“Stratejinin en önemli unsuru Doğu Batı Enerji Koridoru tamamlanmak üzere”
Gökçenur Ataman
Dündar Hukuk Bürosu İş Geliştirme Direktörü
Dünyada özellikle Avrupa'da enerji arz güvenliğinin kritik önem kazandığı bu günlerde Ankara enerji atılımlarına yenilerini eklemeye devam ediyor. Enerjide yüksek oranda dışa bağımlı olan ve önümüzdeki dönemde bu bağımlılığı daha da artacak olan AB için tedarikçi ülkeler kadar geçiş ülkeleri de büyük önem taşımaktadır. AB açısından gaz temini konusunda en gerçekçi bölgeler ise Ortadoğu ile Orta Asya ve Hazar Havzası’dır. Bu alanlardan sağlanacak gazın geçiş güzergâhları göz önünde tutulduğunda, rasyonel mantığın işaret ettiği ülke ise Türkiye’dir. Mevcut durum itibariyle, Türkiye’nin enerji stratejisinin en önemli unsurlarından olan Doğu-Batı Enerji Koridoru tamamlanmak üzeredir. Söz konusu koridorun tamamlanmasıyla, ülkemizin küresel ve bölgesel enerji arz güvenliğine katkısı daha da görünür hale gelecektir. "Türkmen doğal gazının Batı pazarlarına nakline yönelik çalışmalara artık başlanılması gerektiği gerçeği ortadadır. Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan arasındaki enerji iş birliğinin daha da gelişmesi gerekmekte olup "Üçlü mutabakat zaptı kapsamında, Türkmen doğal gazı da dahil olmak üzere bölge kaynaklarının uzun dönemli tedariki için meşakkatli bir süreç bizleri beklemektedir. Üç devletin en üst düzeyde ortaya koyduğu irade neticesinde, ülke şirketlerinin artık somut görevler edinmesi gerekmekte olup bu noktada bölge kaynaklarının geliştirilmesinde iş birliğinin model ve yöntemi üzerindeki çalışmaların hızlandırılarak gerekli fizibilitenin bir an önce yapılmasında fayda görülmektedir.
Enerji diplomasisi yoğunlaşıyor
Doğal gaz, yeraltından çıkarıldıktan sonra depolaması oldukça zor ve yüksek maliyet gerektiren bir enerji kaynağıdır. Bu nedenle üretici ülke ile tüketici ülke ve transit ülkeler arasındaki ilişkilerin sağlam olması ve tüketici ülkenin tüketim projeksiyonlarını gerçekçi yapması gerekmektedir. Tüketim tahminlerinin düşük kalması, ihtiyaç duyulan doğal gazın temini konusunda sıkıntılara neden olurken, yüksek kalması ise kullanılmayan gazın ücretinin ödenmesi sorununu beraberinde getirmektedir. İhtiyaç fazlası doğal gazın depolanması, hem mali açıdan hem de gaz arzının sürekliliği açısından büyük önem taşımaktadır. Enerji Merkezi Olma Yolunda Kritik Bir Eşik olarak görülen "Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisi’nin Kapasite Artış çalışmaları tamamlanarak arz güvenliğinde dünya ölçeğinde önemli olan bu yatırımı ülkemize kazandırmıştır. Merkez olmanın temel etkenlerinden birisi gazın fiyatının Türkiye’de kurulacak pazarda belirlenmesi ve Türkiye’nin gaz üzerinde ticari tasarrufta bulunabilmesi olduğu da kaçınılmaz bir gerçektir. Bugün 7 uluslararası doğal gaz boru hattına, 4 LNG tesisine, 2 doğal gaz depolama tesisine ve fiyatların serbest oluştuğu bir enerji piyasasına sahip olmakla beraber sahip olduğumuz altyapının daha da geliştirilmesi ve kullanıma sunulması için son zamanlarda yoğun bir enerji diplomasisi yürütüldüğü de görülmektedir.
