Tersane-i Amire’de; hüzün ve buruk sevinç vardı…

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1455 yılında kurulan Tersane-i Amire (Devlet Tersaneleri) günümüzde Haliç Tersaneleri adıyla anılmaktadır.

Haliç Tersaneleri, Kasımpaşa’dan Hasköy yönüne doğru Haliç, Camialtı, Taşkızak ve Hasköy Tersanelerini kapsamakta…

1952 yılında kurulan Denizcilik Bankası T.A.O. İşletmelerinde ve kurumlarında çalışmış binlerce çalışanları tek çatı altında toplamak amacıyla 15.05.2012 tarihinde kurulan Denizcilik ve Tersane mensupları Derneği (DENİZDER) Yönetim Kurulu adına Başkan Güngör Erbaş’ın davetiyle 19 Mayıs günü Haliç Tersanesi’nde yapılacak geleneksel pilav gününe davet edilmiştim.

Okul ve mesai arkadaşım Ömer Şemsi Ilgaz ile birlikte davete katıldım…

Yaklaşık 400 kişinin katıldığı bilgisi verildi.

Haliç Tersanesi, Camialtı Tersanesi, İstinye, Hasköy, Alaybey ve Pendik Tersanesi 1984 yılında Türkiye Gemi Sanayii AŞ’ye bağlanmıştı…

Geçmiş yıllarda kapatılan adları tarihin sayfalarında kalan Camialtı, İstinye ve Hasköy tersanelerinde ömürlerini çalışarak geçiren arkadaşlarımızın yüzlerindeki ve gözlerindeki geçmişe hüzün ve bugün bir araya gelmenin, hasret gidermenin sevincine tanık olmak paylaşmak gerçekten görülmeye değerdi.

1970 Yılında Hasköy Tersanesi’nde iş yaşamına başlayan 1989 yılında İDO Genel Müdürlüğü’ne atanana dek gemi sanayinde (Gemi Sanayi AŞ) atölye şefi, başmühendis, şube müdürü konumlarında iş yaşamını sürdüren ve bütün tersaneleri yakından bilen biri olarak uzun aradan sonra pilav gününe katılmaktan arkadaşlarımla özlem ve hasret gidermekten mutluluk duydum.

Örneğin 1968 yılında dökümhane stajımı yanında yaptığım “Dökümhaneye Adanan Bir Ömür!

Dökümcülük, özünde metallere şekil verme eylemidir; insanın doğayı değiştirip dönüştürerek, onu kendi yararı ve estetik duyumu doğrultusunda işleyip yeniden oluşturmasıdır.

Dökümcülük, hem bir zanaat hem de sanattır.

 Dökümcülüğün tarihi son çözümlemede madenciliğin tarihine indirgenebilir.

 İnsanlığın taş madenciliğinden metal madenciliğine geçtiği Neolitik Çağ, dökümcülüğün de başladığı çağdır”sözlerinin sahibi Metalürji Yüksek Müh. Sevgili Günnur Dikeç ablamı, Hasköy Tersanesi’nde başmühendisim olarak birlikte çalıştığımız, daha sonra Haliç Tersanesi müdürlüğünden emekli olan gemi İnşaa Yük. Müh. Aykut Altay ağabeyimle sohbet etmekten ayrıca mutluluk duydum.

Hasköy Tersanesi’nde Ahşabiye Atölyesi şefi Tacettin Dönerkaya 92 yaşında) ve İstinye Tersanesi Sendika Başkanı Mehmet Coştur’la hasret giderdik…

Tersanelerden emekli olmuş arkadaşlarla konuşurken söyledikleri ortak cümle “Tersanelerimiz çeşitle gerekçelerle kapatıldı.”

HaliçPort projesi gereği Camialtı yok oldu, Hasköy Tersanesi KOÇ Müzesi, İstinye Tersanesi marina yapıldı, Pendik Tersanesi de deprem sonrası gözümüz gibi sevdiğimiz donanmamıza tahsis edildi. Elimizde bir tek Haliç Tersanemiz kaldı…

Anılarımızın izleri bile kalmadı üzgünüz, ya pilav günlerimizde ya da cenazelerimizde buluşuyoruz derlerken sesleri titriyorlardı.

Tersaneyi gezerken havuzlarda ve rıhtımda onarım görmekte olan gemileri, şehir hattı vapurlarını görünce çok şükür Tersane-i Amire’de hayat devam ediyor diyor ve seviniyorsunuz.

İBB eski başkanı rahmetli Kadir Topbaş başkana, İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’na Tersane-i Amire ye yeniden hayat verdikleri için teşekkür ediyorum.

Bir teşekkürde Şehir Hatları eski genel müdürü Sinem Dedetaş’a…

Etrafı gezerken gözlerim 1974-75 yıllarında Meslek Teknolojileri dersini verdiğim ”Gemi Yapı Meslek Lisesi” binasını arıyordu.

Buldum sonuçta...

Eski bina bakımsızlıktan viraneye, korku filmlerinin çekildiği mekâna dönmüş.

