Tarımsal ürünlerde ihracat yasağı fiyatları düşürür mü?

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın ithalata getirdiği vergi uygulamaları “yeni bir dünya düzen kuruluyor” diye yorumlayanlar var. Serbest ticaretin yerini kontrollü ve korumacı politikalar alıyor.

Dünya bu vergileri konuşurken Türkiye’de daha çok gıda enflasyonu ile mücadele çerçevesinde içerde artan gıda fiyatlarını kontrol etmek için ihracat yasağı, kısıtlama, fon ve benzeri araçlar devreye sokuluyor. Sadece ihracata yönelik tedbirler alınmıyor, gümrük vergileri düşürülerek veya sıfırlanarak ithalat kapıları da açılıyor. Son örneği mısırda yaşandı. Artan fiyatları durdurmak için mısır ithalatında gümrük vergisi yüzde 130’dan yüzde 5’e düşürüldü.

Tüketiciyi korumak için başvurulduğu söylenen ihracat yasağı ve kısıtlamaların tüketiciyi ne kadar koruduğu tartışılır ancak üreticiye, ihracatçıya ve ülkenin ihracat pazarlarındaki prestijine ciddi zarar verdiği çok açık.

Türkiye gibi 200’e yakın tarım ürünü üreten, ihraç eden ve bu ürünlerden de en az 10 tanesi dünya üretiminde ilk 5’te yer alan bir ülkenin elbette dış ticaret politikası çok hassas bir dengede yürütülmeli. Bir yandan üretiminde dünya birincisi olduğumuz fındık, üzüm, incir gibi ürünlerde yüksek fiyat nedeniyle tüketici alıp tüketememekten şikayetçi bir yandan da dönemsel iklim şartları nedeniyle üretimdeki dalgalanmalar nedeniyle üretici ürettiği üründen para kazanamadığından yakınıyor. Bunun üzerine gelen ihracat yasağı ve diğer kısıtlamaların faturasını da genellikle üretici ödüyor.

Yurt içinde tarım ve gıda fiyatları artınca akla gelen ilk ve tek çözüm ihracatın kısıtlanması, belli bir dönem yasaklanması veya fon konularak ihracatın fiili olarak durdurulması, ithalatla üreticiyi terbiye etmek en kolay yol olarak görülüyor. Tüketiciyi korumak amaçlı olarak bu tür kararlar alındığında üreticinin de mutlaka desteklenmesi, uğradığı zararın karşılanması gerekir. Örneğin fiyatlar maliyetin altına düşünce de müdahale edilerek üreticinin korunması şart. Aksi taktirde üretici üretimden çekilmek zorunda kalıyor.

Limon ihracatı bir kez daha durduruldu 

Ticaret Bakanlığı son olarak limon ihracatının 8 Nisan 2025 itibariyle geçici olarak durdurulduğunu açıkladı.

Bakanlığın “ Limon ihracatı 8 Nisan 2025 tarihi itibariyle geçici olarak durdurulmuştur” başlığıyla yapılan açıklamasında aynen şu bilgilere yer veriliyor: “ Son dönemde ülkemizin belirli bölgelerinde yaşanan soğuk hava ve don vakaları dikkate alınarak, limon ürününde yurt içi arz ve talep dengesinin korunması ve arz güvenliğinin öncelenmesi hedefiyle, Tarım ve Orman Bakanlığı ile koordineli olarak, 8 Nisan 2025 tarihinden itibaren limon ihracatının durdurulması kararı alınmıştır.

Bilindiği üzere, gıda arz güvenliğinin sağlanması hedefiyle, tarımsal ürünlerin ve gıda maddelerinin arz ve talep dengesi ile yurt içi ve yurt dışı fiyat gelişmeleri yetkili kurumlar tarafından yakından takip edilmektedir. Bu amaç doğrultusunda yerli üretimin korunması ve arttırılması, spekülatif fiyat artışlarına meydan verilmemesi amacıyla, ihtiyaç duyulması halinde dış ticaret politikası araçları, ilgili kurumlarla koordinasyon halinde Ticaret Bakanlığımızca kullanılmaktadır.

Diğer taraftan, yakın zamanda özellikle Adana, Mersin ve Hatay illerimizde yaşanan don vakalarına ilişkin olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile yürütülen çalışmalar neticesinde, gerekli tedbirlerin alınmasında fayda olduğu kanaatine varılmıştır.

