Sürdürülebilir finans ekosisteminin odağı: Taksonomi
Sürdürülebilir finans piyasası, sürdürülebilir kallınmaya yatırım için önemli bir sermaye kaynağı olmanın yanı sıra, aynı zamanda iş yapma zihniyeti ve yatırım stratejilerindeki değişimin en temel itici gücü.
Küresel sürdürülebilir finans piyasasının değeri (sürdürülebilir fonlar, sürdürülebilir tahviller, karbon piyasası), yüksek enflasyon, yükselen faiz oranları, zayıf piyasa getirileri ve tümünü etkileyen resesyon riskinin de dahil olduğu çalkantılı ekonomik ortama rağmen 6 trilyon dolara ulaştı.
Kurumsal yatırımcılar sürdürülebilir finansın gelişimine yön veriyor
Sermaye piyasaları ve kurumsal yatırımcılar, bu alandaki gereklilikleri değişim ve dönüşümü tetikleyen en önemli aktörlerdir ve sürdürülebilir yatırımları finanse etme konusunda çok önemli konumdadırlar. Yenilenebilir enerji yatırımlarının sermaye yoğun ve uzun vadeli yapısı, emeklilik fonu yükümlülüklerinin vade profilleriyle uyumu bu alanda finansmanın kurumsal yatırımcılar tarafından desteklenmesini sağlıyor. Giderek artan sayıda yatırımcı, sürdürülebilir enerjiye yatırım ve fosil yakıtlardan çekilme de dahil olmak üzere iklimle ilgili eylemlerini açıklıyor. Raporlama yapan fonların üçte ikisinden fazlası, 2050 yılına kadar yatırım portföylerinde net sıfıra ulaşmayı taahhüt ediyor.
Sürdürülebilir finans regülasyonlarının odağında ulusal taksonomi yer alıyor
G20 üye ülkeleri ve gelişmekte olan 13 ekonominin de dahil olduğu 35 ekonomi, sürdürülebilir finans düzenlemelerini takip eden UNCTAD GSFO verilerine göre, küresel GSYİH'nın yüzde 93'ünü temsil eden 35 ekonomi, 2022 yılında 388 adet sürdürülebilir finans düzenlemesini uygulamaya aldı.
Sürdürülebilir finansta tüm politika alanlarında önemli ilerleme kaydedilirken bu düzenlemelerin özellikle taksonomi geliştirmeye odaklandığı görülüyor.
Ülkeler, hangi ekonomik faaliyetlerin çevresel veya sosyal açıdan sürdürülebilir kabul edilebileceğini tanımlamaya çalışıyor. Bunu yapmanın bir yolu da taksonomi oluşturmaktır. AB'nin yanı sıra Avustralya, Kanada, Çin, Kolombiya, Endonezya, Japonya, Malezya, Meksika, Güney Afrika, Güney Kore, İsviçre, Rusya ve İngiltere gibi diğer ülkeler de kendi sürdürülebilir finans sınıflandırmalarını oluşturdular. UNCTAD GSFO platformu verilerine göre izlenen 35 ekonomiden 10'u ulusal taksonomi benimserken, 11'i ise ulusal taksonomilerini geliştirme sürecindedir. Sustainable Fetch'in verilerine göre ise Mart 2024 itibarıyla 12 ekonomi ulusal taksonomiyi benimserken, 21 ulusal taksonomi şu anda geliştirilmeye devam ediyor. Türkiye de ulusal taksonomi üzerinde çalışan ülkeler arasında yer alıyor.
Sürdürülebilir finans ekosistemi "neden" aşamasından "nasıl" aşamasına geçiş yaptı
Finans kurumları, borsalar ve kurumsal yatırımcılar da dahil olmak üzere sürdürülebilir finans ekosisteminin oyuncuları, sürdürülebilirlik risklerinin ve fırsatlarının önemini fark etmiş durumdalar. Sürdürülebilir finans ekosisteminin artık "neden" aşamasından "nasıl" aşamasına geçtiğini görüyoruz. Bu noktada, Avrupa Birliği taksonomisi başta olmak üzere ulusal taksonomiler ve Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından belirlenen standartlar gibi düzenleme ve standartlar, gereksinimleri standartlaştırılmış ve karşılaştırılabilir verilerin geliştirilmesinde ve piyasaya olan güvenin artmasında önemli bir rol oynayacak.
Gelecek yol haritası
Sonuç olarak, uzun vadede sorunların önlenmesinde düzenlemeler, çerçeveler ve standartlar büyük önem taşıyor. Ülkelerin sadece hedefleri tutturmanın ve düzenlemelere uymanın ötesine geçen etki odaklı yaklaşımları benimsemeleri için hızla ulusal taksonomilerini ve standartlarını geliştirmeleri gerekiyor. Ayrıca, gönüllü sürdürülebilir finans uygulamalarından zorunlu uygulamalara kademeli geçişin teşvik edilmesi gerekiyor. Ancak yatırımcılar için finansal kaygıların ele alınması da çok önemli. Uzun vadeli yatırımları teşvik etmek için onların çıkarlarını ve kaygılarını dikkate alan yasal düzenlemelerin yanı sıra, aldıkları riske ve sürdürülebilir katma değere dair içgörü sağlayan standartlar da önemli bir role sahip. Sürdürülebilir yatırım ekosistemindeki kurumsal yatırımcıların ve tüm paydaşların konunun gelişimini yakından takip etmeleri ve ekosistemin gelişimi için iş birliği yapmaları büyük önem taşıyor.