Taşeronlardan (Alt İşveren) kaynaklanan riskler nasıl önlenebilir?
Teknolojik ve ekonomik gelişmelerin etkisiyle her geçen gün bir başka işverenin (taşeron/alt işveren) hizmet, uzmanlık ve becerisinden daha fazla yararlanma ihtiyacı duyulmaktadırlar.
Özellikle her türlü taahhüt, nakliye, inşaat, temizlik, güvenlik, yemek, servis vb. işlerde, bu tür çalışma ilişkisi söz konusu olmaktadır.
Ancak, asıl işverenin mal ve hizmet üretimi işlerinde bu şekilde taşeron kullanması, müşterek ve müteselsil sorumluluk kuralı gereğinde sosyal güvenlik, iş hukuku, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı yönünden mali ve hukuki riskleri de beraberinde getirmektedir.
Alt işverenlik ilişkisi, gerek iş hukukunda, gerekse sosyal güvenlikte belli şartlara bağlanmıştır.
Ancak, sosyal güvenlikteki alt işveren kavramı iş hukukundakinden daha geniştir.
Sosyal güvenlikte, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişi alt işveren olarak kabul edilmektedir.
Sosyal güvenlikteki alt işveren tanımının geniş tutulmasının temel nedeni; prim tahsilini güvence altına alma ve kişilerin sosyal güvenliğini daha etkin sağlama amacına yöneliktir.
Sosyal güvenlikte, sigortalılar üçüncü bir kişinin (alt işveren) aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, sosyal güvenlik mevzuatıyla işverenlere yüklenen yükümlülüklerden (çalışanların işe girişinin yapılması, aylık prim ve hizmet tahakkukunun yapılması, çalışılmadığına dair bildirimde bulunulması, eksik günlerin belgelendirilmesi ve bildirimi, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, iş kazası ve meslek hastalığı olaylarının bildirimi, primlerin ödenmesi vd.) dolayı asıl işveren, alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmaktadır.
Bu nedenle, birlikte sorumluluk ilkesi uyarınca SGK alt işverenin prim borcu için; alt işverene veya asıl işverene ayrı ayrı veya her ikisine birden başvurabilmektedir.
Sosyal güvenlik mevzuatına göre, alt işveren asıl işverenden aldığı işte çalıştırdığı işçilerin bildirimini ve diğer yükümlülüklerini, asıl işverenin işyeri numarası altından yerine getirmesi gerekmektedir.
Aynı şekilde, istihdamın artırılması ve işgücü maliyetlerinin azaltılması amacıyla çıkarılmış olan sigorta primi teşvik ve düzenlemelerinden yararlanılabilmesi için sadece asıl işverenin değil, alt işverenin de SGK’ya ödeme vadesi geçmiş prim, idari para cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması gerekmektedir.
Sosyal güvenlik mevzuatında alt işverenlerin sigortasız işçi çalıştırmasından veya fiilen çalışmamış bir kişinin sigortalı gösterilmesinden (sahte sigortalılık), asıl işverenler de sorumlu tutulmaktadır.
Bu çerçevede, asıl işveren istihdam ettiği bütün işçilerinin sosyal güvenliğini sağlamış olmasına rağmen, hizmet aldığı alt işverenlerin bir kişi bile olsa sigortasız işçi (kayıt dışı) çalıştırdığı SGK tarafından yapılacak denetim ve kontrollerde tespit edilecek olursa, hem alt işveren, hem de asıl işveren yararlanmakta oldukları sigorta primi teşviklerini (engelli prim teşviki ve Ar-Ge prim teşviki hariç) belli süreyle (1 ay, 1 yıl) süreyle kaybedecektir.
Dolayısıyla, mal ve hizmet üretimi işlerinde alt işveren kullanılması durumunda karşılaşılabilecek olan risklerin farkında olunması gerekmektedir.
Gittikçe yaygınlaşan taşeron/alt işveren uygulamalarında, müteselsil sorumluluktan kaynaklanan sosyal güvenlik, iş hukuku ve iş sağlığı ve güvenliği risklerinin ortadan kaldırılması ve ilişkilerin güvenli hale getirilmesi mümkündür.
Alt işverenlerden kaynaklanan risklerin ortadan kaldırılması için başka çözüm yolları da önerilebilecek olmakla birlikte, en etkili yöntem şirket bünyesinde “Alt İşveren Kontrol Sisteminin” kurulması, bir diğeri de bu alanda profesyonel anlamda hizmet veren firmalara periyodik olarak “Alt İşveren Denetim Raporu” hazırlatılmasıdır.
Dolayısıyla, gerek şirket bünyesinde kurulacak alt işveren kontrol sistemi, gerekse periyodik olarak hazırlatılacak alt işveren denetim raporları, prim teşviklerini kaybetme veya 1 ay/1 yıl prim teşviklerinden yasaklı hale gelme gibi bir riskle karşılaşmadan gerekli önlemlerin alınmasına, ayrıca sosyal güvenlik dışında, iş hukuku ve iş sağlığı ve güvenliği mevzuatıyla ilgili müteselsil sorumluluktan kaynaklanan yükümlülüklerin de kontrol edilebilir olmasına imkân sağlayacaktır.