Tarımda başıboşluk bitecek, planlı üretim başlayacak
Başlık bana ait değil. Tam 20 yıldır ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’nin son Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci’nin sözleri. Ülkeyi 20 yıldır yöneten partinin Tarım Bakanı tarımda başıboşluk olduğunu söylüyorsa kendisinden önceki tüm çalışmaları bir çırpıda çöpe atıyor demektir. Bakan Kirişci’ye haksızlık etmeyelim. Kendisinden önceki bakanlar da aynı şeyi yaptı.
Hep söylüyorum, yazıyorum. Türkiye’nin hastalığı bu. Göreve gelen her bakan kendisinden önce yapılanları, projeleri çöpe atarak her şeye yeniden başlıyor. Tek parti iktidarı da olsa, koalisyon da olsa ne yazık ki bu durum değişmiyor. Dedim ya bu bir hastalık. Tedavisi de bugünkü şartlarda pek mümkün değil.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 20 yıllık tek parti iktidarında 7 farklı isim tarım bakanlığı yaptı. Sami Güçlü, Mehdi Eker, Kutbettin Arzu, Faruk Çelik, Ahmet Eşref Fakıbaba, Bekir Pakdemirli, Vahit Kirişci. Mehdi Eker tek başına 10 yıl, diğer 6 bakan toplamda 10 yıl bakanlık yaptı. Vahit Kirişci’nin görevi devam ediyor. Her gelen bir öncekinin projelerini, politikalarını çöpe attı. Bürokratlarını görevden aldı. Ülke tarımı deneme tahtasına döndü. Proje çöplüğüne dönüştü. Olan ülkenin kaynaklarına, tarımına, üreticilerine, tüketicilerine oldu.
Elektrikli traktör DİTAP ne oldu?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk ve aynı zamanda gelmiş geçmiş bakanlar arasında “en başarısız bakan” olarak bilinen Bekir Pakdemirli, görev yaptığı 10 Temmuz 2018- 4 Mart 2022 döneminin tamamında elektrikli traktör, Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) projeleriyle tarımı kurtaracağını anlattı. Elektrikli traktörle mazot derdinin biteceğini, maliyetlerin yüzde 80- 90 azalacağını söyledi. Dijital Tarım Pazarı ile tarımsal ürünlerde pazarlama sorununun biteceğini iddia etti. Tarım destekleri bile bu proje ile ilişkilendirildi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci göreve geldikten çok kısa süre sonra elektrikli traktörün kendi gündeminde olmadığını söyledi. Yeni bakanla birlikte DİTAP’ın adı bile geçmiyor. Ama tarım sektörü yaklaşık 4 yıl bu projelerle oyalandı.
Bakanlar tarımdaki işleyişi 7-8 ayda zor öğreniyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mart ayında Vahit Kirişci’yi Tarım ve Orman Bakanı olarak atadı. Bakanlıktaki birçok genel müdür, daire başkanı, bürokratı görevden alan Erdoğan, Kirişci’nin birlikte çalışacağı bürokratları da atadı. Sonra brifingler, toplantılar, bölgesel ve il bazında sektör toplantıları yapıldı. Bir bakanın merkez ve taşradaki çalışmaları öğrenmesi 7-8 ay sürüyor. Daha önceki bakanların da istisnasız hepsi aynı yolu izledi. Yani bakan göreve geldikten sonra 7-8 ayda bakanlığı ve işleyişi öğrenebiliyor. Öğrendikten sonra kendi politikasını, uygulamalarını hayata geçirmek için çalışmaya başlıyor. Tam işi öğrendi bir şeyler yapacak derken görevden alınınca her şey sil baştan başlıyor.
Mart ayında göreve gelen Vahit Kirişci, daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım Komisyonu Başkanlığı yapsa da, ziraat profesörü olsa da bakanlığı tanıması, işleyişi görmesi 8 ay sürdü. Şimdi kendi politikalarını uygulamak için bir yol haritası belirledi.
Milliyet Gazetesi’nden Didem Özel Tümer’e 24 - 25 Ekim’de verdiği röportajda bu yol haritasını ana hatlarıyla anlattı.
“Başıboşluk bize bir şey kazandırmadı” diyen Bakan Kirişci’nin anlattıklarından öyle anlaşılıyor ki; sözleşmeli, planlı, ulusal ve bölgesel bazda kotaların olacağı bir üretim modeli benimsenecek. Kısacası Bekir Pakdemirli’nin “paramız var ki ithal ediyoruz” politikasından, “kendi kendine yeterlilik” politikasına geçiliyor. Bakan Kirişci, “Bundan sonra asla rastgeleliğe, plansızlığa geçit vermememiz lazım” diyor.
Tarımsal üretme kota gelecek isteyen istediğini ekemeyecek
Bakan Kirişci’nin açıklamalarında dikkat çekici uygulamalardan birisi üretime kota getirilmesi. Bu konudaki açıklamaları özetle şöyle, “Üretilmesi gerekeni mobil uygulama söyleyecek. Çiftçi Kayıt Sistemi’ni (ÇKS) e-Devlet’e taşıdık. Onu bir tık daha ileri götüreceğiz, ‘Ey vatandaş, sana mobil uygulama oluşturduk. e-Devlet’e girer gibi gir, TC Kimlik No ve şifreni girerek, orada ne üretmen gerektiğini söyleyen bir ekran göreceksin’ diyeceğiz. O ekran, Adana Yüreğir’de 100 dekarlık arazisi olana ‘ancak şu ürünleri yetiştirebilirsin’ diyecek. Belki de tek ürüne müsaade edecek. Ulusal ve bölgesel kotalar olacak. Kota uygulayacağız. Mesela, 20 milyon ton buğdaya ihtiyacımız var. Toprağımız fazla olmadığı için 25 milyon ton üretilsin istemiyoruz. Başka bir ürün için kullanacağımız alanı buğdaya kaydırmak istemiyoruz. İhtiyacımız 20 milyon tonsa, 2 milyon da stok olsun, 22 milyon ton kota tarif edeceğiz. Kota dolana kadar üretebileceğini oradan görecek. Ulusal, bir de bölgesel kotalar olacak.”
