Suudi Arabistan’ın ambargosunun faturasını Hatay ödüyor
Suriye’de yaklaşık 10 yıldır devam eden savaştan en büyük darbeyi alan Hatay, şimdi de Suudi Arabistan ile bozulan ikili ilişkiler nedeniyle ciddi sorunlar yaşıyor. Suudi Arabistan, Türk mallarına uyguladığı ambargonun yanı sıra Türk vatandaşlarına da orada hayatı zehir etmiş durumda. Geçen yıldan bu yana örtülü olarak Türk mallarına ambargo uygulayan Suudi Arabistan, demir-çelik, yaş sebze, meyve, halı, gıda, mobilya ve tekstil gibi sektörler açısından önemli bir pazar. Bu ülkeye en çok ihracat yapan ilk 5 il sırasıyla İstanbul, Gaziantep, Kocaeli, Hatay ve Bursa. Suudi Arabistan’a ihracatın yüzde 70’ini bu 5 il yapıyor. Suudi Arabistan, 150 milyon doları geçen rakamla Hatay’ın en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında 6. sırada. Hatay’dan bu ülkeye ihracat kalemlerinin başında yaş sebze-meyve, demir-çelik, mobilya, gıda ürünleri ve zeytinyağı geliyor.
Suudilerin keyfi uygulamaları nedeniyle son birkaç aydır özellikle yaş sebze ve meyvelerin gümrükte bekletilmesi, ürünlerin bozulmasına ve rekabet gücünün azalmasına neden oluyor. Ülkeye girişi beş gün sürecek ürün, keyfi uygulamalar nedeniyle 14-15 gün bekletilip ihracatçıya ardiye parası ödettiriliyor. İhracatçı geçici çözüm olarak, bozulması muhtemel ürünler ya da mevsimsel ürünleri Lübnan üzerinden Suudi Arabistan’a göndermiş. Diğer taraftan, 10’a yakın diğer Arap ülkelerinden de benzer tavırlar sergileniyor. Türk yaş meyve ihracatçısı bu pazarlara giremediği için orada pazar payı kaybediyor. Bu pazar paylarını artırmak kolay değil. Bir ülke ile ticaret ağı kurulması 30-40 yıllık zaman dilimlerini buluyor. Bazı firmaların, Suudi Arabistan’daki Arap ortaklarının kendi hükümetlerinden sözlü ve yazılı olarak “Türk menşeli” ürünlerin alınmayacağı konusunda emir aldıkları, bu taahhüde uymamaları halinde sonuçlarına katlanacakları tehdidi ile karşı karşıya kaldıkları gerçeği de ne yazık ki var.
Öte yandan, Suudi Arabistan'da yaklaşık 43 bin TC vatandaşı var. Bunun da yaklaşık 30 bini Hataylı. Bunlar da ağırlıklı olarak restoran işletmeciliği, berber, yedek parça ticareti, tamirhane gibi hizmet sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Kimisinin 30 yılı bulan birikimleri var. Bu birikimlerinin de bir değerleri bulunuyor. Mesela bir vatandaşımız dönmeye karar verdiğinde dükkanını 100-150 bin dolar civarında satabilecekken, Türk olduğu için kendisine önerilen rakamın 20 bin dolar civarına kadar düştüğü belirtiliyor.
Küçük esnafın yanı sıra, Suudi Arabistan’da faaliyet gösteren 200’ün üzerinde Türk sermayeli firma mevcut. Suudi Arabistan’da faaliyet gösteren Türk sermayeli firmaların toplam yatırımı 642 milyon dolar seviyesinde. Türkiye’de ise faaliyet gösteren 700 Suudi Arabistan sermayeli firma var. Bu firmaların toplam yatırımı ise 2 milyar dolar seviyesinde. Suudi Arabistan, Türk müteahhitlerin Körfez ülkeleri arasında Katar’dan sonra ikinci, dünyada yedinci en çok proje üstlendikleri ülke konumunda.
Suudi Arabistan sonrası Ortadoğu pazarında yaşanacak diğer kan kayıpları hem sanayiciyi hem de ülke ekonomisini çok olumsuz etkileyecek. Sanayici ve ihracatçı, siyasi otoritenin bu konuya cidden eğilmesini ve konunun bir an önce diplomatik yollarla çözümünü bekliyor. Diplomatik yolların yanı sıra haksız olarak uygulanan ambargoyu Türkiye’nin artık uluslararası hukuka taşıması gerektiği düşünülüyor.