Tarım yazarı olmamı Nezih Demirkent istedi

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Tarım yazmaya 26 yıl önce başladım. Tarım yazarı olmamı, bu alanda uzmanlaşmamı sağlayan, Dünya gazetesinin kurucusu Nezih Demirkent'ti.

Basın tarihimizin simge isimlerinden Nezih Demirkent, bundan 21 yıl önce 11 Şubat 2001 günü yaşama veda etti. Özellikle 2000 yılından sonra doğanlar O'nu tanımıyor olabilir. Bu nedenle Nezih Demirkent hakkında kısa bilgi vermek isterim.

Nezih Demirkent, 1930 yılında İstanbul'da doğdu. Haydarpaşa Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Demirkent, gazeteciliğe 1950 yılında Son Saat Gazetesi'nde spor muhabiri olarak başladı. Yeni Sabah Gazetesi’nde spor yazarlığı, spor sayfası yönetmenliği, yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1964 yılında, Türkiye’nin ilk ofset basım günlük yayın organı Yeni Gazete'nin yayın yönetmenliğini üstlendi.

Hürriyet Gazetesi'nde 1970-1981 döneminde genel yayın yönetmenliği ve genel müdürlük görevlerini yürüttü. Hürriyet Gazetesi'nden ayrılırken siyasi yayın organı olan Dünya Gazetesi'ni alarak 1981 yılında ekonomi gazetesi olarak çıkarmaya başladı. Dünya 41 yıldır yayın yaşamını kesintisiz sürdürüyor.

Gazeteciliğinin yanı sıra spor ve sosyal alanlarda da çok aktif olan Nezih Demirkent, Haydarpaşa Lisesi'nde basketbol, voleybol ve hentbol takımlarında, Moda Spor Kulübü'nün basketbol ve voleybol takımlarında oynadı. Voleybol antrenörlüğü, Güreş Federasyonu üyeliği, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcılığı görevlerini başarıyla yerine getirdi.

Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin kurucularından olan Demirkent, 1982 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başkanlığına seçildi ve 10 yıl bu görevi sürdürdü. Basın Senatosu Başkanlığı, İstanbul Sanayi Odası Meclis üyeliği yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi kendisine fahri doktora unvanı verdi.

Sayfa Sayfa Gazetecilik, Medya-Medya, Salı Yazıları (Medya-Medya 2), Son Salı Yazıları (Medya-Medya3) kitaplarını yazdı.

Tarımın geleceğini yıllar öncesinden gördü

Nezih Demirkent, bir çok gazetenin, gazetecinin yıllarca görmezden geldiği tarımın, ülke için, dünya için ne kadar önemli olduğunu bundan yıllar öncesinden görmüş ve 1985 yılında 4 Mevsim adıyla bir tarım dergisi yayınlamıştı.

DÜNYA Gazetesi İzmir Temsilciliği’nde stajyer muhabir olarak göreve başladığım 1988 yılında yazdığım haberler dikkatini çekip de gazetenin merkezinde, İstanbul’da çalışmamı söylediğinde henüz mesleğin ilk basamaklarındaydım. Çok sevdiğim İzmir’den kopmamak ve hiç bilmediğim İstanbul’a gitmemek için bahaneler ürettiğimi görünce, gazetenin İzmir Haber Müdürlüğünü yaptığım 1996'da tarım konusunda uzmanlaşmamı ve bu konuda gazeteye yazı yazmamı istedi.

Çocukluğum Tunceli'de tarlada, bağda, bahçede geçti. İzmir'de okuduğum Ege Üniversitesi'nin 3. sınıfına kadar da çiftçilik yapan aileme yardım ettim. Tarım yazıları yazmak düşünmediğim bir alandı.

Bu nedenle Nezih Bey tarım yazmamı istediğinde "ben yazayım ama kim okuyacak" diye verdiğim yanıtın anlamsızlığını sonradan görecektim. DÜNYA Gazetesi o yıllarda tarım haberlerine yer verirdi. Fakat tarım yazarlığı bambaşka bir şeydi.

Sadullah Usumi'den başka tarım yazarı yoktu

Nezih Bey'in tarım yazmamı söylediği 1996'da yaygın medyada Cumhuriyet gazetesinde “Çiftçi Dostu” adıyla köşe yazan Sadullah Usumi’den başka tarım yazarı yoktu.

