Sürdürülebilirlik için metaverse ne katkı sağlar?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Geleneksel yöntemlerden modern üretime geçişte metaverse ortamının da kullanımı, tarım ve gıda üretimi için daha sürdürülebilir çözümler sunabilir. Bu hafta metaverse ortamında sürdürülebilir hayata bakacağız.

Sürdürülebilirlikdilimize pelesenk olan kelimelerden biri... O kadar popüler oldu ki, artık her şey sürdürülebilir olmak zorunda gibi. Hatta öyle ki, bir şeyin sürdürülebilir olmaması bile ayıp sayılıyor.

Oysaki önemli olan sürdürülebilirlik ilkelerini hayata geçirebilmemiz. Uygulayabilmemiz. Yaşadığımız son deprem felaketi de bunu birkez daha bize hatırlattı.

Sürdürülebilirliği bir yaşam felsefesine getirmek; işletmelerin entegrasyonunu sağlamak ise teknolojiden geçiyor. Peki, bu alanda metaverse bize ne katkı sağlayabilir?

Metaverse’in gerçek dünyaya entegre hale gelmeye başlaması ile bunu göreceğiz. İşletmeler daha yoğun bir uyum süreci geçirecek.

George Orwell’ın 1984 romanındaki “çift düşünce” kavramı gibi, işletmelerin sürdürülebilirliği ve dijitalleşmeyi dengelemesi gereken bir denge noktası bulunduğunu unutmamak gerekiyor.

Şirketler, dijitalleşme ile birlikte daha fazla veriye ihtiyaç duyarlar ve bu da depolama ve enerji tüketimini artırır. Ancak, işletmelerin sürdürülebilirliği de önemlidir ve çevresel atık sorununu azaltmak için çaba göstermeleri gerekir. Bu nedenle, işletmeler bu iki zıt ihtiyacı dengelemek zorundadır.

Sanallaştırma Teknolojileri

Örneğin, bulut bilişim ve sanallaştırma teknolojileri, veri depolama ve işlem gücünü daha verimli hale getirebilir ve enerji tüketimini azaltabilir. Ayrıca, sürdürülebilir veri merkezleri gibi yeşil teknolojilerin geliştirilmesi, sürdürülebilir depolama alanlarının artırılmasına yardımcı olabilir. İşletmelerin sürdürülebilirliğe öncelik verirken, dijitalleşmenin bir sonraki aşamasına hazırlanmaları için bu tür teknolojileri ve uygulamaları benimsemeleri önemlidir.

Metaverse ise sürdürülebilirliğe biraz daha detaylı bakalım. Burada dikkatetmemizgerekenheralanda akıllı teknolojilerin kullanılması ile verimliliği artırabileceğimiz.

Sürdürülebilir Enerji Yönetimi

Metaverse, sürdürülebilir enerji yönetimi konusunda bize bir alan açıyor. Nasıl mı? Örneğin, metaverse tabanlı bir enerji izleme ve yönetim sistemi sanal dünyaların enerji tüketimini izleyerek, gereksiz enerji kullanımını engelleyebilir ve karbon ayak izlerini azaltabilir. E-ticaret sektörü, metaverse üzerindeki alışveriş aktiviteleri sayesinde sürdürülebilir enerji yönetimine katkı sağlayabilir.

Misal olarak enerji şirketi Shell’in, metaverse üzerinde sürdürülebilir enerji kullanımı ve enerji tasarrufu konularında eğitim ve bilgilendirme amaçlı bir sanal gerçeklik uygulaması geliştirdiğini söyleyebilirim. Bu uygulama, kullanıcıların sanal ortamda gerçek hayatta yapabilecekleri enerji tasarrufu yöntemlerini öğrenmelerine olanak tanıyor ve böylece enerji tüketimini azaltmaya yardımcı oluyor. Bu da hem çevre dostu bir yaklaşımı teşvik ediyor hem de şirketin sürdürülebilir enerji alanındaki çabalarını destekliyor.

