Suriye’yi yeniden inşa etmek sanıldığından da zordur
Suriye’nin diktatörlüğünü sürdürmek isteyen Beşar Esad’tan kurtulmasının yarattığı ferahlamanın yerini şimdide El Şara’nın istikrarlı bir yönetim kurmayı başarıp başaramayacağı sorusu almış bulunuyor. Endişeler birbirinden tamamen bağımsız olmayan iki nedenden kaynaklanıyor. Bunların ilki, El Şara’nın geçmişte İslam devleti militanı kişiliğine sahip olmasıyla ilgili. Her ne kadar kendisi çok değiştiğini göstermeye çalışsa da, bazılarına göre yine de Suriye’yi yönetmeye talip bir İslami militanla karşı karşıyayız.
El Şara’nın yönetimi kurmasından çekinmenin haklı yönleri bulunabilir. Kendisi henüz vaat ettiği türden herkesi kapsayan, dolayısıyla azınlıklara geniş temsil imkanı tanıyan bir hükümet kurabilmiş değil. Ancak bir miktar da empati yapmak lazım. Uzun süreler başkanlığını yaptığı HTŞ dini bir yapılanmaydı. Şimdi liderleri hükümetin başına geçince, herhalde üyeler rüyalarını uygulamak isteyeceklerdir. Eğer Suriye bir bütün olarak barış içinde yaşayacaksa, herkesi kapsayan bir hükümet kurması gerektiğinin bilincinde olan El Şara ise, hedeflerini değiştirerek yoldaşlarını herkese özgürlük tanımak konusunda ikna etmek için zamana ihtiyaç duymaktadır. Daha istikrarlı bir Suriye inşa edecekse, şimdiden kendisini eskiden beri destekleyenlerin baskılarına karşı diğerlerinin desteğini sağlamak mecburiyetindedir. Bu açıdan bakıldığında, Kürtlerin egemen olduğu Suriye Demokratik Güçleri ile anlaşmaya vararak, bu silahlı gücü Suriye ordusuna katması olumlu olarak değerlendirilebilir.
Suriye’de yaşayanların kendilerini Suriyeli olarak görüp görmedikleri ve bir merkezi hükümet yönetiminde yaşamayı isteyip istemedikleri tarihi kökenleri olan daha karmaşık ikinci bir meseledir. Suriye tarihini yakından tanımayanlar, kısa süre önce nüfusunun çoğu Nuseyriler’den oluşan Lazkiye ve Tartus’ta gerçekleşen olaylar karşısında şaşkınlığa uğrayabilirler. Haberlere göre, olaylar yerel bir milis gücün hükümet askerlerine saldırması sonucu başlamıştır. Ancak, hükümet güçleri sivil nüfusa da saldırmış ve olayla ilgisi olmayan çok kişi hayatından olmuştur. Hükümet askerlerinin neden denetimsiz güce başvurduklarını anlamak için gerek Başar gerek babası Hafız el Esat’ın diktatörlüklerini sürdürmek için Nuseyriler’in desteğini aldığını hatırlamak lazımdır. Eski Suriye’de birçok komutan ve yüksek bürokrat bu bölge kökenli idi. Görünüşe göre, Esat yandaşı unsurlar hala bu bölgede iyi örgütlenmiş durumda olup, merkezi hükümete karşı belirli oranda özerkliklerini korumak istiyorlar. Bazı iddialara göre İran’ın, Rusya’nın hatta Amerika’nın bile desteğini alıyorlar. Bu gerçek mi? Bilmiyoruz ama bütün bu ülkelerin şu anda başka işlerle meşgul olmak zorunda kaldıklarını biliyoruz.
Kimin ne yaptığı tartışmasına girmeden önce, bölgeyi Fransızların Osmanlı İmparatorluğundan Birinci Dünya Savaşı sonrası aldığını, Cemiyet-i Akvam’a bölgeyi bağımsızlığa hazırlamayı vaat etmekle birlikte sözlerinde durmadıklarını hatırlayalım. Önce Lübnan diye, sınırları Osmanlı dönemindeki Lübnan mutasarrıflığından çok daha geniş alanı kapsayan yeni bir ülke kurdular. Bu ülkede o dönemde Katolik kilisesine bağlanmayı kabul eden Maruni inancından olanlar çoğunluğu oluşturuyorlardı. Amaç ise Fransız himayesine bağlı bir devlet kurmaktı. Suriye’nin geri kalan kısmını ise dört ayrı eyalete böldüler. Halep, Şam, Alevi ve Dürzi eyaletlerinin her birinin kendi yönetimi vardı, Sömürge yönetimi dışında merkezi bir yönetime tabi değildiler. 1946’da ülke, Fransızların sömürge yönetimini devam ettirme arzusuna rağmen, daha ziyade İngiltere’nin baskılarıyla bağımsızlığına kavuşunca, bölgesel kimliklerin ortak Suriye kimliğine göre çok daha güçlü olduğu da ortaya çıktı. Çok kısa bir süre rekabetçi siyasetin egemen olduğu dönemin ardından, Suriye’de ülkeyi ancak otoriter yönetimlerin bir arada tutabileceği kanaati yerleşti. Suriye askeri veya yarı askeri yapılarla yönetildi. Herhalde şaşırmamak gerekiyor ama askeri yönetimlerden çok önce şekillenmiş olan yerel kimlikler varlıklarını sürdürdüler. Esad deneyiminin gösterdiği gibi, askeri yönetimler de kendilerini güçlendirmek için icabında bu ayrışmadan yararlandılar.
El Şara’nın karşısındaki sorun yeni bir Suriye inşa etmek sorunudur. Başarılı olması için, tüm tarafların kendisini taraf tutmayan, herkese eşit davranan bir lider olarak algılaması gerekmektedir. Kapsayıcı bir hükümet kurmayı vaat etmiştir. Herhalde bu konuyla ilgilenmektedir. Ancak kendisi vakit kaybetmeden Suriye milli ordusunun Lazkiye ve Tartus’ta nasıl davrandığını tahkik edecek bir süreci başlatmak, kimlerin sadece İslamın farklı bir mezhebine mensup oldukları için günahsız insanları ezdiğini belirleyip, onları cezalandırmak zorundadır. Böylece kendisi Suriyeliliğini kanıtlamazsa, herhalde başkaları da Suriyeliliklerini ön plana almayacaklardır.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.