Nezih Bey, Türkiye için tarımın ne kadar önemli olduğunu uzun uzun anlattıktan sonra “Köylüler gazete okumuyor diye onların dertlerini yazmayacak mıyız? Biz gazeteciyiz her kesimin sorunlarını, dertlerini yazarak gündeme taşımamız lazım. Ayrıca, tarım demek sadece tarlada çapa yapan köylüler değil. Bunun ilacı, gübresi, tohumcusu, bankacısı, dış ticareti var. Nüfusun yarısı tarımda ama tarımı yazan bir tek Sadullah Usumi var. O da benimle yaşıt, yarın ölse tarımı yazacak kimse kalmayacak” dedi.

Heyecanla ve biraz da endişeyle kendisini dinlerken devam etti. “Sen bu konuda kendini geliştirir, uzmanlaşırsan yarın öbür gün herkes sana danışır. Tarımı iyi bilen gazeteci olursun. Gazetenin başına bir şey gelse bir tarım mecmuası çıkarır ekmeğini oradan kazanırsın. Geleceğin garanti olur.”

Tarım medyanın gündeminde

Nezih Bey, tarım konusunda o gün ne dediyse geçen zaman sürecinde tamamı gerçekleşti. Öngördüğü gibi tarım Türkiye ve dünya için en önemli sektörlerden birisi oldu. O yıllarda tarımı ekonominin sırtında yük olarak görenler, tarımın sorunlarını dile getirmeyi “popülizm” olarak damgalayanlar, çiftçileri kapısının önünden geçirmeyen bankalar, “köylü” diye küçümseyen, tavır takınanların hepsi bugün tarımcı oldu. Tarım hemen herkesin gündeminde. Buna bağlı olarak tarımın da güçlü bir medyası oluştu. Dergiler, tematik kanallar, yaygın medyada gazete ve televizyonlar tarıma artık geniş yer veriyor.

Koronavirüs pandemisi ile birlikte tarımın gıdanın önemi her zamankinden daha çok arttı. Sosyal medyada, televizyonlarda tarım üzerine tartışmalar yapılıyor. Bu işe gönül veren, araştıran, okuyan, çiftçiyle, sanayiciyle, ihracatçıyla konuşarak en doğru bilgileri verenler olduğu gibi, yalan yanlış bilgi verenler de var. Her alanda olduğu gibi tarımda da doğru bilginin önemi her zamankinden daha çok arttı.

Tarım olmazsa ne olur?

Muhabirlikten gazete sahipliğine uzanan yaşamı boyunca ülkenin sorunlarıyla bu kadar dertlenen, spordan kültüre, ekonomiden gazetecilerin örgütlenmesine kadar her alanda insanların yaşamına dokunan, Anadolu sevdalısı Nezih Demirkent'in verdiği örnek mücadeleyi, Anadolu'da üretim için gösterdiği çabanın önemini bugün çok daha iyi anlıyoruz.

Dünya gazetesinde 1 Ekim 1998'de yazdığı "Tarım olmazsa..." başlıklı yazısı sanki bugün yazılmış gibi güncelliğini koruyor. Yazının bir bölümü şöyle:

Tarım olmazsa...

(...)

Yakın zamana kadar tarım ülkesi olan Türkiye'de şimdi sektör dertli. Hayvancılığı yok ederek Doğu'yu perişan edenler, şu günlerde tarım sektöründen yükselen seslerle de meşgul değiller. Zeytinyağı ile uğraşanların önemli sorunu var. Pamukta üretici sokağa döküldü, pancar ekicisi dertli. Bakliyatta bugüne kadar yaşanmamış olaylar gündeme geldi. Özetle nereye el atsanız sorunla karşılaşıyorsunuz. Çünkü bir tarihlerde kendi ihtiyacını karşılayan Türkiye, şimdi ele güne muhtaç hale geldi veya getirildi. Bunun bilinçli yapıldığını ileri sürenler bile var. Tarıma destek verdiklerini sananlar, aslında köstek oluyorlar. Partizanlık ülkeyi sarınca üç beş kişinin cebine beş on kuruş koymayı yeterli görenler köylüyü perişan ettiler.

