Su kıtlığı riskine karşı suda döngüsel ekonomi ilkeleri
Sezgin Erözbağ
Ekonomist, İç Denetçi
Türk Kamu Mevzuatı’nda yer alan önemli düzenlemelerden biri de “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği” dir. 31.04.2004 tarih ve 25687 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bu yönetmelik ile ülkenin yeraltı ve yerüstü su kaynakları potansiyelinin korunması ve en iyi bir biçimde kullanımının sağlanması, su kirlenmesinin önlenmesinin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bunun için gerekli olan hukuki ve teknik esasların belirlenmesi amaçlanmıştır.
Geçtiğimiz günlerde söz konusu yönetmelikte değişikliğe gidilerek “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” başlığı altında 17.12.2022 tarih ve 32046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Bu değişikliğe ilişkin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada; su kaynaklarımızın hızla azaldığı, böyle giderse çok uzak değil on yıl içinde küresel su kıtlığı yaşanabileceği, kaynaklarımızın daha verimli kullanılmak zorunda olunduğu, bu nedenle Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’n de düzenlemeye gidildiği belirtilmiştir.
Söz konusu yönetmelik değişiklik maddeleri incelendiğinde;
- Atıksu yönetiminde döngüsel ekonomi ilkelerine uygun olarak geri dönüşümün ve yeniden kullanımın teşviki ile gri su ve yağmur sularının yeniden kullanım imkânlarının değerlendirilmesi,
- “Atıksu Arıtma Tesisleri Teknik Usuller Tebliği”nde verilen sulama suyu kalite kriterlerini sağlayacak derecede arıtılmış atıksuların, tarımsal sulama suyu olarak kullanılmasının teşvik edileceği,
Hususları ilk göze çarpan önemli düzenlemeler olarak yerini almıştır.
Diğer taraftan teknik yönü olup daha ziyade ilgili idareler ve sektörleri ilgilendiren madde düzenlemeleri incelendiğinde;
- Arıtma çamurunun ekonomiye kazandırılması hedeflenerek plansız şekilde yönetimini engellemek için “Arıtma Çamuru Yönetim Planı” hazırlanması zorunluluğu getirildiği,
- Göllerdeki çamur kaynaklı kirliliği önlenmek için yapılacak dip tarama çalışmalarına belirli standartlar getirildiği,
- Kentsel atık suda endüstriyel atık su kirliliğinin tespit edilerek, kirliliğin azaltılmasına yönelik tedbirler alınacağı, endüstriyel kaynaklı kirliliği önlemek amacıyla belediye atıksu arıtma tesisleri için ilave izleme zorunluluğu getirilerek, kurulu kapasitesi 5 bin metreküp/gün ve üzerinde olan kentsel atıksu arıtma tesisleri çıkışında endüstriyel kirlilik parametrelerinin izlemesinin yapılacağı, limit değerleri aşan parametrelerin kentsel atıksu arıtma tesisinin deşarj standartları tablosuna ekleneceği,
- Sektör bazlı mevcut atık su deşarj standartlarında “Kimyasal Oksijen İhtiyacı” (KOİ) parametresi için %50’ye kadar kısıtlamalara gidilerek, endüstriyel atık sulardan kaynaklanan su kirliliğinin azaltılıp su kaynaklarının kalitesinin arttırılmasının sağlanacağı, ayrıca maden sahalarında doğal olarak kendiliğinden çıkan suların alıcı ortama deşarjına ilişkin teknik detaylar belirlenerek, 2 bin nüfusun altındaki küçük yerleşim yerlerinden kaynaklı evsel atık suların bertarafı için yerel şartlar dikkate alınarak daha sürdürülebilir alternatifler üretilebilmesine imkan tanındığı,
Anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle; kuraklık riskiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini kabul etmeli, her bir damla suyun bizim için çok önemli olduğunu düşünüp ona göre hareket etmeliyiz. Bu nedenle dünyada atıksuların bile geri kazanılarak tekrar kullanılmasının yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde, öncelikle yeraltı ve yerüstü su kaynakları potansiyelinin korunması ve en iyi bir biçimde kullanımının sağlanması için yapılan bu düzenleme her bir maddesi ile önem arz etmektedir. Bütün mesele eyleme geçirebilmek.