Atık yönetiminde yeni adım

Atık Yönetiminde yapay zeka akıllı çöp kutuları ve geri dönüşüm sistemleri, atıkların ayrıştırılması ve geri dönüştürülmesi işlemini optimize ederken metaverse ortamında sanal dünyada atık toplama ve ayrıştırma işlemlerini gerçekleştirebilir. Sanal gerçeklik teknolojisi, atıkların sanal dünyada nasıl ayrıştırılacağını simüle etmek için kullanılabilir.

Bir örnek olarak, Green Quest adlı bir şirket, metaverse üzerinde gerçekleştirdiği sanal atık toplama etkinlikleri ile çevre bilinci ve atık yönetimi konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyor. Kullanıcılar, sanal ortamda atık toplama görevleriyle karşılaşıyorlar ve bu görevleri yerine getirdikçe puan kazanıyorlar. Kazanılan puanlar, gerçek dünyada çeşitli çevre projelerine bağışlanıyor. Bu uygulama, atık yönetimi konusunda farkındalık yaratmanın yanı sıra, sürdürülebilirliği teşvik etmek ve doğayı korumak için yeni yollar aramak amacını taşıyor.

Bir hastane, metaverse tabanlı akıllı sistemleri kullanarak atık yönetiminde önemli bir gelişme sağlayabilir. Atık türlerini otomatik olarak tanımlayabilen sensörler kullanarak, atıkların daha doğru bir şekilde ayrıştırılması sağlanabilir. Metaverse zihin haritası ile atık yönetimi açısından önemli bir araç oluşturulabilir. Zihin haritası, atıkların nereden geldiğini, nasıl ayrıştırılacağını ve atıkların nereye gideceğini görselleştirerek, atık yönetim sürecini daha anlaşılır hale getirir.

Hava kalitesi yönetimi

Yapay zekâ, hava kirliliği yönetimi için kullanılabilir. Sensör verileri, meteorolojik veriler ve hava kalitesi verileri kullanılarak, hava kirliliği seviyeleri tahmin edilebilir ve hava kalitesi yönetiminde kullanılabilir. 

Örneğin, Google, “Project Air View” adlı bir girişimle hava kirliliğini ölçmek ve yönetmek için yapay zeka ve metaverse teknolojilerini kullanıyor. Bu proje kapsamında, hava kirliliği sensörleri kullanılarak toplanan veriler, Google’ın yapay zeka algoritmaları tarafından analiz ediliyor ve sanal haritalar oluşturuluyor. Bu sanal haritalar, hava kirliliği seviyelerinin gerçek zamanlı olarak izlenmesini ve analiz edilmesini sağlıyor. Böylece hava kirliliği yönetimi için daha etkili ve verimli çözümler üretilebiliyor.

Google ayrıca "Earth Engine" adlı bir projeyle de dünya genelindeki ormanların durumunu izlemek ve yönetmek için metaverse teknolojilerini kullanıyor. Bu proje sayesinde, uydu görüntüleri ve diğer veriler kullanılarak ormanların büyüklüğü, yoğunluğu, yaş durumu ve diğer faktörler gerçek zamanlı olarak takip edilebiliyor.

Vokseller için atomları ikame etmek

Vokseller için atomları ikame etmek, adeta bir bilim kurgu romanından fırlamış gibi görünebilir. Ancak aslında, metaverse gibi dijital dünyaların sunduğu olanaklar sayesinde, tüketici talebi artırılabiliyor ve bu da kaynak yoğun fiziksel ürünlere alternatifler sunuyor.

Örneğin, Isaac Asimov’un “Ben, Robot” adlı romanında, insanlar artık gerçek bedenleri yerine robotik bedenlerle yaşamaktadırlar. Bu robotik bedenler, gerçek bedenlere göre çok daha az kaynak tüketirler ve aynı zamanda daha dayanıklıdırlar. Bu da hem kaynak kullanımını azaltırken hem de insanların daha uzun ömürlü olmalarını sağlar.

Vokseller, dijital dünyanın küçük parçaları olarak düşünülebilir. Bu küçük parçalar, sanal dünyada bir araya eldiklerinde büyük ve etkileyici bir sanal dünya yaratabiliyorlar. Bu dünyada, insanlar gerçek dünyadaki fiziksel ürünlerin yerine kullanabilecekleri dijital ürünlerle etkileşime geçebilirler.

Neal Stephenson’un “Snow Crash” adlı romanında, metaverse olarak adlandırılan bir sanal dünya bulunmaktadır. Bu dünya, birçok farklı voksel ve diğer dijital nesnelerden oluşur. Her bir voksel, gerçek dünyadaki bir atom gibi düşünülebilir ve bir araya geldiklerinde büyük bir sanal dünyayaratırlar.

Bu sanal dünya, gerçek dünyadaki kaynak tüketimini azaltarak
daha sürdürülebilir bir gelecek için bir örnek olabilir. Ayrıca, bu sanal dünya sayesinde insanlar, gerçek dünyada mümkün olmayan deneyimler yaşayabilirler ve bu da insanların hayatlarını daha ilginç hale getirerek yaşama motivasyonlarını artırabilir. Örneğin, Nike, sanal ayakkabı deneyimi sunan Nike Fit adlı uygulaması sayesinde, insanlar gerçek dünyada ayakkabı denemeden önce sanal olarak ayakkabılarını deneyebiliyorlar. Bu da hem kaynak tüketimini azaltarak sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlıyor hem de müşteri deneyimini iyileştiriyor.

Gerçek dünyada bir ev satın almak yerine, bir metaverse içindeki evleri satın alarak kullanabilirsiniz. Bu evler, sanal bir dünyada yer alacakları için inşaat malzemelerine, enerji kaynaklarına veya diğer fiziksel kaynaklara ihtiyaç duymayacaklar. Böylece, tüketicilerin talebi artırılırken kaynakların tüketimi azaltılmış olur.

Bu yöntem, sadece evler için değil, giyim, aksesuar, araçlar ve hatta gıda gibi birçok ürün için de geçerli olabilir. Dijital dünyaların sunduğu bu alternatifler,
tüketici talebini artırarak sürdürülebilirlik faydalarına da yol açabilir.

Metaverse’nin sürükleyici doğası, tüketici talebini artırabilecek ve böylece sürdürülebilirlik faydalarına yol açabilecek, kaynak yoğun fiziksel ürünlere alternatifler sunar.

Tarım ve gıda üretiminde metaverse

Yapay zeka ile veri analizi, tahmin modelleri ve otomatik hasat sistemleri, daha verimli üretim süreçleri sağlayabilir ve gıda kayıplarını azaltabilir.
Metaverse ortamında tarım ve gıda üretimi, geleneksel tarım yöntemlerine kıyasla daha az arazi kullanımı gerektirir. Bu, çiftçilerin daha az arazi kullanarak daha fazla ürün üretmelerine ve böylece doğal kaynakları korumalarına yardımcı olabilir. Geleneksel tarım yöntemlerine kıyasla daha az su kullanımı sağlanabilir. Doğal kaynakları korumaya yönelinerek çevreye zarar vermeden ürünler üretilebilir.

Bir örnek olarak, Agrotopia adlı sanal gerçeklik uygulaması, metaverse ortamında modern tarım ve gıda üretimi yöntemlerinin eğitimi için kullanılıyor. Bu uygulama, geleneksel tarım yöntemlerine kıyasla daha az arazi kullanımı gerektiren ve verimliliği artan hidroponik ve aeroponik tarım yöntemlerini öğrenmeyi mümkün kılarak, sürdürülebilir tarım ve gıda üretimi hedeflerini desteklemekte. Büyük ağaçlar ne kadar güçlü olsalar da rüzgarın yönünü değiştiremezler.

Metaverse ortamı da her ne kadar tarım ve gıda üretimi konusunda avantaj sağlasa da bir toplumun akıllı yönetim şekillerini hayata geçiriş şekli ve organizasyonu da önemlidir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Liyakat mi sadakat mi? 21 Ekim 2024