Tahıl Koridoru’nun piyasalara etkisi
Dünya, Tahıl Koridoru Anlaşması’nın sona ermesini tartışıyor. Batılı ülkeler tahıl koridorunun devre dışı kalması ile özellikle açlık çeken Afrika ülkelerinde gıda krizi yaşanacağını dile getiriyor. Anlaşma’yı sonlandıran Rusya ise, tahıl koridorundan açlık çeken ülkelerin değil zengin ülkelerin yararlandığını ve amacına hizmet etmediğini iddia ediyor.
Tahıl Koridoru Anlaşması Türkiye’de de özellikle çiftçiler tarafından eleştiriliyor. Çiftçilere göre Ukrayna’dan alınan tahılla depolar doldurulduğu için hasat döneminde buğday, arpa, mısır, ayçiçeği fiyatı düşük oluşuyor.
Tahıl Koridoru nedir? Nasıl bir süreç yaşandı önce kısa bir hatırlatma yapalım.
■ Rusya’nın 2022 Şubat ayında Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş nedeniyle, tahıl, ayçiçek yağı, doğalgaz, en önemli girdilerden gübrede fiyatların yükselmesine ve buna bağlı olarak dünyada gıda fiyatlarının artmasına neden oldu.
■ Savaş nedeniyle Ukrayna’nın Karadeniz limanlarından yaptığı tahıl ihracatı durdu. Dünyada tahıl fiyatları hızla artınca açlık çeken ülkelerde gıda krizi yaşanmaya başlandı. Avrupa’da son 500 yılın en kurak yılı yaşandığı için Ukrayna tahılının önemi daha da arttı. Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin girişimleri ile Ukrayna’daki tahılın ihraç edilmesi için bir koridor açılması gündeme geldi.
■ Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in uzun süren çabaları sonucunda İstanbul’da Rusya ve Ukrayna yetkililerinin de katılımı ile dörtlü bir zirve yapıldı. Daha çok askeri temsilcilerin katıldığı zirvede açılacak güvenli tahıl koridoru ile Ukrayna’daki tahılın ihraç edilmesi konusunda olumlu adımlar atıldı.
Tahıl koridoru yaklaşık 1 yıl çalıştı
Tahıl Koridoru Anlaşması 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çabaları ile imzalandı. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen törende Türkiye adına dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya adına Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Ukrayna adına Altyapı Bakanı Aleksandr Kubrakov ve imza töreninde hazır bulunan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres imzaladı.
Anlaşma ile tahıl ürünlerinin Ukrayna limanlarından güvenli sevkiyatına olanak sağladı. İstanbul’da koordinasyon merkezi kurulması, liman çıkış ve varış noktalarında ortak kontroller yapılması ve gemilerin güvenliğinin sağlanması kararlaştırıldı.
İlk sevkiyat 1 Ağustos 2022 tarihi itibariyle başladı. Tahıl Koridoru Anlaşması 120 günlük bir süreyi kapsıyordu. Ancak daha sonra birkaç kez uzatılarak yaklaşık 1 yıl süreyle koridor açık kaldı.
Toplam 33 milyon ton ürün taşındı
Tahıl koridorundan 1 Ağustos 2022 tarihinden 17 Temmuz 2023 tarihine kadar toplam 1000 gemi ile 33 milyon ton tahıl ve bitkisel yağ taşındı. Taşınan tahılın yüzde 50’den fazlasını mısır, yüzde 30’unu buğday, yüzde 4’ünü arpa, yüzde 4’ünü soya, yüzde 3’ünü ayçiçeği ve ayçiçeği yağı oluşturdu.
Koridordan ihraç edilen toplam tahılın yüzde 40'ı Avrupa'ya, yüzde 30'u Asya'ya, yüzde 13'ü Türkiye'ye, yüzde 12'si Afrika'ya ve yüzde 5'i Orta Doğu ülkelerine taşındı.
Ülke bazında bakıldığında ise Haziran sonu itibariyle en fazla ürün alan ülke 5 milyon 964 bin ton ile Çin olurken, ikinci sırada 5 milyon 858 bin ton ile İspanya, üçüncü sırada ise 2 milyon 980 bin ton ile Türkiye oldu.
Rusya Federasyonu 17 Temmuz 2023 tarihi itibariyle tahıl koridorundan çekildiğini, anlaşmanın sona erdiğini ilan etti. Rusya’nın anlaşmadan çekilme gerekçesi, anlaşmanın sadece Ukrayna’nın istediği şekilde yürüdüğü, Rusya’nın taleplerinin yerine getirilmediği yönünde oldu.
Putin’e göre koridor amacına hizmet etmedi
Dünyanın en büyük tahıl ve gübre ihracatçısı olan Rusya, anlaşmadan istediği sonuçları alamadığı için anlaşmayı iptal ettiği ifade ediliyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Perşembe günü (yarın) yapılacak Rusya-Afrika Zirvesi öncesi Kremlin’in internet sitesinde yayınlanan makalesinde tahıl koridoru ile ilgili özetle şu yorumu yaptı: “Afrika devletlerinin sosyo-ekonomik kalkınması ve siyasi istikrarı için kesintisiz gıda arzının önemini anlıyoruz. Bu temelde, Afrika ülkelerine buğday, arpa, mısır ve diğer mahsullerin tedariki ile ilgili konulara her zaman büyük önem verdik. Bunu hem sözleşmeli olarak hem de Birleşmiş Milletler Gıda Programı dahil olmak üzere insani yardım olarak ücretsiz olarak yaptık.
