Survivor adasından kim gönderilecek?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Şu anda pek çok şirket, Acun Ilıcalı’nın Survivor adasındakiler gibi… Seyredenler bilir, adadaki yarışmacıların amacı; hayatta kalmak… Zaten “survivor” kelimesi de tam bunun karşılığı. Eğer Survivor adasında iseniz, kaygı duyacağınız şey; “acaba bu hafta adadan kimin/kimlerin” gönderileceğidir.

Türkiye ekonomisinin geçtiği zorlu koridorda, finansman en büyük dert… Ancak tek dert bu değil; istihdam, vergi, tahsilat sorunları, Maliye’nin e-hacizleri, banka hesaplarına bloke gibi daha bir yığın sorun var. Yetmezmiş gibi dünyanın da başı belada ve karmaşada yol alındığı bir çağdan geçiyoruz.

NAKDİ YÖNET, HAYATTA KAL

Bundan 24 yıl öncesini hatırlıyorum. Vur patlasın çal oynasın havasında 2000 yılını yaşıyorduk. Kazandığımızda fazlasını harcamış ve borç krizi üretmiştik. Ürettiğimizden fazlasını tüketmiş ithalatı patlatmıştık. Yetmezmiş gibi “devlet malı deniz, yemeyen domuz” ahlaksızlığına kilitlenip kalmıştık.

Hayatın matematiği; kendini gerçekleştirmekte gecikmedi ve 2001 krizine uyandık. Kendi bankasının için boşaltanımızdan, konfor alanına gömülenimize dek her birimiz kriz sabahında bedel ödemeye başladık. Batanlarımızın en büyük ölüm sebebi de nakit akışını yönetemeyişleri oldu, bitiverdiler.

İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…

Nakit akışı nedir?

Çok basit; bünye şirket ise nakit akışı da kan dolaşım sistemindir. En sağlam bünye dahi cash flow (nakit akışı) yönetemeyince kısa sürede batabilir. Tıpkı 20 yıl önce İstiklal Caddesi’nde yürürken bir tinerci çocuğun falçatayla yaraladığı SAS komandosunun dramı gibi. 20 metre gitmeden düştü, öldü.

Ölmemek için?

Kriz zamanı için mutlaka yedek akçe bulundurmak gerekiyor. Survivor adasından gönderilmek istemiyorsan, bıçak kemiğe dayandığında gerekecek kaynağını hazır etmelisin. Olası kriz seni ıskalamayacaktır. Vejetaryen olman, boğanın sana saldırmayacağı garantisini vermez…

not/AĞLAYA AĞLAYA ZENGİN OLANLAR, SIRA SİZE DE GELECEK, BİLGİNİZE…

15’inci yüzyıl şairlerinden Âli Bey’in muhteşem beytini nakledeyim; “Neş’e tahsîl etdiğin sâgar da senden gamlıdır / Bir dokun bin âh dinle kâse-i fağfurdan.” Diyor ki teselli umduğun kadeh dahi dert yüküyle dolu. Bir dokununca binlerce ah geliyor kırılgan narin Çin porseleninden… Abartma yani…

Bazı insanlar yardım etmeye çalışıyormuş gibi yaparlar. Bazı insanlar da yardıma ihtiyacı varmış gibi davranır. Şu anda yardıma ihtiyacı varmış gibi davrananların sayısı hayli fazla. Hatta gerçek yardım ihtiyacındakilerin seslerini bastırırcasına, mevcut kaynakları fütursuzca israf etmekten çekinmiyorlar.

Fakat bu durum fazla uzun sürmeyecek. Zira 2025 yılı, kendi fırtınalarıyla geliyor. Fırtına, zulmetme sürecinde adil davranır. Öncelikle zayıfları etkiler, bu doğru… Fakat en güçlü kurumlar dahi fırtınanın şiddetine ve süresine bağlı olarak, sürgit hayatta kalamaz. Ağlaya ağlaya zengin olanlar bu söz size.

Burada dikkatimi çeken, birazcık destekle ayakta kalabileceklerin, makroekonomik verilerin hücumuyla survivor adasından gönderilecek oluşudur. Oysaki ağlaya ağlaya zengin olan ve sesi yüksek çıkanların gürültüsünden onları duyamıyor, bilemiyor, koruyamıyor, varlıklarını sürdüremiyoruz.

Önümüzdeki yıl adadan gönderilmek istemiyorsanız, nakit akışını yönetin, verimliliğinizi artırın ve mutlaka zor zamanlar fonu oluşturun. Aksi halde tüm kaynaklarınız bir anda kefen paranız olabilir. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ŞEREF OĞUZ YAZDI... 13 Kasım 2024