Teknoloji, sağlığı nasıl değiştiriyor? (II)
Sağlığın veri işine dönüşmesinde bir dönem kronik hastalıkların yarattığı dinamik sürükleyiciydi. Bugün ise işin ekonomisi gereği, kanser ve nadir hastalıklar asıl etkiyi yaratıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okuduğum 1986-1994 döneminde tıp elektroniği, ölçme ve yaşam destek cihazlarının geliştirilmesine odaklıydı. Bir yandan sensörlerden elde edilen verinin doğru görselleştirilmesi ve diğer yandan da buradan konulan teşhis doğrultusunda hastanın ölçülen değerinin kontrol altında tutulmasına odaklı düşünüyorduk.
Daha sonra bu konuya basında çalışırken odaklandığımda işin ekonomik boyutunu keşfettim. O dönemde kronik hastalıklar revaçtaydı. 2000’lerin başından itibaren yüksek tansiyon ve diyabet başta olmak üzere yaygın kronik hastalıklarda bakım ve bunun ekonomik yükünü kontrol etmeye odaklandık.
Günümüzde kanser ve nadir hastalıklar asıl önemli ve sürükleyici dinamiği oluşturuyor. Aradaki dönemde yaşadığımız pandemi ise, sağlık sektörünün büyük veri açılımı dönemini oluşturuyor. BU dönemde, pandeminin yapısı nedeniyle çok geniş bir kitle üzerinde deneme yapma ve veri toplama fırsatı bulundu. Buradaki deneyimin yarattığı büyük veri okyanusunun kanser tedavisine katkıda bulunacağını göreceğiz ve bunun örnekleri çoktan ufak ufak ortaya çıkmaya başladı.
Ancak bu dönemin tartışmalarını –büyük veri konuşmayı- bir an önce bir kenara bırakıp yeni normalin gerekleri doğrultusunda Üretici Yapay Zekâ (Generative AI) çağını kucaklamamız gerekiyor. Bu dönemin tipik özelliği, doğru sonuçlara ulaşmak ve bunu herkesin ihtiyacı doğrultusunda aktarmak olacak.
Günümüzde bulut teknolojileri ve Generative AI alanındaki gelişmelerin sağladığı zenginlik, bütün bu farklı ihtiyaçların ayrı ayrı karşılanmasına olanak tanıyan bir teknolojik refah düzeyini yaratmış durumda. Bu analojiyi şimdi, Amazon Web Services (AWS) Sağlıkta Yapay Zekâ Genel Müdürü Tahsin Syed ile ele aldığımız sağlık sektörü örnekleri ile gerçek zeminine oturtalım.
Syed’in verdiği örneklerden biri, Merck’in ilaç keşfetme süresini kısaltmaya yönelik işbirliğini konu alıyor. Bu işbirliği ile Merck, tedaviye yönelik keşif yapmadan ilaç geliştirme ve kullanıma sunmaya kadar uzanan değer zincirinin bütününde operasyonları dönüştürmek için veriye dayalı karar almayı sağlayan Generative AI gibi araçları kullanır duruma gelecek. 2021’de başlayan çalışmada Merck’in, AWS’nin analitik ve AI servislerini kullanarak oluşturduğu yeni üretim platformu, formülün uygulanmasındaki hatalar kadar ilaca karışan yabancı parçacıkların tespiti gibi karmaşık hataların tespit ve engellenmesini sağlıyor. Merck aynı zamanda AWS’nin yüksek performanslı bilgi işlem (HPC) kapasitesini kullanarak, biyolojik içgörü ve otomasyon tarafında ileriye doğru attığı adımlarla protein modelleri ile ilgili kestirimlerini ölçeklendirebiliyor ve böylece ilaç keşfetme sürecine hız kazandırıyor.
Bütün değer zinciri gelişiyor
AWS’nin Amgen ile işbirliği ise, ilaç değer zincirinin bir diğer alanı olan klinik testlerin planlanması ve gerçekleştirilmesini kapsıyor. İki şirketin birlikte geliştirdiği yapay zekâ çözümleri klinik test planlama, gerçekleştirme ve belgeleme süreçlerinin daha iyi hale getirilmesi kadar işin operasyon ve ticari kanallarında da aynı etkinin yaratılmasına hitap ediyor. Yapay zekâ bu örnekte, ciddi hastalıklarla karşı karşıya olan hastalara ihtiyaç duydukları ilaçların daha hızlı sunulmasını sağlayacak üretim artışını sağlıyor. AWS’nin Amgen’in formülleri ilaca dönüştürme ve paketleme için Ohio’da kurduğu “sanat eseri” üretim tesisinde donatacağı yeni dijital veri ve analitik platformu ise, verimliliği, güvenliği ve sürdürülebilirliği yukarı taşıyacak.
Sonuçlar rakamlara da yansıyor
AWS’nin Pfizer ile işbilrliği ise, konunun finansal boyutuna ışık tutuyor. AWS teknolojisine dayanan dijital, veri ve yapay zekâ olanaklarını kullanarak, ilaç şirketleri arasında ilk olarak 18 ayda 19 ilaç çıkarma başarısını gösteren Pfizer, Generative AI sayesinde yıllık maliyetlerini 750 milyon dolar ila 1 milyar dolar azaltmayı hedefliyor.
Yapay zekâ, finansallar kadar karbon ayak izini azaltma konusundaki etkisi ile de şirketlerin geleceğe uzanan yoluna katkı sağlıyor. Üstelik karbon salımı artık finansallar artık birbiri ile iç içe geçmiş değerler. Pfizer’ın 12 bin uygulama ve veri tabanı ile 8 bin sunucusunu buluta taşıması, şirketin karbon salımını 4 bin 700 azaltmasını sağlıyor.