Temel ihtiyaçlardan olan doğal gazın kullanıma sunulması, özel hukuk ve kamu hukuku kurallarının birlikte geçerli olduğu bir süreçtir. Doğal gazın ithali, iletimi, dağıtımı, depolanması ve ihracatı doğal gaz piyasası faaliyetleridir. Bu faaliyetlere ilişkin tüm gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini tanımlayan lisans ve sertifikaların verilmesi; piyasa ve sistem işleyişinin incelenmesi, dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulması ve uygulanması, denetlenmesi; maliyeti yansıtan fiyatların incelenmesi ve piyasada Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na (DGPK) uygun şekilde davranılmasının sağlanması konularında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) yetkili ve sorumlu kılınmıştır.
Doğal gaz piyasasında EPDK’ya tanınan yetkiler ve bu piyasada rekabet hukuku kurullarının etkili olması, konunun idare hukuku boyutu olarak kendini göstermektedir. Doğal gazın piyasaya arzı sürecinde ise doğal gazın ithali, ihracı, depolanması, iletimi, toptan ve perakende satışı amacıyla yapılan sözleşmeler karşımıza çıkmaktadır. Doğal gazın piyasaya arzının sözleşmelere dayanması ise bu faaliyetin özel hukuk yönünü ortaya koymaktadır. Doğal gazın tüketicilere sunulması dağıtım şirketleri tarafından sağlanmaktadır. Dağıtım şirketleri tüketicilere arz ettikleri doğal gazı, ithalat veya üretim şirketlerinden temin etmektedir. Bu aşamada dağıtım şirketleri ile ithalat veya üretim şirketleri arasında toptan doğal gaz satış sözleşmeleri imzalanmaktadır. Toptan doğal gaz satış sözleşmesinde doğal gaz satışını yapan taraf toptan satış şirketi, doğal gazı alan taraf ise dağıtım şirketi veya serbest tüketicilerdir. Toptan satış şirketleri; sistem içinde veya dışında, iletim veya dağıtım faaliyeti yapmaksızın, doğal gazın toptan satış faaliyeti ile iştigal eden tüzel kişilerdir.
EPDK’dan lisans alma zorunluluğu
Toptan satış şirketleri, serbest tüketicilere yapacakları toptan satış için, EPDK’dan lisans almak zorundadır. İthalatçı lisansı almış olan tüzel kişilerin, toptan satış lisansı alma zorunlulukları yoktur. İthalat lisansı ile toptan doğal gaz satışı yapılması mümkündür. EPDK her yıl aldığı kurul kararıyla Serbest Tüketici limitlerini belirlemektedir. BOTAŞ ‘da serbest tüketiciler arasında Doğal gaz – alım -satıma ilişkin sözleşmelere ilişkin sözleşmelere Doğal gaz alım satım sözleşmeleri adı verilmektedir. Bu sözleşmelerle BOTAŞ ve serbest tüketicinin yükümlülükleri ile satılan doğalgazın miktarı ve kalite unsurlarına ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır. Sözleşmeler süresi her yıl müşterinin doğal gaz taleplerini bildirmeleriyle başlar. Toplanan talep miktarları değerlendirilir ve BOTAŞ’ın toplam doğal gaz arz planlamaları dikkate alınarak satış stratejisi belirlenir. Belirlenen bu satış stratejisi üzerinden sözleşme koşulları oluşturulur. Mevcut rakipler arası rekabet bakımından, yatay yoğunlaşma seviyesi konusu kapsamında BOTAŞ’ın piyasadaki payının düşürülmesine yönelik öncelikli olarak ithalatın serbestleşmesi ve ardından kontrat/miktar devri konularının önemi, yeni girişimci tehditleri bakımından da yine ithalatın serbestleşmesi, spot LNG konusu ve uluslararası projelerin katkısı ve Doğu-Batı Enerji Koridoru’nu ele alırken yeni girişlerin gerçekleşebilmesi için altyapı yatırımlarının gerekliliği ayrıca BOTAŞ tarafından uygulanan fiyatlandırma stratejisinin orta ve uzun vadede yeni girişler üzerindeki etkilerinin önem teşkil ettiği görülmektedir.