‘Teknoloji GSYO’ları doğru yapılanmalı’
Dr. Kemal Oğuz Kalafat
Teknoloji Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (GSYO) oluşumlarının Türkiye’de dünyadakilerden farklı yapılandırılmakta. Bu şirketleri halka açan aracı kurumların, bunları kendi toplam portföyleri için kaldıraç olarak görmekte. Bu da GSYO’ları spekülasyon yapılan hisselere dönüştürme riski yaratmakta. Teknoloji GSYO’larını gelişmiş ülkelerde çoğunlukla venture capital (risk sermayesi) şirketleri kurmakta. Bunlar teknoloji geliştirme safhasındaki 8-10 start up’ı seçerler. Türkiye’de ise bu, bir iki girişimi kapsayan, derinliği olmayan, sığ GSYO’lar ile yapılmakta. Bunlar kısa vadede para kazanabilir ama uzun vadede kaybeder. Bu iş dünya standartlarında olmazsa, dış finansallarla da yeni yeni beslenen milli teknolojilerimizin önü kesilir, bireysel yatırımcı zarar görür. New York ve Tokyo gibi borsaların, bu oluşumları takip eden özel birimleri var. Bu şirketleri Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa İstanbul ve yatırımcıların izlemesi gerekiyor. Teknoloji analizleri, pazar büyüklükleri, gelecekleri ve finansalları incelenmesi çok önemli.
Bağımsız danışma kurulu şart
Diğer gelişmiş ülkelerdeki teknoloji GSYO benzeri oluşumların, bir diğer özelliğinin de kendi içlerindeki bağımsız danışma kurullarının olması. Bu kurullar çok önemli bir bilim insanı, emekli bir CEO, eski bir finans direktörü gibi isim yapmış kişilerden oluşturulur. Bu üyelere sembolik bir maaş ödenir ancak GSYO’lardan hisse verilir. Çünkü erken safhada olan yatırım yapılacak teknolojiye inanmaları gerekir. Aldıkları hisse ileride milyonlarca dolar edebilir. Bu yüzden de o teknolojinin geliştirilmesine kafa yorarlar. Yönetim kurulu onları, onlar yönetim kurulunu izler. Gerekirse müdahalelerini yaparlar. GSYO’nun geleceği, herkesin geleceğidir.
Türkiye’de ise bu sistem yok. Çinli GSYO’lar, bu kurullarına Amerika ve Avrupa’daki profesyonelleri kattılar. Kendi sanayicilerini entegre ettiler ve büyük ilerlemeler kaydettiler. Japonya, İsrail, Güney Kore, Singapur, İrlanda bu yolla başardı.