Tehlikeli gelişmeler

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Orta Doğu'da şimdilik İsrail ve Gazze Şeridi ile sınırlı gibi görünen çatışma ortamı, genişleme eğilimine girdi. Tüm dünya açısından çok tehlikeli gelişmeler yaşanıyor.

Suriye'de İran yanlısı milislere Amerikan operasyonu

ABD'nin Gazze meselesinde İsrail'e verdiği desteği aşıp, doğrudan Suriye'nin doğusundaki İran yanlısı milislerin üslerine düzenlediği hava saldırısı, konunun büyüme eğiliminin en somut göstergesi. ABD yönetimi, İran'ın vekil güçlerinin bölgedeki Amerikan askerlerine yönelik saldırılarına karşı, bu hava harekâtının bir "nefs-i müdafa" olduğunu öne sürüyor. Ancak bombalanan üslerin zaman zaman İran'ın resmi silahlı gücü Devrim Muhafızları tarafından da fiilen kullanılması, işin bir Washington-Tahran restleşmesine varabileceğine ilişkin işaretler barındırıyor.

İsrail hükümet üyelerinin keskin açıklamaları

Bir başka tehlikeli gelişme, İsrail'in aşırı sağcı koalisyon hükümet üyelerinin Gazze konusunda harita değişimlerini de çağrıştıran açıklamalar yapmaları. Gazze'ye yönelik beklenen İsrail kara harekâtının ne amacı, ne kapsamı, ne de çıkış stratejisi de belli değil. Bu da mevcut kaosu daha da derinleştiriyor.

İsrail hava saldırılarında ise tünellerde saklanan Hamas teröristleri değil, sivil halk ölmeye devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı'nın harekâtlarda ölenlere ilişkin verdiği bilgiler "insanım" diyen herkesi dehşete düşürecek nitelikte; İsrail saldırılarında ölen toplam 7 bin 28 kişinin isimlerini, kimlik numaraları ile birlikte açıklandı.  Toplam 212 sayfa tutan "ölüler listesinde" 2913 çocuk, 266 ise 1 yaşından küçük bebek bulunuyor.

Rusya devreye giriyor

İsrail-Gazze ekseninde yaşanan kaosa uzun süre sessiz kalan, konuyu "suya sabuna dokunmayan" açıklamalarla geçiştiren Rusya da yavaş yavaş olaylara dâhil olma eğilimi gösteriyor. Tüm Batı cephesinin "terörist" ilan ettiği Hamas'tan resmi bir heyetin Moskova'da ağırlanması, üzerine İran'dan üst düzey bir heyetin Kremlin'de görünmesi, Rusya'nın konuya "hangi taraftan" dâhil olacağının işaretlerini de veriyor. Gazze meselesi yüzünden Ukrayna'daki savaşın ikinci planda kalması Moskova'nın lehine. Üstüne bir de Batı cephesinde Gazze'de yaşananlara bakıştaki potansiyel bölünmeleri körüklenebilirse, değmeyin Putin'in keyfine.

Avrupalılar sertleşiyor

Avrupa'daki halklar İsrail saldırılarında ölen siviller nedeniyle sokaklara çıkmaya başlasa da, yaşlı kıtadaki hükümetlerin havası, İsrail'in yaptığını görmezden gelip, mazeret üretme yönünde. İngiltere hükümetinin resmen yaptığı "ateşkes yapmak Hamas'a yarar" açıklaması, üstelik ABD'nin de kendileriyle aynı fikirde olduğuna ilişkin açıklama akıl alır gibi değil.
Fransa ve Hollanda ise, Hamas'ın resmen IŞİD kategorisine sokulup, mücadele için uluslararası bir koalisyon kurulması peşine düşmüş durumdalar.

F-16'lar zora giriyor

Türkiye açısından tehlikeli gelişme ise, Gazze meselesinin en başında dengeli bir söylem geliştiren AK Parti hükümetinin, giderek sertleşip, yaşananlarda "taraf olmaya" doğru yönlenmesinin olası sonuçları;

İlk işaret Washington'dan geldi; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hamas terör örgütü değildir" çıkışının ardından Amerikan Kongresi'nden 100'ü aşkın, hem Cumhuriyetçi, hem de Demokrat Kongre üyesinin ABD Dışişleri Bakanı Blinken'e gönderdiği "Türkiye'ye Hamas'ı terör örgütü kabul etmesi için baskı yapın" mektubu alarm verici. Türkiye'nin böylesine kaotik bir ortamda hava savunmasını güçlendirmek için çok ihtiyaç duyduğu F-16'ların satışının bu kongre tarafından onaylanacağını unutmamak gerek.

Bir başka tehlikeli gelişme ise AK Parti hükümet üyelerinden gelen, Türkiye'nin nüfus yapısı ve işgücüne yönelik açıklamalar. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın "Türkiye'nin düzenli göçe ihtiyacı var" sözleri ile hemen arkasından gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "85 milyon nüfus yeterli değil" açıklaması, Türkiye'nin Suriyelilere açtığı kapıyı, şimdi de Gazze'ye açma eğilimine ilişkin spekülasyonlara neden oldu.

İnsanlık tarihinde kritik bir dönemeç yaşanıyor; zaman, ulu önder Atatürk'ün izlediği "yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesini, herhangi bir etnik ya da dini kimliği öncelemeden savunma zamanı.

Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü kutlu olsun! Nice 100 yıllara...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024