Rusya, 2022'de Afrika'ya 11,5 milyon ton ve 2023'ün ilk yarısında neredeyse 10 milyon ton tahıl ihracatı yaptı. İhracatımıza uygulanan ve Rus gıda ürünlerinin gelişmekte olan ülkelere tedarikini ciddi şekilde engelleyen, nakliye lojistiğini, sigorta düzenlemelerini ve banka ödemelerini karmaşık hale getiren yaptırımlara rağmen.
Tahıl insani yardım yerine Batılı şirketlere gitti
İlk amacı küresel gıda güvenliğini sağlamak, açlık tehdidini azaltmak ve Afrika, Asya ve Latin Amerika'nın en fakir ülkelerine yardım etmek olan sözde "tahıl anlaşmasını" muhtemelen birçok kişi duymuştur - Rusya'nın ilk etapta uygulanmasını kolaylaştırma yükümlülüğünü üstlenmesinin nedeni budur. Ancak bu "anlaşma", Batı tarafından Afrika'nın yararına olan bir iyi niyet jesti olarak kamuoyuna duyurulsa da, aslında utanmadan yalnızca Ukrayna'dan tahıl ihraç eden ve yeniden satan büyük ABD ve Avrupa şirketlerini zenginleştirmek için kullanıldı.
"Anlaşma" kapsamında Ukrayna'dan neredeyse bir yıl içinde toplam 32,8 milyon ton ürün ihraç edildi ve ihracatın yüzde 70'inden fazlası Avrupa Birliği de dahil olmak üzere yüksek ve orta-üst gelirli ülkelere yapılırken, Etiyopya, Sudan ve Somali ile Yemen ve Afganistan gibi ülkeler tedarikin yüzde 3'ünden daha azını aldı, yani bir milyon tondan az.
Bu arada, Rusya'nın dünya pazarlarına yaptığı tahıl ve gübre ihracatının yaptırımlardan muaf tutulmasına ilişkin “anlaşma” hükümlerinin hiçbiri yerine getirilmedi. Üstelik ihtiyaç sahibi en fakir ülkelere ücretsiz mineral gübre sağlama girişimlerimize bile engeller örülmüştür.
Avrupa limanlarında bloke edilen 262 bin ton maldan yalnızca iki sevkiyat teslim edildi. 20 bin ton Malavi'ye ve 34 bin ton Kenya'ya. Gerisi hala vicdansızca Avrupalılar tarafından tutuluyor. Bahsettiğimiz bu tamamen insani bir girişim ve bu türden herhangi bir yaptırımdan muaf tutulması gerekiyor.
Tüm bu gerçekler göz önüne alındığında, insani amacına hizmet edemediği için tahıl anlaşmasını sürdürmenin artık bir anlamı yok. 18 Temmuz itibariyle feshedilen “anlaşmanın” daha fazla uzatılmasına karşı çıktık.”
Gayri resmi çevirisini paylaştığımız Putin’in makalesinde, Rusya’da bu yıl rekor bir tahıl hasadı beklendiğini, Ukrayna tahılı yerine Rusya’nın Afrika ülkelerinin tahıl, gıda ürünleri, gübre ve diğer mallara ilişkin ihtiyacını karşılayacağı ifade ediliyor.
Türkiye’deki çiftçinin mağduriyeti giderilmeli
Tahıl Koridoru konusunda başından beri devrede olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koridorun yeniden açılması için diplomatik çabalarını sürdürecek. Ancak, çiftçiler Tahıl Koridoru ile Türkiye’ye ithal edilen tahıldan dolayı ürünlerinin değer kaybettiğini ifade ederek buna önlem alınmasını istiyor.
Özetle, Tahıl Koridoru Anlaşması gündemdeki yerini koruyor. Türkiye, bu koridordan en fazla ürün alan üçüncü ülke konumunda. İthal edilen ürünler nedeniyle çiftçilerin mağduriyet yaşadığı da bir gerçek. Cumhurbaşkanı Erdoğan tahıl koridorunun yeniden açılması için çaba göstersin ama çiftçinin mağduriyeti de mutlaka giderilsin. Ukrayna’daki tahıl gelişmiş batılı ülkelere değil gerçekten ihtiyacı olan açlık çeken ülkelere gönderilsin.
■ Ukrayna koridorun yeniden açılmasını istiyor
Tahıl Koridoru ile elindeki tahılı ihraç eden Ukrayna, koridorun yeniden açılmasını istiyor. Bu konuda özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Birleşmiş Miletler’in yeniden devreye girmesi isteniyor. Rusya ise tahıl koridorunun amacına hizmet etmediğini iddia ederek kendi istekleri dikkate alınmadığı sürece koridorun açılmayacağını savunuyor. Bu konuda farklı bir güzergahta yeni bir koridorun açılması fikri üzerinde çalışılıyor.
Ukrayna tahılına kapıların kapanması ile yeniden bir gıda krizinin yaşanacağı iddia ediliyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve diğer batılı ülkeler Rusya’yı gıda krizine neden olmak ve insani yardımları engellemekle suçluyor. Rusya ise elindeki tahılla insani yardım ve ülkelerin tahıl ihtiyacını, gübre ihtiyacını karşılamak istediğini ancak batılı ülkelerin ambargo ile bunu engellediğini iddia ediyor.