Temmuz ya da ağustosta faizi düşürme şansımız var mı?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ 2018'de rahip krizi döneminde çaresiz kalıp faizi artırdığımızda kur ve fiyat artışını tersine çevirebilmiştik. Oysa şimdi durum çok farklı...

✔ Geçen yılın temmuzunda yüzde 7.55 olan faizi yüzde 19'a çıkardık ama döviz ve fiyat artışının önüne geçebilmiş değiliz. Durum böyleyken temmuz ya da ağustosta faizi indirmemiz mümkün olabilir mi?

Yıllar yılı bir iktisat teorisini kanıtlamaya çalıştık. Bu teoriye göre “faiz sebep, enflasyon sonuç” idi. Yüksek faizin ekonomi üstünde, enflasyon üstünde olumsuz etkisi olmadığını kimse söyleyemezdi tabii ki ama Türkiye’de enflasyona acaba birincil olarak faiz mi yol açıyordu, döviz mi, yoksa başka etkenler mi söz konusuydu, işte bu tartışılırdı.

Bu teorinin doğru olduğu görüşünden yola çıkarak faizi kaç kez olması gereken düzeyin altına çektik. Ya da bilinen iktisat teorilerini zorlayarak gereken dönemde faiz artırmaktan kaçındık, ayak diredik, ne var ki sonuçta daha yüksek oranlı artışlar yapmak zorunda kaldık.

Bir değil, iki değil, kaç kez bu durumu yaşadık. Ama yaşadıklarımızdan ders çıkarıp “Yok bu teori doğru değilmiş” ya da en azından “Türkiye ekonomisine uymuyormuş” da demedik.

Yeni bir yol ayrımına yaklaşıyoruz

Şimdi bu “teoriyi” bir kez daha test etme aşamasına geliyoruz.

Merkez Bankası’nın politika faizi marttan bu yana yüzde 19 düzeyinde ve bu oranı yüksek buluyoruz ya... Bu oranın enflasyonu olumsuz etkilediği düşüncesindeyiz ya... Niyetimiz, temmuz, en geç ağustosta faizi aşağı çekmek.

Yapabilir miyiz, elbette yaparız! İnsan sonuçlarına katlandıktan sonra her şeyi yapabilir. Ama sonuçlar yalnızca karar verici olarak belli bir kesimi değil de tüm ülkeyi ilgilendiriyorsa durup biraz düşünmek gerekir.

Düşünmek ve faiz indirimi halinde doğacak olası sonuçların ülke ekonomisinde faizin görece yüksek olmasından daha fazla zarar doğurup doğurmayacağını iyi hesaplamak gerekir.

Bunu yapacak mıyız, düşünecek ve ona göre mi karar vereceğiz, yakında görürüz.

Dokuz buçuk yılın söylediği

Köşemizde geçen hafta 21 Haziran’da faiz, yurtiçi üretici fiyatları ve dolar kurunun 2012 yılından bu yana olan yıllık eğilimine yer verdik.

Dokuz buçuk yıllık dönem çok özet olarak bize şunu söylüyordu:

- Faiz düşünce fiyatlarda umulan gerileme sağlanamıyor.

- Fiyat artışının temel nedeni faiz değil döviz kuru gibi görünüyor, çünkü fiyat artışlarıyla kur artışı neredeyse paralel seyrediyor.

- Normalde faiz artırılınca kur geriler ama bazı dönemlerde faizde adım atmakta geç kalındığı için kurda düşüş sağlanmasının da pek kolay olmadığı gözleniyor.

Şimdi de son üç buçuk yıl...

Faiz, üretici fiyatları ve dolar kurunun birbirleriyle olan etkileşimini ortaya koyan grafiği son üç buçuk yıla indirdik ve bu sefer 2017’nin aralık ayını 100 kabul ederek aylık gidişatı ortaya koyan endeks bazlı bir grafik oluşturduk. Peki son üç buçuk yılın grafiği bize ne söylüyor, dönem dönem bakalım:

- Bu üç büyüklük içinde döviz ve fiyatlara göre ayrışarak giden, zaten normalde de gitmesi gereken faiz. Nitekim genel görüntü bu yönde.

- Faiz düşürülerek fiyatların düşük tutulabileceği teorisinin nasıl geçersiz kaldığını bu üç buçuk yılda ilk olarak 2018’de gördük. Rahip krizi sırasında kur tırmanırken uzun süre buna seyirci kalmanın faturası fazlasıyla çıktı. Üçlü olarak! Çaresiz kalınarak hem faiz rekor düzeye çıkarıldı; öncesinde hem kur rekor kırdı, hem de fiyat artışı. 2018’in sonu ile 2019’un belli döneminde faizi yüksek tutunca kur ve fiyatların nasıl yataya yakın seyrettiğini gördük.

- 2019’un ağustos ayından itibaren faiz aşağı çekilmeye başlandı. Faizi indirme operasyonu bir yıl kadar sürdü ve geçen yıl temmuzda dip noktaya inildi. Faiz düşürülüyordu ama fiyatlarda bir gerileme söz konusu değildi, hatta yavaş yavaş artış başlamıştı bile. Asıl hareketlenme ise dövizdeydi. Bir süre sonra kur artışı fiyatları da yukarı çekmeye başladı.

- Merkez Bankası’nın ortalama fonlama maliyeti geçen yıl temmuz ortalamasında 7.55 düzeyindeydi. Faizi olması gereken düzeyin altına indirmiş olmanın maliyeti çoktan ödenir olmuştu ve kur da, bağlı olarak da fiyatlar da tırmanışa geçti. Çaresiz bir şekilde faiz de artırılmaya başlandı. Geçen yıl temmuzda yüzde 7.55 olan faiz, bu yıl martta yüzde 19’a çıkmış durumda ve hala aynı düzeyde.

- Bu dönemde 2018’den farklı bir gidişat söz konusu. 2018’de faiz yüzde 24’e çıkarıldıktan sonra kur artışı tersine dönmüş, aynı şekilde fiyatlarda da gerileme sağlanmıştı. Oysa bu sefer faiz marttan beri görece yüksek olmakla birlikte döviz ve fiyatlarda bir geri dönüş sağlanabilmiş değil. Durum böyleyken, yani döviz ve fiyatlar hala artış eğilimini korurken biz neye güvenerek ya da nasıl bir sonuç bekleyerek temmuz ya da ağustosta faizi indirmeyi düşünüyoruz acaba...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar