Sürdürülebilirlik yerine “ÇSY” geliyor
“Eskiden sürdürülebilirlik denince akla ilk gelen çevresel konulardı; bugün dijital erişimden kapsayıcılığa, çalışan ilişkilerinden şeff afl ığa pek çok kavram sürdürülebilirlik çatısı altında toplanıyor. Bunun bir sonucu olarak, bugün birçok şirket, sürdürülebilirlik kavramı yerine Çevresel, Sosyal, Yönetişim, yani ÇSY kavramını kullanıyor. Bu ortamda yatırımcılar başta olmak üzere paydaşların da akıl haritası değişiyor. Başta yalnızca sorumlu üretim ve hizmeti gözeten yatırımcılar, artık çevre ve toplum üzerinde yaratılan etkiyi de dikkate almaya başladı. Günümüzde finansal gücü pekiştirmenin, kurumsal itibarı artırmanın, müşteri ve çalışan bağlılığını sağlamanın yolu etkin ÇSY yönetiminden geçiyor. Bu nedenle ÇSY konusunda atılacak adımlara “olmazsa olmaz” olarak bakmak gerek.”
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel bu sözlerle özetliyor iş dünyasında yaşanan dönüşümü. Vodafone, Türkiye’de sürdürülebilirlik çalışmalarına 2010 yılında başladı. Grubun 2020 itibarıyla sürdürülebilirlik konularını yatırımcı bakış açısını da odağa alarak Çevresel, Sosyal ve Yönetişim çerçevesinde ele almaya başlamasıyla, Vodafone Türkiye de sürdürülebilirlik yolculuğunu ÇSY adı altında sürdürme kararı aldı. Hasan Süel çalışmalarını şöyle anlatıyor:
Bütüncül bir bakış açısı
“ÇSY alanında bütüncül bir bakış açısıyla hayata geçirdiğimiz yatırımlarla Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’ndan 10’una doğrudan katkı sağlıyoruz. ÇSY konseptini işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve başarıyla uyguluyoruz. Üst yönetimden başlayarak bu bakış açısını içselleştirmiş durumdayız.
Burada ayrıştırıcı unsur yönetişim. Şirket içinde kurduğumuz ÇSY Komitesi ve çalışma gruplarıyla profesyonel bir bakış açısıyla bu süreçleri yönetiyoruz. Daha önce Sürdürülebilirlik Raporu adıyla yayınladığımız raporu son 2 yıldır ÇSY Raporu adıyla yayınlıyoruz. Bu rapor, kendi faaliyetlerimizi ve performansımızı gözden geçirme ve bunu şeffaf bir şekilde tüm paydaşlarımızla paylaşma amacına hizmet ediyor.”
Anahtar kelime şeffaflık
“ÇSY her geçen gün daha fazla gündeme gelirken ve bir markanın gerek toplum gerekse yatırımcılar nezdindeki değerini belirleyen bir kriter haline gelirken, bu alanda yapılan çalışmaların objektif bir şekilde değerlendirilmesi ve paylaşılması çok önemli. 2022 ÇSY Raporu’muzda, ÇSY alanındaki gelişmelerden, stratejimiz çerçevesinde attığımız adımlardan ve Vodafone Grubu’nun 2030 ve 2040 karbon-nötr hedefl erindeki ilerlememizden bahsediyoruz. Rapora göre, şirketimizin Kapsam 1 emisyonları baz yıl olan 2019-20 mali yılına göre yüzde 9 azalırken, Kapsam 2 emisyonları ise yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanımı sayesinde sıfırlandı. Müşterilerimize sunduğumuz Nesnelerin İnterneti (IoT) çözümleriyle, yaklaşık 990 bin ağaç dikimine eşdeğer olan 158 bin 552 ton karbondioksit salımına engel olduk. Türkiye İş Bankası ile yürüttüğümüz Dijital Tarım Projesi kapsamında Türkiye genelinde zeytin, domates, kiraz, çilek, patates gibi çok çeşitli mahsul üreticilerine fayda sağlaması amacıyla kurulan Dijital Tarım İstasyonları’nın sayısı 27’ye ulaştı.
Elektronik atıkların geri dönüşümünü teşvik etmek amacıyla hayata geçirdiğimiz Bu Atıklar Kod Yazıyor projesiyle 12 tonu aşkın e-atığı geri dönüştürerek 8 kodlama sınıfı açtık. Teknolojinin gücünü kadınların potansiyeliyle buluşturan Dijital Benim İşim projemizde 13 ilde 140 eğitimci ile 9 bini aşkın kadın kursiyere 24 saat Dijital Okuryazarlık ve 40 saat Dijital Pazarlama eğitimleri verdik. Genç nesilleri dijital geleceğe hazırlamayı amaçlayan Yarını Kodlayanlar projemizle 81 ilde 280 binin üzerinde çocuğa ulaştık.
11 pazarda Yeşil Gigabit Ağı
“2030’a kadar kendi operasyonlarımızda, 2040’a kadar değer zincirimizde net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı taahhüt ettik. Net sıfır hedefi 2050 yılı için belirlenmiş bir hedefti; biz bu hedefi 10 yıl öne çekmiş olduk. Vodafone Grubu; artırılmış enerji verimliliği, yenilenebilir enerji tedariki, şebeke atıklarının azaltılması ve tedarikçi seçiminde yeni çevresel kriterler ile karbon ayak izini azaltmaya odaklanıyor. Bu yoldaki ilk önemli adımı, Temmuz 2021 itibarıyla şebeke altyapısı dahil Avrupa’daki tüm operasyonlarında yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanmak oldu. Bu sayede, yalnızca rüzgâr, güneş veya su kaynaklarından sağlanan gücü kullanarak sürdürülebilir şekilde büyüyecek, Türkiye dahil 11 pazardaki müşteriler için Yeşil Gigabit Ağı oluşturulmuş oldu. Ülke genelinde 12 veri merkezi, 15 ofis binası ve 25 binden fazla baz istasyonunda tüketilen yıllık toplam 515 Gigawatt saat elektriğin %100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından satın alıyoruz. Türkiye’de şebekesinin tamamında yenilenebilir enerji kullanan ilk operatörüz.”
Dijital çözümler üretimi artırıyor, maliyeti düşürüyor
“Hizmet verdiğimiz sektör itibarıyla kendi operasyonlarımızdan kaynaklı sera gazı emisyonlarının azaltılmasının yanı sıra geliştirdiğimiz IoT çözümleri ile müşterilerimizin iş süreçlerini daha verimli yöneterek enerji tüketimini ve karbon ayak izini azaltmasına katkı sağlıyoruz. Örneğin, Red Enerji ürünümüzle, her ölçekten işletmenin enerji tüketimini %30’a kadar azaltıyoruz. Dijital Tarım çözümümüz ise, bir Dijital Tarım İstasyonu içeriyor. Bu istasyon, çiftçilere tarımsal işlemlere dair sulama ve gübreleme zaman önerileri sunuyor; toprak sıcaklığı ve nemine bağlı tohum ekim zamanı öneriyor; gübreleme, ilaçlama, budama, hasat zamanına yönelik iş planlaması yapılmasına yardımcı oluyor. Bu çözümle, üretim ve kalitede en az yüzde 25’lik artış gerçekleştirilebiliyor, üretim maliyetlerinde ise yüzde 50’ye kadar tasarruf sağlanabiliyor.”