Tayron ve ötesi

Okan ALTAN
Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Küresel otomotiv sektörü, elektrifikasyon, düzenleyici baskılar ve rekabetin yoğunlaşmasıyla şekillenirken, Volkswagen (VW) de bu değişime çok yönlü bir stratejiyle karşılık veriyor. VW Binek Araçlar Satış, Satış Sonrası ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Martin Sander’in açıklamaları, markanın dönüşüm sürecine ışık tutuyor.

Kendisiyle geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz söyleşiden de aşağıdaki notlarımız öne çıktı…

SUV segmentindeki büyük savaş içinde daha donanımlı iri bir komando ile mücadelesini artırmak amacıyla Tayron’u piyasaya süren VW, Tiguan ile Touareg arasında konumlandırmayla ürün gamında boşluk bırakmak istemiyor. Bu stratejik yaklaşım, C2 ve D1 segmentlerinin hâlâ büyüme potansiyeline sahip olduğu ve premium özelliklerle geniş kitlelere hitap edebileceği yönünde. Üçüncü sıra koltuk gibi pratik detaylar Tayron’u farklılaştırırken, büyük boy Volkswagen’lerin çok sevildiği Türkiye’nin, model için Almanya’dan sonra en büyük pazar olması bekleniyor. Bu da Volkswagen’in Türkiye pazarına daha fazla önem vermesi gerektiğinin altını çiziyor. Ancak; Türkiye, yakın geçmişte Volkswagen’in üretim açısından değerlendirdiği ülkelerden biri olsa da Doğu Avrupa, İspanya, Portekiz ve Almanya’daki mevcut fazla üretim kapasitesi göz önünde bulundurulduğunda, markanın öncelikli seçeneği olmaktan çıkıyor. Ayrıca Türkiye’de elektrikli araç pazarının yavaş gelişiyor olması, kısa vadede büyük ölçekli yatırımları sınırlıyor. Fakat, Volkswagen’in Türkiye’deki pazar payını koruyarak, uzun vadede büyüyen elektrikli mobilite piyasasından pay alma hedefi de açıkça görülüyor.

 

VW, esnek geçiş süreci tasarlıyor

Elektriklilere geçiş, otomotiv üreticileri için kaçınılmaz bir gerçek olsa da bu dönüşüm her pazarda aynı hızda gerçekleşmiyor. VW de içten yanmalı motorları tamamen terk etmek yerine, hibrit ve tam elektrikli araçlarla esnek bir geçiş süreci tasarlıyor. Avrupa içinde bile tüketici beklentilerindeki farklılıklar, bu çok yönlü stratejiyi zorunlu kılıyor. Örneğin; Norveç’te elektrikli modellere talep zirve yaparken, İtalya gibi pazarlarda hâlâ hibrit ve içten yanmalı motorlara yönelik yüksek bir ilgi var. Belki de o sebeple, efsane Golf modelinin geleceğinde “klasik” motorların yanında yepyeni tam elektrikli seçenekler de planlanıyor. ID serisi, VW’nin elektrikli mobilite alanındaki liderliğini pekiştirirken, geleneksel modellere duyulan ilgiyle birlikte içten yanmalı ve hibrit çözümleri de içeren dengeli bir ürün gamı oluşturuluyor.

Diğer yanda ise karbondioksit düzenlemelerinin stratejik planlamalardaki önemli rolü, 2025’i emisyon hedefleri açısından en zorlu yıl yapacak. O sebeple de; elektrifikasyonun beklenenden yavaş ilerlediği pazarlarda, uygun fiyatlı ID.2 ve ID.1 modellerini sunarak bu geçişi hızlandırmayı planlayan dünyanın ikinci büyük otomobil üreticisi VW, rakiplerinin elektro-mobilite alanındaki hızlı yükselişini ve genişleyen model gamını yakından takip ediyor. Alman markaları stratejik değişimlere zorunlu kalırken; VW’nin bu rekabete ayak uydurabilmesi için belki küçük tam elektriklilerini Almanya dışına taşıdığı üretim süreçlerini optimize etmesi, Almanya’daki sendikalarla yapılan maliyet dengesi anlaşmalarıyla da üretim giderlerini kontrol altında tutması gerekiyor.

Sonuçta; VW, değişen pazar koşullarına uyum sağlamak için hem içten yanmalı hem de elektrikli araçları birlikte sunmaya devam edecek. Çinli üreticilerin yükselen rekabeti karşısında, maliyet yönetimi, üretim verimliliği ve inovasyon hızı markanın üzerinde en çok çalıştığı kritik faktörler arasında.

 

Daha ulaşılabilir modellerle geniş kitleleri hedefliyor

Mild hibritlerin ardından PHEV seçeneğiyle Türkiye’de biraz daha “uygun” fiyat şansı da yakalayabilecek olan Tayron’un SUV segmentindeki stratejik konumlandırması, genişleyen VW ürün gamının önemli bir halkası olurken, markanın tam elektrikli seçeneklerinde de daha ulaşılabilir modellerle daha geniş kitlelere ulaşması amaçlanıyor.

Geçmişte kafa kafaya yarıştığı Toyota’nın 2024’te 11 milyona yaklaşan satışlarının karşısında 9 milyona düşmelerinin ardından; şimdi ölçek ekonomisini koruyarak küresel rekabetin içinde güçlü bir oyuncu olmaya devam etmek istiyor.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Parvenu efekti 10 Mart 2025
Türkiye’de daha parlak 24 Şubat 2025
Yerli Bulli 17 Şubat 2025
Akıllı hareket 10 Şubat 2025
Ortaya karışık 20 Ocak 2025
Çin’e bakmaya devam 06 Ocak 2025
2024’ün üstüne 30 Aralık 2024