İçimi hüzün kapladı oysa gemi sanayine nitelikli eleman yetiştiren çok öneli ve değerli bir okulumuzdu…

Bu noktada Gemi inşa sektörünün efsane ismi Gemi Yapı Meslek Lisesi müdürü rahmetli Hamdi Karahasan’ı da mutlaka anmalıyım.

30.12.1945 tarihinde Gemi Yapı Meslek Lisesi’ne Müdür olarak atanmış Hamdi hocamız..

Emekli olduğu tarihe kadar üstün gayretleri ve çalışması nedeniyle çeşitli mükâfatlar aldı.

Yüzlerce öğrencinin yetişmesinde önemli katkılar sağladı.

Adı öğrencilerinin Haliç Tersanesinde inşa ettiği şehir hatları vapuruna verildi.

Açılışı 1938 yılından kapatıldığı 1983’e kadar geçen yaklaşık 45 yılda 2000’e yakın mezun vermiş, gemi sanayiimize çok değerli elemanlar yetiştirmiş bu okulumuzun kapatılması , harabe haline gelmiş olması çok üzücü..

Okuldan her yıl mezun olanların çoğunluğu Haliç Tersanesinde kalır bir kısmı da Camialtı, Hasköy ve İstinye Tersaneleri’ne dağıtılırdı.

 Mezunlar, bu tersanelerde de çok faydalı hizmetler verdiler.

 Mecburi hizmetlerini tamamlayanların bir kısmı da özel sektör tersanelerine geçtiler, içlerinde tersane kuranlar bile çıktı.

12 Eylül askeri yönetimin atadığı yönetimce kapatıldı.

Yazık ..

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun okulun tekrar açılacağı bilgisini edindiğimde çok sevindim..

Tersane-i Amire’ye dönerse; Bugünkü konumuyla Haliç Tersanesi, 3 adet kuru havuz, iki adet kızak, muhtelif atölye ve tarihi mekânları kapsayan 70 dönümlük bir alanda yer almaktadır.

Özelleştirme beklentisi içerisinde yıllarca yatırım yapılamadığı için altyapı açısından oldukça yetersiz duruma gelen Haliç Tersanesi, Uzun süre çalışmayan tezgâhlar bakımsız kalan binalar tersaneyi zamanla bir harabe haline getirdi.

Haliç Tersanesi, 2005’te İDO’ya tahsis edildi.

İDO dönemindeki yenileme çalışmaları sonucunda, tarihî taş havuzlar, kapak ve köprü sistemleri çalıştırılabilir duruma getirildi.

1989’dan sonra kullanılmayan kızak sahası düzenlendi ve 20 yıl aradan sonra üç Haliç teknesi bu kızaklarda inşaa edildi.

2008 yılında Şehir Hatları İşletmesi ve Tersane İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne devredildi.

Bir yıl sonra 42 metre uzunluğunda 3 adet yolcu motoru inşa edilmiş 2010-2011 yıllarında ise yeni gemi, vapur, motor inşası söz konusu olmamıştı..

2019-2023 yılları arasında Haliç Tersanesi kapılarını özel sektöre açmış ve 50 yolcu gemisi ile 20 römorkör tekne inşa kapasitesine ulaştı.

Haliç Tersanesi kendi deniz taksilerini üreten birçok kompozit yolcu gemisinden römorköre kılavuz tekne inşasına kadar geleceğe dönük fırsatlarını ortaya koyan ve imalat yapan tersaneye dönmüş... Deniz taksilerin tasarım süreci Şehir Hatları içinde yapılmış kullanılan malzemelerin çok büyük bir kısmı yerli üretim olduğu bilgisini edindim..

İstanbul’un sembolü olan Paşabahçe ve Kızıltoprak Vapurları da Haliç Tersanesi’nde restore edilip yok olmaktan kurtarılarak İstanbullulara kazandırıldı.

Tersanede şu anda yaklaşık bin kişi istihdam edilmekte..

Fatih Sultan Mehmet’in hatırası, 6 asırlık geçmişi ile Türkiye'nin denizcilik mirasını gelecek nesillere taşıyan Haliç Tersanesi, üretim merkezi olarak adından söz ettirmeye devam ediyor ve dünyanın en eski ve çalışan Tersanesi unvanını elinde tutuyor.

Tersane-i Amire’le ilgili kişisel ve çeşitli kişi ve kaynaklardan derlediğim bilgiler özetle bu kadar..,

Kurulduğundan bugüne kadar yaşamın her alanında üyeleri için çalışan DENİZDER’in başarılı başkanı Güngör Erbaş’a ve arkadaşlarına teşekkür ediyor, tersanelerimizde çalışmış yaşayan arkadaşlarımıza sağlıklı ömür, vefat edenlerde Allahtan rahmet diliyorum…

 Donanmamıza tahsisi edilen Pendik Tersanesi’nde bin bir ideallerle, emekle ve heyecanla kurulan Motor Fabrikası’nın bakım atölyesine dönüştürülmesine de yüreğimin acıdığını söylemek isterim..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar