Tarımsal üretim ve verimlilikte mekanizasyonun önemi

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Tarımsal girdiler denildiğinde, gübre, mazot, ilaç, tohumu bir çırpıda sayarız. En önemli girdilerden birisinin de tarım makineleri olduğunu çoğu zaman unuturuz. Üretimden hasada, bitkisel üretimden hayvancılığa, sulamadan akıllı teknolojilere kadar her alanda kullanılan tarımsal mekanizasyon ülkemizde hak ettiği değeri ne yazık ki yeterince alamıyor.

Makine İhracatçıları Birliği, tarımda mekanizasyonun önemini anlatmak için “Tarım ve Makine Sanayi Etkileşimi” adıyla çok kapsamlı bir rapor yayınladı. Rapor, başkanlığını Şenol Önal, genel sekreterliğini Selami İleri’nin yaptığı Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) tarafından hazırlandı.

Tarımda mekanizasyonun önemi, yaşanan sorunlar ve geleceğe ilişkin hedeflerin yer aldığı raporda öne çıkan sorunlar ve alınması istenen önlemler özetle şöyle:

1- Tarımsal mekanizasyon politikası: Özellikle bitkisel üretim yapan işletmeler devlet destekleriyle ayakta kalabilmektedir. Geleneksel tarımdan koruyucu toprak işleme ve sıfır toprak işlemeye geçişte daha fazla karmaşık bir yapıya bürünen mekanizasyon araçları, hassas tarıma geçişte akıllı tarım makinelerini ve mekatronik unsurları da beraberinde getirmektedir. Makinelerin giderek daha kapasiteli ve deyim yerindeyse “akıllı” hale geldiği bir dönemde, bu yatırımların yapılabilmesi için devletin muhakkak kısa, orta ve uzun vadeli bir “tarımsal mekanizasyon politikası” olmalıdır.

2- Makine parkı yenileme eylem planı: Tarımda küçük ölçekli, geçimlik ve yarı geçimlik çiftliklerin baskın olması gibi çeşitli yapısal darboğazların yanı sıra mevcut makine parkının da oldukça yaşlı olması, verimli üretimin önündeki bir başka engeldir. Makine parkının yenilenmesine yönelik bir eylem planı hayata geçirilmelidir.

3- Finansman desteği sağlanmalı: Tarımsal mekanizasyon araçlarının edinimindeki finans sorunu da dikkate alınması gereken bir başka husustur. Yapılan ekonomik analizlere göre traktör hariç tarım makineleri satışlarında bankaların payı yüzde 15 civarındadır. Çiftçinin finansmanında kooperatiflerin yaklaşık yüzde 6 ve finansal kiralama şirketlerinin ise yüzde 16 pay aldığı hesaplanmaktadır. Bankaların payının traktörlerde olduğu gibi yüzde 90’lar seviyesine çıkarılması için gerekli tedbirlerin alınması önemlidir.

4- Sınırsız köy projesi: Miras yoluyla arazilerin bölünmesini önleyecek tasarı kanunlaşmış, arazi toplulaştırma çalışmaları hız kazanmıştır. Bununla birlikte, toplulaştırma yapılacak arazinin büyüklüğü ve sosyal/teknik engeller nedeniyle sınırsız köy projeleri, sanal toplulaştırma gibi ilave çalışmaların yapılması önemlidir. 5- Ortak makine kullanım modeli: Ortak makine kullanımında şimdiye kadar uygulanan metotlar, tarımın kendine özel zaman kısıtları, ortalama arazi büyüklükleri ve özellikle çiftçilerimizin sosyal alışkanlıkları nedeniyle başarılı olamamıştır. Fransa ve Almanya’daki ortak makine kullanımı modelleri incelenip, ülkemize özgü bir “Ortak Makine Kullanım Modeli veya Modelleri’’ oluşturulmalıdır. Müteahhitlik sistemi özel olarak teşvik edilmeli, desteklenmelidir.

6- Akıllı tarım ve önder çiftçi eğitimi: Tarımsal eğitimde çiftçi örgütleri tarafından modern tarım teknolojilerinin kullanımına yönelik çiftçi eğitimlerine başlanmalıdır. Bu konuda Almanya’daki Deula modeli örnek alınabilir. Akıllı tarım konusunda özellikle önder çiftçilerin eğitimi çok önemlidir.

7- Haksız rekabetin önlenmesi: Türkiye tarım makineleri endüstrisi, mal ve hizmet sunduğu sektör olan tarımın sorunları çözüldükçe gelişimini sürdürecektir. Bununla birlikte tarımdan ayrı olarak, genel sanayi ve ticaret fasılları içinde de çözülmesi gereken sorunları mevcuttur. Bu sorunlar arasında belki de en önemlisinin haksız rekabet olduğu düşünülmektedir. Sektörde, binden fazla firma faaliyet göstermekle birlikte, İtalya hariç öncü Avrupa Birliği ülkelerinde bu sayı ortalama 500-600 firmadır. Sektörün öncü ülkelerinden Almanya’da tarım makineleri endüstrisinde birim firma başına 22 milyon € (Euro), İtalya’da 4 milyon euro, Fransa’da 8,5 milyon euro, Birleşik Krallık’ta 5,2 milyon euro seviyesinde bir üretim değeri söz konusu iken, Türkiye’de ise bu değer sadece 1,85 milyon euro seviyesindedir. Ülkedeki tarımsal işletme sayısına ve pazar büyüklüğüne göre oldukça fazla sayıda olan firmaların önemli bir kısmı kaliteden/ teknolojiden ziyade fiyatta rekabeti ön plana çıkarmaktadır. Bu -haksız- rekabet, faaliyet karlılığını düşürmekte, düşük kar marjları da doğal olarak araştırma-geliştirme faaliyetleri başta olmak üzere nitelikli teknoloji kullanımını, nitelikli istihdamı, markalaşma ve pazarlama harcamalarını azaltmaktadır. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı- TEPAV tarafından yapılan bir ankete göre iş yapma önündeki en büyük engel, kayıt dışılıktan kaynaklanan haksız rekabettir.

8- Desteklemeler: Ar-Ge destekleri, sanayiye uygulanabilir ve katma değer yaratacak projeler için verilmelidir. Proje ortakları arasında imalatçı firmaların yer alması şartı getirilmelidir. Ar-Ge konularında kamu, üniversite ve endüstri işbirliğini teşvik etmek üzere çalışmalar yapılmalıdır. Bu konudaki mevzuat sade, uygulanabilir ve teşvik edici olmalıdır.

9- Tarım Makineleri Strateji Belgesi: Dünya ihracatından daha fazla pay alma, ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünleri üretme ve nitelikli işgücüne sahip bir sanayi yapısına dönüşüm hedefimiz için ortak akılla hazırlanacak bir “Tarım Makineleri Strateji Belgesi” ne ihtiyacımız vardır. Siyaset üstü bu belge ile stratejik hedefler ve bu hedeflere yönelik politika alanları ve eylemler belirlenecek olup böylece tarımsal mekanizasyona yönelik bütün kısa, orta ve uzun vadeli politikalar zamanında ve kapsamlı bir şekilde üretilebilecektir.

Özetle, tarımın vazgeçilmez girdilerinden ve ülke ekonomisinin önemli üretim alanlarından birisi olan tarımsal mekanizasyona gerekli önemin ve desteğin sağlanması üretimi ve verimliliği artıracaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar