Sürdürülebilirlik yeterli değil, bozulan sistemi onarmak gerek
Onarım Atölyesi Kurucusu Ekin Al, “Sürdürülebilirliğin artık yeterli olmadığını görüyoruz! Kaybolan ekolojik varlığı, derinleşen sosyal adaletsizlikleri sürdürmek yerine bozulan sistemleri onarmamız gereken bir kırılım çağındayız” diyor.
Ekin Al. Kendini bir “etki tasarımcısı” olarak tanımlıyor. Uzun süredir farklı alanlarda daha iyi, daha adil bir dünya ve sistem tasarlamak için çalışıyor.
“Farklı paydaşların, farklı meselelerin kesişim noktasında durarak, doğru diyalog ve bağların kurulmasını sağlamak ve çözümleri birlikte inşa etmek benim için çok önemli” diyen Al, “Onarıcı, adil sistemler yaratmanın peşindeyim. Kimseyi geride bırakmamaya, her alanda çizilen makbul insan tanımının ötesinde, her türlü ayrımcılıkla mücadele eden, herkesin kendini var edebileceği alanlar yaratmaya çalışıyorum. Bulunduğum her alanda bir topluluğun parçası olmak, bir topluluk tasarlamak veya topluluk yaklaşımını oluşturmaya çalışıyorum” sözleri ile anlatıyor “iyi bir dünyanın peşinden koşma ve yeni yolları açmak için pek çok yöne birlikte koşma” gayretini. Yaklaşık bir sene önce hayata geçirdiği Onarım Atölyesi ise, “onarıcı sistemler yaratmak ve dönüşümü kolaylaştırmak için süreçler tasarlayan bir etki alanı” olarak tüm bu çalışmaları tek bir çatı altında topluyor.
Hepimize ilham vermesi gereken bir isim Ekin Al. Sözü kendisine bırakalım:
Sürdürmek için geç kaldığımız dünyada onarmak son şansımız
“Onarım Atölyesi | Regenerative Impact Space” uzun yıllardır bireysel, ekipler, topluluklar ile yaptığım pek çok çalışmanın bir çatıya ihtiyacı olmasıyla yaklaşık 1 yıl önce doğdu.
Onarmak ve Atölye çünkü, sürdürülebilirliğin artık yeterli olmadığını görüyoruz! Kaybolan ekolojik varlığı, derinleşen sosyal adaletsizlikleri sürdürmek yerine bozulan sistemleri onarmamız gereken bir kırılım çağındayız! Sahici ve kalıcı çözümler için meseleleri onarmayı hedefl eyen, kök nedenlere odaklanan ve önceliğini iklim adaleti, sosyal adalet, ekonomik eşitlik haline getiren sistemlere ihtiyacımız var. Üstelik sürdürmek için geç kaldığımız dünyada onarmak son şansımız.”
Yaşadığımız krizler bir tasarım sorunu
“Atölye, hem anlamlı partnerliklerle çıkacağımız yolculukların hem de markalar ve iş dünyası için tasarlayacağımız, dönüşümü kolaylaştırıcı süreç ve programların doğduğu yer. Bugün yaşadığımız problemlerin, içinde bulunduğumuz krizlerin bir tasarım sorunu olduğunu görüyoruz. Yanlış çıktıları hedefl eyerek tasarlanmış sistemleri yeniden tasarlamanız gerekiyor. Yeni süreçler, yeni ekonomik modeller, yeni iş yapış biçimleri ve yeni etki alanları tasarlarken kolektif çalışmaya inanıyoruz. Tek başımıza dünyayı ve sistemleri onarmamız imkansız. İşte tam da bu nedenle Atölye; herkesin çemberlerde bir araya geldiği, tüm farklılıklarıyla eyleme geçip yeni şeyler tasarladığı dört duvarın ötesine taşan bir etki odaklı mekan bağımsız tasarım alanı.”
ESG yatırımlarından, etki yatırımlarına geçme zamanı
“Bugün dünya bir paradigma kaymasının en keskin virajında. Tüm bildiklerimiz yeniden yazılıyor. Hepimizi büyük bir karar bekliyor: Çoklu ve bütüncül krizlerin gittikçe derinleştiği, gerçek çözümler için son birkaç yıla girdiğimiz bu dönemeçten nasıl çıkacağız? Bu soruyu bundan çok daha zaman önce sorduğumuzda ve sürdürülebilirlik cevabını aldığımızda doğru aksiyonlara geçebilseydik, sürdürülebilirlik yeterli olabilirdi ancak bugün değil. İklim krizi, biyoçeşitlilik kaybı, derinleşen refah adaletsizleri ile artık yeni bir çıkışa ihtiyacımız var. Bizim zarardan azaltmaya değil, geri döndürülemeyecek noktalara çoktan gelmiş olan dünyayı onarmaya ihtiyacımız var. Pozitif etki yaratmamız gerekiyor. Bugün hızla artan ESG yatırımları doğrudan sürdürülebilirlik ile bağlantılı. Oysa bizim rejenerasyon yani onarıcılık ile doğrudan bağlı etki yatırımı perspektifine geçmemiz gerekiyor. Onarmak, ancak birçok paydaşın ama özellikle devlet ve özel sektörlerin, amasız, fakatsız karlılığı öncelemeden 0’ın üstünü kurgulamasıyla mümkün. Paydaşlarınızın doğa ve toplum olduğuna inanmanız, kararlarınızı sermayeye, finansal büyümeye göre değil doğa ve insan haklarına göre almanız demek. Özetle, karlılığın ötesini gördüğümüz radikal dönüşümler ile onarmak mümkün.”
Herkesi içine alan yeni bir ekonomik model tasarımı
“Doughnut Ekonomisi Türkiye Topluluğu’nun kuruluşuna öncülük ediyoruz. Doughnut Ekonomisi onarıcı ve dağıtıcı bir ekonomik model. Doughnut Economics Action Lab ile partnerlik kurduk. 13 Kasım’da birinci Dünya Donut Günü olacak. Onarım Atölyesi ve Doughnut Türkiye olarak İstanbul’da ev sahipliği yapacağız. Buradaki en önemli noktalardan biri, bu topluluğun herkese açık olması ve her alandan ismi bir araya getirecek olması. Mesele ekonomik model tasarımı olduğunda, bu alanda herkesin olması gerekiyor.”
Sosyal sorumluluktan, sosyal etkiye geçmek gerek
“Onarım Atölyesi olarak özel sektörün kurumsal sosyal sorumluluktan sosyal etkiye geçişlerinde radikal dönüşümlerinde rol oynayacak projeler tasarlıyoruz, eğitim ve atölyeler gerçekleştiriyoruz, farklı hak savunuculukları projeleri gerçekleştiriyoruz, medya içerikleri üretiyoruz, kamu ile ortak mesele odaklı proje ve süreçler tasarlıyoruz. Aslında böyle tanımlamayı pek sevmesek de etki odaklı profesyonel hizmetler veriyoruz. Birçok segmentte yol arkadaşlıkları kurmaya çalışıyor, diyalog alanları düzenliyor ve bağlantı noktası olmak için çalışıyoruz.
Ölü bir gezegende kâr ve güç yoktur
''Bugünün en büyük ve birincil odak noktası büyüme ve kar maksimizasyonu olan ekonomik sistem, mikrodan makro boyuta yaşam sistemlerimizin sonunu getiriyor. Ekosistemi ve toplumsal dinamikleri bir gider olarak gören sistem sürekli empoze ettiği tüketme ve büyüme kıskacında içinde bulunduğumuz krizlerin temeli haline geliyor. Bugün yönümüzü nereye hangi alana ve soruna çevirirsek ekonomik çıkarların ve hareketlerin temel yıkım sebebi olduğunu görmek pek de zor değil. Bizim yeni bir ekonomiye, yeni bir hikayaye, geleceğin ekonomisinin hikayesini bugünden yazmaya ihtiyacımız var” diyen Ekin Al’ın tüm dünya devlet liderlerine mesajı şöyle: “Koltuklarınızdan inin, gözlerinizi açın ve yok olan dünya için yeni kararları bugün hep birlikte alalım! Ölü bir gezegende kar ve güç yoktur.”