Tarımda öncelik ihracat olmayacak
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin açıkladığı yeni yol haritasında tarımsal ürün ihracatı öncelikli olmayacak. Öncelik ülkenin ihtiyacının üretilmesi. Bu konudaki sözleri ise şöyle: “Önceliğimiz ihracat değil. Soğanda patateste olduğu gibi, fiyatlar bu sene yüksek, arz az, ihracat kapısı açık, ihracata gidiyor. Ertesi yıl fiyatlar düşüyor, ürün çok bol… Başıboşluk, gelişigüzellik bize bir şey kazandırmadı. Üreticilerimiz de sürekli bundan mağdur oldu. Bizim önceliğimiz ihracat değil, onu söyleyeyim. İhracat sonraki iş. Biz öncelikle kendi arz güvenliğimizi sağlamak, bulunurluğu tesis etmek, bunu da mümkünse kendi içeriden üretimimizle karşılamak zorundayız.”
İhracat konusundaki uygulamalara bakıldığında fiyatı artan hemen her ürünün ihracatına kısıtlama getiriliyor. Ya ihracat tamamen yasaklanıyor ya da ürün ihracatı kayda bağlı mallar listesine alınarak ihracatı zorlaştırılıyor. Oysa ihracat üreten çiftçinin sigortasıdır. İhracatı yapılan ürünlerde çiftçi para kazanabiliyor. İhracat olmayınca çiftçi para kazanmadığında üretimden çekiliyor. Çekilince üretim azalıyor ve iç piyasanın ihtiyacı olan üretim de tehlikeye giriyor. Bu nedenle ihracata da, iç tüketime de yeterli olacak şekilde üretimin planlanması gerekiyor.
Bu yıl zeytin ve zeytinyağında görülmemiş rekor üretim var. İhracat olmazsa bu kadar zeytini zeytinyağını içerde tüketmek mümkün mü? Elbette değil. İhracat, bu yıl yapalım seneye ara verelim sonra üretim çok olunca tekrar yaparız denilecek bir iş değil. Pazarları kazanmak çok zor ama kaybetmek kolay. Bu nedenle Tarım bakanlığı benim önceliğim ihracat değil dediğinde üreticiye ciddi zarar verir.
Arazisini ekmeyenlere yaptırım gelecek
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin yol haritasında daha başka konular da var. Örneğin toprağını ekmeyen çiftçilere yönelik kiralama modeli planlanıyor. İki yıl ekilmeyen tarım arazileri için bakanlık devreye girerek o alanların ekilmesini sağlayacak, hisse sahiplerine belli oranlarda kira ödenecek. Buna itiraz eden toprak sahiplerine 5 yıl desteklerden men, tarımsal kredileri kullandırmama gibi yaptırımlar uygulanacak. Buna rağmen arazinin ekimine izin verilmezse cezai yaptırımlar da getirilebilir.
Kent tarımının öne çıkarılması, akıllı köylerin kurulması, kırsalın yeniden dizayn edilmesi gibi daha birçok proje ve politika sıralayan Vahit Kirişci döneminin en somut uygulamalarından birisi mazot ve gübre desteğinin ayni olarak ödenmesi.
Mazot ve gübre desteğinde yeni uygulama
Hububat ürünlerinden başlanarak mazot ve gübre desteği çiftçiye nakdi olarak değil ayni olarak ödeniyor. Yani para olarak değil mazot ve gübre olarak veriliyor. Bunun için çiftçinin hak ettiği destek miktarı kadar çiftçinin Ziraat Bankası’ndaki vadesiz hesabına kredi kullanmış gibi aktarılıyor. Kredinin anaparasını Tarım ve Orman Bakanlığı, faiz, komisyon ve masraflarını Hazine ve Maliye Bakanlığı ödüyor. Çiftçi, hesabına, kartına yüklenen destek alacağı kadar olan para ile sadece mazot ve gübre alabiliyor. Başka bir amaçla kullanamıyor. Gübre ve mazotu da sadece Ziraat Bankası Başak Kart anlaşmalı işyerlerinden alabiliyor.
İlk günden beri bakanlığa çağrıda bulundum, bu konuda çiftçileri bilgilendirin diye. Hiçbir bilgilendirme yok. Bana her gün onlarca soru geliyor. Bakanlığa çok daha fazlası gidiyordur.
Çiftçinin şu temel sorularına yanıt verilmeli; “Verilen destekle neden sadece mazot ve gübre alabiliyoruz? Neden sadece Ziraat bankası anlaşmalı akaryakıt istasyonu veya gübre bayisinden alıyoruz? Ben başvurmazsam hak ettiğim destek 2023 Mart ayında hesabıma yatırılır mı? Yatırılan para ile gübre ve mazot almazsam daha sonra başka ürün alımında kullanabilir miyim? Benzer daha birçok soru var.
Özetle, bakan değiştikçe değişen politikalarla tarımda ilerlememiz, üreticinin, tüketicinin yararına bir politika sürdürmemiz çok zor. Yarın, Bakan Vahit Kirişci bu görevden alınırsa veya seçimden sonra bakan değişince her şey sil baştan başlayacak. Ülke koşullarına uygun, bakan değiştikçe değişmeyen politikalar ve bürokratlarla, yöneticilerle yani liyakatı esas alan bir sistemle tarımdan zenginlik üretebiliriz.