Suriye'ye dikkat!
Dünya Gazze meselesine odaklanmışken, Suriye'de müthiş bir hareketlenme yaşanıyor. Suriye'nin kuzeyindeki PKK terör örgütü uzantısı PYD-YPG "fırsattan istifade" kendince bir "sosyal kontrat" ilan ederken, Suriye'nin kuzey doğusundaki HTŞ terör örgütü de kontrol ettiği alanı genişletmeye çalışıyor. PYD-YPG'nin "sosyal kontrat" adını verdiği, oysa gerçekte örgütün kontrol ettiği bölgenin nasıl idare edileceğinin ayrıntılarını içeren metnin en belirgin unsuru, Suriye'de gelecekte kurulmasını "arzu ettikleri" idari yapılanmanın ayrıntılarını vermesi.
Suriye iç savaşının başladığı ilk dönemde kontrol ettiği bölgeler için "özerklik" isteyen, daha sonra ABD'nin desteğini alınca "özerk yönetim" anlayışını "federasyona" çeviren PYD-YPG, yayınladığı bu son metinde "konfederasyon" kavramınayer veriyor. Açık ifade etmek gerekirse, PYD-YPG "sosyal kontrat" adı altında "Anayasa" ilan edip, "konfederasyon" kavramına geçerek, bir sonraki aşamanın, yani "bağımsız devlet" olmanın temel taşlarını döşüyor.
ESAD'IN DEVRİLMESİNE ATIF
PYD-YPG'nin açıkladığı metinde, Suriye devleti ile ilişkiler konusunda ilginç bir ifade de göze batıyor; Suriye'deki devletten "Suriye Demokratik Cumhuriyeti" olarak bahsediliyor. Oysa Esad'ın yönetimindeki Suriye'nin resmi adı "Suriye Arap Cumhuriyeti". Yani bir anlamda, Esad'ın devrilip, Şam'da yeni bir yönetim kurulmasına da gizli bir atıf yer alıyor metinde.
Suriye'nin kuzeydoğusunu kontrol eden PKK terör örgütü uzantısı unsurlar da, ABD nezdindeki bu artan "değeri" kullanıp, bir "oldubitti" ile bağımsızlık yolunda adım atmaya çalışıyorlar.
PYD-YPG'nin daha önceki "özerk yönetim" ya da "federasyon" içeren metinlerinde, Şam'daki yönetim konusunda ayrıntı verilmeden, sadece "Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlı olunduğu" ifade ediliyordu. Yani bir anlamda Esad rejimine "göz kırpma" da vardı o metinlerde. Yeni metinde bunun tamamen ortadan kalkması dikkat çekici. Esad'ın devrilmesi fikrinden AK Parti hükümeti bile vazgeçmişken, Şam'da yönetimin devrilmesini hâlâ savunan ABD yönetimine bir "selam çakma" unsuru elbette PYD-YPG tarafından geliştirilen bu yeni söylem.
Kadın hakları, çocuk hakları, çevre koruması, eğitim ve sağlık hizmetlerinin kamu tarafından yürütülüp, ücretsiz olması, çatışmalarda ölenlerin "şehit" ilan edilip ailelerine idare tarafından bakılması, PYD-YPG'nin ilan ettiği 36 maddeden oluşan "sosyal kontratın" dikkat çeken unsurları. Son madde ise, isim vermese de doğrudan Türkiye'yi hedef alır nitelikte; "işgal edildiği" öne sürülen toprakların geri alınacağı, bu bölgelerde yaşayanların geri dönüşlerinin sağlanacağı koyulmuş ilgili maddeye.
GAZZE'NİN ETKİSİ
PYD-YPG'nin bu cesareti göstermesinin ardında, Gazze'de yaşanan çatışmaların etkisi çok büyük; Gazze meselesinde ABD İsrail'e koşulsuz destek verdikçe, Suriye ve Irak'taki Amerikan askeri unsurları bölgedeki İran yanlısı milislerin hedefi haline geliyor. İran'ın vekil kuvvetleri Amerikan unsurlarını vurdukça da, Washington yönetimi nezdinde bölgedeki "güvenilir müttefik" olarak PYD-YPG'nin değeri artıyor.
Görünen o ki, Suriye'nin kuzeydoğusunu kontrol eden PKK terör örgütü uzantısı unsurlar da, ABD nezdindeki bu artan "değeri" kullanıp, bir "oldu-bitti" ile bağımsızlık yolunda adım atmaya çalışıyorlar.
Tüm dikkatini Gazze'ye odaklamış görünen AK Parti hükümetinin, Suriye'de olan biten konusundaki sessizliği ise dikkat çekici.
Türkiye'nin çok dikkatli adım atması gereken bir zaman diliminden geçiyoruz...