Tarımın zor bir sektör olduğu aşikar. Bizim vatandaşımızın toprağa bağlı olduğu da malum. Sanayileşme uğruna, tarımın ihmal edildiğini itiraf etmek gerekiyor. Zira bu sorunları çözmek için kafa yormak gerekiyor, çalışmak şart oluyor. Bir kaç kişinin mutluluğu yetmiyor. Nitekim bir üretici, "Artık fasulye ve nohut yemek lüks haline geldi, bir tarihlerde bolca ihraç ettiğimiz mercimeği bile satın almaya başladık. Bunun nedeni tarımda gerçekçi politikaların izlenmemesi diyerek dertlerini ortaya koyarken, Tarım Bakanı'ndan ve bakanlıkta çalışan uzman kişilerden şikayet etti. "Onları Allah'a havale ettim" diyerek sözünü noktaladı.

Partizanlığın bu boyutlarda geliştiği bir ülkede, ciddi konuların tartışılması düşünülemez. Tarımın sadece fındık veya fıstık olmadığını öğrenmek gerekir. Bunu bilmezseniz ülkenin dört bir yanından yükselen sorunlardan da rahatsız olmazsınız. Türkiye tüketen toplum olsa da önce kendisi için gerekli olanı üretmelidir. Aksini düşünecek bir devlet olur mu? "

Ölümünün 21. yılında Nezih Demirkent'i saygıyla, minnetle anıyorum. Nezih Bey'in ölümünden sonra kızı Didem Demirkent, O'nun en büyük eseri olan DÜNYA Gazetesi'ni ekonomik krizlere, zorluklara rağmen aynı çizgide yayın yaşamını sürdürmesini sağladı. Kendisine şükran borçluyuz. Nezih Bey'in öğrencileri ve gazetenin emekçileri olarak DÜNYA Gazetesi'ni yaşatmayı, siz okurlarımıza doğru bilgi ve haberleri ulaştırmayı görev biliyoruz.

Prof. Dr. Işın Demirkent'i saygıyla anıyoruz

Dünya Gazetesi'nin kurulmasında çok büyük emeği olan Prof. Dr. Işın Demirkent yine bir şubat günü 3 Şubat 2006'da yaşama veda etti. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ortaçağ Tarihi Kürsüsü’nde asistan olarak başlayan tarih araştırmaları serüveni onu kendi alanında dünyanın en önemli tarihçilerinden biri yaptı. Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu asil üyeliğinin yanı sıra uluslararası tarih kurumlarında görevler üstlendi. Haçlı Seferleri, Haçlı Devletleri ve Bizans İmparatorluğu konusunda dünyanın sayılı uzmanlarındandı. Eserleri ile iz bırakan Nezih Demirkent'in eşi Prof. Dr. Işın Demirkent'i ölümünün 16.yılında, saygıyla anıyorum.

İlk ekonomi gazetecisi;  Fasih İnal

Dünya gazetesine değer katan bir başka usta isim, Türkiye’nin ilk ekonomi gazetecisi olarak bilinen Fasih İnal’dı. Fasih Bey, 15 Şubat 1998’de yaşama veda etti. Saygıyla anıyorum. En karmaşık konuları bile en anlaşılır, yalın bir dille yazardı. Mevzuat konularında, tekstil, madencilik ve  diğer birçok alanda uzman gazetecilik yapan Fasih İnal, yaşamının sonuna kadar amatör ruhunu yitirmeden yazılarını ustalıkla kaleme aldı.

Demirkent Ödülleri 11 Şubat'ta verilecek

Demirkent Eğitim ve Araştırma Vakfı, her yıl Dünya Şirketler Grubu kurucusu Nezih Demirkent ve eşi Prof. Dr. Işın Demirkent adına "Demirkent Ödülleri" veriyor.  Bu yıl da iletişim, tarih ve sosyal farkındalık oluşturulmasına katkı olmak üzere 3 ana dalda ödül verilecek. “Demirkent Ödülleri”, topluma yarar sağlayacak çalışmaları özendirmeyi, iletişim, ekonomi, tarih ve eğitim alanlarında araştırmalar yapılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu yıl ödüller 11 Şubat 2022'de İş Sanat Kültür Merkezi'nde saat 19.00'da düzenlenecek törenle verilecek.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar