Tedarikçi finansmanında “Dolce-Vita” bitiyor mu?
Alıcı, satıcı ve bankanın mutlu mesut yaşadığı; satıcının parasını erken tahsil ettiği, alıcının erken ödeme indiriminden yararlanmasına rağmen faturasını zamanında ödediği, bankanınsa tüm işlemlerden komisyonunu aldığı bu mutlu tedarikçi finansmanı üçgeninde dolce-vita (tatlı hayat) biter mi?
Herkes mutlu mesutsa, neden regülatörler ardı arkasına tedarikçi finansmanının Nakit Akış Tablosu ve Risk Yönetimi Notlarına etkileri ile ilgili taslak düzenlemeler yayımladılar? Amerika borsalarını düzenleyici SEC (The U.S. Securities and Exchange Comissions) neden Coca- Cola Co. ve Boeing Co. gibi “blue- chip şirketlere” kullandıkları tedarikçi finansmanının büyüklüğünü ve detaylarını açıklamaları için mektup yolladı?
Büyüyen pazar
Tedarikçi finansmanı (ters faktöring- reverse factoring) gittikçe büyüyen bir pazar. BCR şirketi tarafından Şubat 2021 tarihinde yayımlanan rapora (World Supply Chain Finance Report) göre tedarikçi finansmanı piyasasının hacmi 2020 yılında 1.3 trilyon Amerikan dolarına erişmiş. S&P Global tarafından satın alınan Coalition Greenwich adlı araştırma şirketinin verilerine göreyse bu havuz 2021’in ilk yarısında %7 oranında büyümüş bile. Aynı araştırma, 2024 yılına kadar yaklaşık 82.7 milyar Amerikan doları harcama beklentisiyle, pazardaki büyümeyi birleşik yıllık büyüme oranıyla %17.1 olacağını öngörüyor.
Pazar büyüyorsa, endişe niye?
Madem pazar bu kadar büyüyor, bu endişe niye? Bu endişede Greensill skandalı diye bilinen, tedarikçi finans şirketi olan Greensill Capital şirketinin Mart 2021 yılında iflas bayrağını çekmesinin yanısıra, yatırımcıların şirket finansal tablolarında tedarikçi finansmanın büyüklüğünü okuyamaması da önemli rol oynuyor. Rivayete göre kredi derecelendirme kurumlarından birisi Uluslararası Muhasebe Standartları Yorum Komitesinin kapısına dayanmış (IFRS Interpretations Committee - IFRIC) ve “ Artık bu işe bir el atsanız. Şirketin ne kadar ticari borcu var, ne kadar finansal borcu var, bankaya mı borçlu, kime borçlu, anlamıyoruz.” diye serzenişte bulunmuşlar. Tahmin edersiniz ki son kısmı ben hikayeleştirdim ancak IFRIC’e kredi derecelendirme kurumundan bu konuyla ilgili açıklama talebi geldiği doğrudur.
Regülatörden cevap geldi
Piyasanın beklentilerine ve benim hikayelerime karşı duramayan iki kurul, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) ve Amerika Birleşik Devletleri Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (FASB), sırasıyla 26 Kasım ve 20 Aralık 2021 tarihlerinde konuyla ilgili düzenlemeyi taslak olarak yayımladılar. Sizin de tarihler dikkatinizi çekti mi? Ne yalan söyleyeyim, tarihleri gördüğümde ilk aklıma gelen birbirlerini mi kıskanıyorlar acaba sorusu oldu. Neyse, kurulların dedikodularını bir tarafa bırakırsak bakalım tedarikçi finansmanıyla ilgili önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor...
Cevap bekleyen sorular
İlk olarak IASB tedarikçi finansmanını tanımlayıp, tedarik zinciri finansmanı, ters faktöring, finansman borçları anlaşmalarının (supply chain finance, reverse factoring, payable finance) bu kapsamda olduğundan dem vurmuş. FASB elini biraz daha bonkör tutmuş ve listeye yapılandırılmış borç anlaşmalarını da (structured payable arrangements) eklemiş. Yeni düzenleme bu işe giren şirketin borçlarını ticari borç mu yoksa bankaya borç mu olarak gösterip gösteremeyeceğine değinmiyor. Bu konuyu merak edenler 11 Aralık 2020 tarihinde yazdığım “Tedarikçi finansmanı (riski) ayın karanlık yüzü mü?” adlı makaleye gözatabilirler.
Yeni düzenlemeyle bizi neler bekliyor?
Tedarikçi finansmanı anlaşması ile şirketin tedarikçisine değil de bankaya borçlu hale geldiği durumda, yani finansal tablolarında “ticari borç” yerine “finansal borç” yazacağı durumda, taslak düzenleme nakit çıkışı gerektirmeyen finansal yükümlülüklerdeki bu değişimlerin Nakit Akış Tablosu ve Risk Yönetimi ile ilgili dipnotlarda açıklanması gerektiğini vurguluyor. Açıklayacaksınız ama nasıl?
Sadece “Tedarikçi finansmanı anlaşmasına girdim, hayatta herkese başarılar dilerim.” demek yeterli olmuyor. Her anlaşmanın şartlarını, raporlama dönemi başındaki anlaşma çerçevesin finansal yükümlülük tutarınızı, tedarikçinin bu anlaşma çerçevesinde finans kuruluşu veya bankadan aldığı ödemeyi, finansal yükümlülüğünüzün ödeme vadelerini, raporlama dönemi başında ve sonunda tedarikçi finansmanına dahil etmediğiniz ticari borçlarınızı açıklamanız gerekiyor.
Bitti mi zannediyorsunuz? Bitmedi. Bunlara ilave olarak Risk Yönetimi Notlarının (TFRS 7) bir parçası olan “likidite riski” ile ilgili açıklamalarda “tedarikçi finansmanı anlaşması ile şirket vadesinde sonra ödeme hakkı elde ettiyse veya tedarikçi erken tahsilat hakkı kazandıysa bu bilginin yer alması ve tedarikçi finansmanı kapsamında bankalarla yapmış olduğu anlaşmanın “credit line - kredi havuzu” ile ilgili açıklamalarda yerini alması gerekiyor.
Düzenleme her ne kadar taslak olsa da ok yaydan çıktı bir kere. Tedarikçi finansmanı sevdalılarının hazırlıklı olmalarını tavsiye ederim.