Bu çerçevede, Tarım ve Orman Bakanlığımızla yapılan koordinasyon neticesinde, limon ürününün, 8 Nisan 2025 tarihinden itibaren ülkemizden ihracatının geçici süreyle durdurulması kararı alınmıştır. Piyasa şartları yakından takip edilerek, ihtiyaç duyulması halinde, gerekli ilave tedbirler değerlendirilecektir.

Önümüzdeki dönemde de Ticaret Bakanlığımızca, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere, ilgili kamu ve özel sektör kuruluşları ile güçlü bir işbirliği yapılarak, gıda arzının ve güvenliğinin korunması, halkımızın gıdaya makul fiyatlarla ulaşımının kolaylaştırılması ve gıda piyasalarında oluşabilecek manipülatif durumların engellenmesine yönelik olarak, bütün politika tedbirlerine ve denetim araçlarına, bundan önce olduğu gibi, kararlılıkla başvurulacaktır.”

Yasak öncesi durum tespiti yapıldı mı?

Ticaret Bakanlığı açıklamasından anlaşıldığı kadarıyla ihracatın durdurulmasının en önemli gerekçesi Adana, Hatay ve Mersin’de yaşanan zirai don, limon fiyatlarının artması ve önümüzdeki günlerde iç piyasada ürün arzı ile ilgili sorun yaşanmaması olarak açıklanıyor.

Bunun için öncelikle ürün miktarının tespit edilmesi gerekiyordu. Nitekim, Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan ve Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, ihracatı durdurmadan önce durum tespiti yapılması ve depodaki limon miktarının belirlenmesi gerektiğini dile getirdi. Bu yıl hasadın daha erken yapıldığı ve depolarda geçen yıla göre limon miktarının daha fazla olduğu bu nedenle kontrollü olarak ihracatın devam edebileceği dile getiriliyor. Ayrıca, üreticinin ve ihracatçının uğradığı zararın mutlaka karşılanması gerektiği ifade ediliyor.

İhracat yasağı ne kadar sürecek?

Limonda ihracat yasağının ne kadar süreceğini şimdiden kestirmek çok zor. Ama yeni ürün hasadının Ağustos ayında olacağı dikkate alınırsa muhtemeldir ki bu kısıtlama o döneme kadar devam edecek. Geçmişte de benzer bir kısıtlamaya gidilmiş ve Ağustos sonuna kadar devam etmişti.

Unutanlar için hatırlatalım. Bundan tam 5 yıl önce tesadüfe bakın ki yine 7 Nisan’da limon ihracatına kısıtlama getirildi. Ticaret Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’nin 7 Nisan 2020 tarihli sayısında yayımlanan tebliğ ile limon ihracatı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ön iznine bağlandı. Bu kısıtlama 31 Ağustos 2020'ye kadar devam etti. Gerekçe yine aynıydı. İç piyasada fiyatların aşırı artması ve arz güvenliği.

O dönemde kısıtlama getirilmeden önce Tarım ve Orman Bakanlığı limon miktarını tespit etmek ve iç piyasanın ihtiyacı ile ilgili bir çalışma yaptı. Bu çalışmadan sonra, üreticinin elindeki ve depolardaki limon miktarının yeni hasat dönemine kadar iç tüketime ancak yeteceği belirtilerek ihracata fiili yasak getirildi. Ancak, o gün de yazdığımız gibi, bakanlığın yaptığı tespitte yanlışlık vardı. Üreticinin elinde, depolarda ihtiyaçtan daha fazla limon olduğunu yazdık. O dönemde restoranların, otellerin kapalı olması, turizmin tamamen devre dışı kalması, yaklaşık 50 milyon turistin gelmeyeceği hesaba katılmamıştı.

Bu nedenle elinde limon olan ve satamadığı için zarar eden üretici haklı olarak tepki gösterdi. Üreticilerin iddiası, Ağustos ayına kadar Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak ve yaklaşık 60-70 bin ton da ihraç edilebilir limon vardı. Ağustos’ta Mayer çeşidi limonun hasadı başlayacağı için sıkıntı olmayacaktı.

Bakanlık o gün üreticiyi dinlemedi. İhracatın ön izne bağlanması üreticinin elindeki limonun fiyatını düşürdü. Ağustos ayı başında ihracattaki kısıtlama kaldırıldı. Ancak, ihracat pazarları kaybedildi. Bunun faturası da 2021 yılında üreticiye ödetildi. Üretim arttı, ihracat yeterince yapılamadı ve fiyatlar dibe vurdu.

Limon ithalatı gündeme gelecek mi?

Bu yıl 8 Nisan itibariyle getirilen ihracat yasağı öncesinde herhangi bir tespit dahi yapılmadı. Depolarda ne kadar limon var? Yeni sezona kadar bu limon yeterli olacak mı?

Ayrıca yaşanan zirai don felaketi nedeniyle üretimde düşüş olursa bunun önlemi nasıl alınacak? Limon ithalatı mı yapılacak? Bütün bunların kamuoyu ile paylaşılması gerekir.

Tüketici haklı olarak limon fiyatındaki artıştan şikayetçi. Zirai don nedeniyle limon fiyatlarında hızlı bir yükselme olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir. Ancak, fiyatı artan her üründe ihracatı yasaklamak veya ithalat kapılarını açmak sorunu çözmüyor. Yıllardır bunları yaşıyoruz. Tek başına dış ticaret politikası ile gıda fiyatlarındaki artış önlenemez.

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı ve limon üreticisi Mutlu Doğru’nun söylediği gibi çiftçiler, üreticiler ve genel olarak tarım sektörü tarım ürünleri ihracatının kısıtlanması veya yasaklanması gibi kararlar ile hasat dönemine yakın zamanda yapılan tarım ürünü ithalatından her zaman zarar görüyor.

Mutlu Doğru yaptığı açıklamada: “Ancak bu yasaklama kararı; yaşanan dondan dolayı dalında ihraç kalitesi olan limonun çok az olması sebebiyle,  çiftçimizden çok ihracatçımızın deposundaki ihraç edilebilecek limona zarar verecek ve gelecek sezonlar için pazar kaybına neden olabilecektir. Depolarda mevcut limonumuzun ne kadar olduğu ve yeni limonun hasat zamanı olan Ağustos ayı ortasına kadar yurt içi talebimizi karşılayıp karşılayamadığını çok iyi hesap etmek gerekir. Depodaki limon, hasada kadar tüketimden fazla ise kontrollü olarak ihracat kotası verilebilirdi. Aksi halde ihracatçımız dış pazara taahhüdünü karşılayamadığı için itibar ve müşteri kaybına uğrayacaktır. Bu da dolaylı olarak gelecek sezon çiftçimize olumsuz yansıyacaktır.” diyerek uyarıyor.

Yumurta ve zeytinyağına kısıtlama fiyatları düşürdü mü?

Yumurta fiyatları uzun süredir gündemde. Amerika’da yaşanan kuş gribi sonucu bu ülkenin Türkiye’den yumurta talebi ile fiyatlar daha da arttı. Cumhurbaşkanı Kararı ile 26 Şubat’tan itibaren yumurtada kilo başına 50 sent fon getirildi. Bu fon ihracatı azalttı ama durduramayınca bir ay sonra 25 Mart’ta bu kez fon 1,5 dolara çıkarıldı. İhracat durdu. İç piyasada fiyatlar düştü mü? Türkiye İstatistik Kurumu’na göre Mart ayında yumurta fiyatı yüzde 8,6 artarken yıllık artış yüzde 82,07 oldu. İhracatı yasaklamak, durdurmak tüketici fiyatlarını sanıldığı kadar düşürmüyor.

Ticaret Bakanlığı tarafından 1 Ağustos 2023 tarihinden itibaren tam 13 ay boyunca dökme ve varilli zeytinyağı ihracatı yasaklandı. Türkiye bu yasaktan dolayı 400-500 milyon dolar döviz kaybı yaşadı. O dönemde iç piyasada tüketici fiyatı düştü mü? Düşmedi. 2024 yılı üretimi rekor seviyeye ulaşınca ve ihracat yasağı nedeniyle geçmişten gelen stoklar nedeniyle üretici fiyatında yüzde 50’ye varan oranda düşüş oldu. Tüketiciye yüzde 10-15 ancak yansıdı. Ancak, Türkiye şimdi binlerce ton yağı nasıl satarım diye karar kara düşünüyor.

Özetle, limon, yumurta, zeytinyağı, mercimek, nohut, soğan, patates, domates, salça ve daha birçok tarım ve gıda ürününde bugüne kadar getirilen ihracat yasağı veya ithalat serbestisi üreticiye, tüketiciye ve ülkeye bir yararı olduğunu söylemek zor. Tarımda üretim, destekleme, dış ticaret politikası birlikte değerlendirildiğinde doğru kararlar alınabilir. Sadece ihracat yasağı veya sadece ithalatın açılması kısa vadede fiyatları düşürse bile orta ve uzun vadede üreticiye zarar verir. Son olarak ilgili bakanlıkların sadece fiyat yükselirken değil fiyat düşerken de müdahale etmeleri gerektiğini hatırlatalım. Çiftçi ürününü maliyetin altında satamazken, limon 1 liranın altındayken neredeydiniz?

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar