 2023