Tahvil içerikli fonlar: 2025 yılının yatırım trendi olabilir mi?
2024 yılını geride bırakırken, yatırım dünyasında para piyasası fonları yılın en çok konuşulan araçları arasında yer aldı. Riskli varlıklardaki (altın, hisse senetleri) artan volatilite, yatırımcıları düşük riskle mevduat üzeri getiri sağlayan bu fonlara yönlendirdi. Yılın başında 148 milyar TL olan para piyasası fonlarının büyüklüğü, Ocak 2025’in ilk haftasında 1.35 trilyon TL’ye ulaştı. Ancak, 2025 yılında bu hikaye devam eder mi, yoksa yatırımcılar farklı enstrümanlara mı yönelir? Bu sorunun yanıtı büyük ölçüde enflasyon, büyüme ve para politikasındaki gelişmelere bağlı olacak gibi görünüyor.
Tahvil fonlarına artan ilgi
2024’ün sonlarında yapılan faiz indirimi ve öncesinde verilen mesajlar, uzun zamandır göz ardı edilen devlet tahvili ağırlıklı borçlanma araçları fonlarını tekrar gündeme taşıdı. Faiz oranlarının düşmesi beklentisi, orta ve uzun vadeli tahvil taşıyan fonlara talebi artırdı. Bu eğilim, tahvillerde değer artışını da beraberinde getirdi. Faiz indirimi dönemlerinde yatırımcılar, daha önce daha yüksek faizle alınmış uzun vadeli tahvillerin değer kazanma potansiyelinden yararlanmak ister.
Tahvil içerikli fonlarda bu etkinin yansımasını görmeye başladık. Portföy ortalama vadesi 2 yıl ve üzeri olan fonlarda aylık getiriler yüzde 5’in üzerine çıktı. Üç aylık döneme bakıldığında bu fonların getirileri yüzde 11 civarında kümeleniyor. Bu durum, faiz indirimi dönemlerinde bu fonların getiri sağlayabildiğini, ancak diğer zamanlarda para piyasası fonları gibi istikrarlı bir getiri sunmayabileceğini gösteriyor.
Para piyasası fonlarına tahvil zorunluluğu
SPK tarafından getirilen yüzde 10 devlet tahvili bulundurma zorunluluğu, tahvillere olan talebi artıran bir diğer etken oldu. Bu düzenleme, para piyasası fonlarının tahvile yönelmesine neden oldu ve tahvil içerikli fonlara olan ilgiyi artırdı. Son bir haftada tahvil fonlarında yaklaşık 5000 yeni yatırımcı kaydı gerçekleşirken, bu fonlara 3 milyar TL’lik bir giriş oldu. Haftalık bazda toplam büyüklüğün yüzde 10’una denk gelen bu giriş, tahvil içerikli fonların dikkat çekici bir yatırım aracı haline geldiğini ortaya koyuyor.
Tahvil fonlarında getiri nasıl değişir?
Tüm borçlanma araçları fonlarının faiz indirimlerine aynı tepkiyi vermediğini unutmamak gerekiyor. Fonların portföyünde yer alan tahvillerin ortalama vadesi, faiz değişimlerinden nasıl etkileneceğini belirler. Genel olarak;
- Kısa vadeli tahviller: Faiz indirimlerinden sınırlı etkilenir. Daha az oynaklık isteyen yatırımcılar için uygundur.
- Orta vadeli tahviller: Faiz indirimlerinin etkisinden daha fazla faydalanır. Dengeli bir risk-getiri arayanlar için ideal olabilir.
- Uzun vadeli tahviller: Faiz indirimlerinden en güçlü şekilde etkilenir. Ancak, faiz oranlarının yeniden artma riski varsa, bu tahviller negatif getiri yaratabilir.
Tahvillerin getiri potansiyelini değerlendirmek isteyen yatırımcılar, fonların portföy içeriklerini inceleyebilir. Tefas platformunda her fonun varlık dağılımı günlük olarak paylaşılıyor. Devlet tahvili ağırlığı yüksek olan fonlar, faiz indirimlerinden daha çok etkilenirken, özel sektör tahvili ağırlıklı fonlar daha stabil getiri sunabilir. Ancak özel sektör tahvillerinde ihraççı riskinin de bulunduğunu unutmamak gerekir. Portföylerin ortalama vadelerini ise KAP’ta yayımlanan aylık raporlardan öğrenmek mümkün.
Tahvil fonları ve para piyasası fonları beraber düşünülmeli
Tahvil içerikli fonlar, faiz indirim beklentileri ve enflasyon verilerinin olumlu işaretler verdiği dönemlerde kazanç sağlayabilir. Ancak faiz indirimlerinin durması ihtimali, bu fonların performansını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, tahvil fonlarını değerlendirirken, para piyasası fonlarıyla birlikte düşünüp portföyü çeşitlendirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
2025 yılında yatırımcılar için en önemli strateji, risk-getiri dengesi içinde çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturmak olacak gibi görünüyor. Tahvillerin getiri potansiyelinden yararlanmak isteyenler, ortalama vadeye ve faiz trendine dikkat ederek adımlarını atmalı. Hem para piyasası fonlarının sağladığı istikrarı hem de tahvil fonlarının yaratabileceği sermaye kazançlarını birlikte değerlendiren yatırımcılar, bu süreçten kazançlı çıkabilir.