Tedarik yönetiminde “smart” yaklaşımlar
Pandemi döneminde tedarik zincirlerinin kırılması ve konteyner krizi, firmaların tedarik zinciri yönetimlerinde çeşitli ve hızlı çözümler bulmasını gerektirdi. Bunların bir kısmı üretimde de değişikliği getirip uzun vadeli stratejik kararlarda revizyon yaratmış oldu. Pandemiyle birlikte daha çok konuşulmaya başlanan offshoring, nearshoring ve reshoring stratejilerini kısaca tanımlayacak olursak; maliyeti azaltmak için operasyonları yurt dışında gerçekleştirmeye offshoring, tedarik zincirinin yabancı ülkede bulunan bir parçasını ya da tamamını ülkeye geri getirmeye reshoring, yakın bir lokasyona getirmeye de nearshoring deniliyor. Tedarik zincirleri ve reshoring, devletler ve uluslararası örgütler nezdinde de arz güvenliği ve ekonomik dayanıklılık açısından inceleniyor. Bazılarına göre reshoring, tedarik zincirinde kırılmaya sebep olabilecek gelecek şoklara hazırlıklı olmak adına olumlu ve gerekli görülüyor. Ancak çeşitli kurumların yaptığı araştırmalara baktığımızda ekonominin dayanıklılığı için reshoring pek de tercih edilmiyor. Örneğin; Kearney danışmanlık şirketinin hazırladığı Reshoring Endeksi, 14 düşük maliyetli Asya ülkesinde gerçekleşen üretim ve montajın ABD’ye dönmesine (reshore) ilişkin trendi gösteriyor. Endeksin güncel rakamlarına göre; ABD şirketleri söz konusu ülkelerdeki üretime 2021’de daha da bağlı hale gelmiş ve ABD’nin reshoring endeksi gerilemiş. Öte yandan, Dünya Bankası tüm ülkelerin üretimlerini yurt içine geri aldığı (reshoring) bir senaryo çalıştı. Bu çalışmada, böyle bir olasılık gerçekleşirse küresel ticaretin %27 oranında azalabileceği sonucuna ulaşılmış.
Reshoring’in ekonomik dayanıklılık ile ilişkisine dair tartışmalar devam ederken, esasında teknolojik gelişmelerle birlikte son yıllarda düşük maliyetli emeğin otomatize olması, klasik offshoring lokasyonlarında ücretlerin artması da tamamen yurt dışında üretimi modelleyen offshoring’in popülerliğinin azalmasında etkili oldu. Dolayısıyla, artık daha farklı konseptler konuşmamız gerekiyor.
Smart shoring kısaca; optimum ve sürdürülebilir bir sonuç için yurt içi ile yurt dışındaki operasyonların karışımını içeren hibrit bir modeldir. Güven Sak Hocam daha önce bu kavramı küresel tedarik zincirleri ve ülke politikaları bağlamında makro seviyede ele almıştı. Ben de firmalar açısından bir iş modeli olarak değerlendirerek katkı sunacağım.
Smart shoring iş modeli, firmalar için iki temel sürece ayrılarak incelenebilir. İlki, maliyetin azaltılması ve kalitenin artırılması gözetilerek iş akış süreçlerinin parçalara ayrılması. İkincisi ise iş piyasasındaki değişimlere göre hızlıca operasyonların ölçeklendirilmesi. Bu dinamik yaklaşımın, firmaların dünyanın farklı yerlerindeki operasyonları arasında denge kurup üretimde performans ve kaliteyi koruyarak maliyetlerini azaltması amaçlanıyor. Bu modelde şirketin müşterilerle doğrudan ilişkisi olmayan departmanlarının dijitalleştirilmesi ve yurt içinde, yakın ve uzak bölgelerde işlemekte olan operasyon ağına dağıtılması öngörülüyor. Bunu yaparken de birimlerin her birinin iş ve operasyon süreçlerinin standardize edilmiş olması ve çalışanlarının küresel olarak eğitimli personelden seçilmesi gerekiyor. Buradaki amaç; yerel ağlarda yaşanacak herhangi bir kesinti durumunda iş akışlarını bölgeler arasında kolaylıkla kaydırabilmek, yani esnekliği ve dayanıklılığı artırmak.
Smart shoring tamamen akıllı süreçlere bağlı. Bu modelde iş akışları analiz ediliyor ve küçük parçalara ayrılıyor. Bunlar içinde yüksek hacimli ve kendini tekrar eden görevlerin otomatize edilmesi hedefleniyor. Süreçteki diğer görevlerin ise segmente edilip karmaşıklık seviyesine bağlı olarak optimum lokasyona kaydırılması söz konusu. Böylelikle nispeten daha basit olan fonksiyonlar birleştirilip uzaktaki lokasyonlara kaydırılarak offshoring yapılabilir ve maliyetten tasarruf sağlanabilir. Bu modelde kritik ya da kompleks operasyonlar ise ülke içinde ya da yakın yerlerde gerçekleştiriliyor. Smart shoring’deki kilit nokta ise küresel hizmet merkezlerini birbirine bağlamak ve iş akışlarının ortak bir teknoloji platformundan kontrol edilmesi. Bunu başarmak için de her bir lokasyonda iş yükünü kaldırabilecek teknoloji ve eğitimli personel bulunması gerekiyor.
Öyle görünüyor ki offshoring ve reshoring’i dijital tabanda akıllı şekilde optimize edecek smart shoring iş modeli, insan kaynağımızın dijital yetkinliklerinin artırılmasının firmanın kar optimizasyonu için de ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor.