Stok kayıtları tutmayanlar
Ticaretle uğraşanlar için üzülüyorum. Bir türlü stok hesapları tutmuyor. Hatta bunlardan bir kısmının hesapları tam tasdik kapsamında yeminli mali müşavirler tarafından tasdik edilmesine, bir kısmının stokları da bağımsız denetim kuruluşlarınca yıl sonlarında fiili sayıma tâbi tutulmasına rağmen, stok hesapları bir türlü tutmuyor. Bu nedenle anlayışlı Devletimiz son yıllarda çıkarttığı bütün af, pardon Yapılandırma Kanunlarına bu konuda, muhasebe kayıtlarının fiili stok durumuna göre düzeltilmesi için hükümler koyuyor. Mükelleflerde gidip hemen, stok kayıtlarım yanlıştır, düzeltiyorum diye beyanda bulunuyor, alınmış denetim veya tasdik rapor aleyhine ikrarda bulunuyor. Yaklaşık iki yılda bir stoklar veya kayıtları düzeltiliyor. Böyle garip bir vergi anlayış ve düzenini de vergi hukukumuzun ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediyoruz. Diyeceksiniz ki, vergi kanunlarının pek fazla önemi olmayan bir ortamda sana ne oluyor, mükellef memnun, buradan birazda hazineye gelir sağlayan Maliye de memnun. Ancak bu yol, maliyenin otoritesi ve kanun hakimiyeti açısından sürdürülemez bir yol.
Rayiç bedel, o kıymetin değerleme günü itibarıyla normal alım satım bedelidir
Neyse işin vergi hukuku boyutunu bir kenara bırakıp, son yapılandırma kanunu olan 7440 sayılı Kanun’un bu konudaki düzenlemelerine bir bakalım. Bu konuda yine ikili düzenleme var. Bunlardan birincisi, “işletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayda alınması” konulu düzenleme. Bu düzenleme ile gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine, işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları yasal kayıtlarına intikal ettirmek suretiyle, kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirme imkânı sağlanıyor. Bu düzenlemeden yararlanmak isteyen mükelleflerin, işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarını 31 Mayıs 2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar bir özel beyanname ile ve ekinde kapsama dahil ettiklerini içeren bir envanter listesi ile katma değer vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine bildirmeleri gerekiyor. Ekinde envanter listesi olmayan beyannameler ile bu düzenlemeden yararlanmak mümkün değil. Envanter listesinde bu kıymetlerin, bildirim tarihindeki rayiç bedelle değerlenmek suretiyle gösterilmesi gerekiyor. Rayiç bedel, o kıymetin değerleme günü itibarıyla normal alım satım bedelidir. Bildirilen kıymetler yasal kayıt süresi içerisinde kayıtlara intikal ettirilecektir.
Bu düzenlemeye göre bildirilecek emtia; alım satım işletmelerinde satışa hazır malları, imalatçı işletmelerde ise hammadde, malzeme, yarı mamul ve mamul malları ifade etmektedir. Aynı şekilde inşaat işletmelerinin (yıllara sari inşaat ve onarım işi, kat karşılığı veya kendi adlarına inşaat yapıp satanlar) varsa inşa edilen ve emtia niteliğindeki taşınmazları (daire, dükkan vb.) ile üretimde kullandıkları demir, çimento, tuğla gibi ilk madde ve malzemelerini veya yarı mamullerini de bildirmeleri mümkündür.
Teslimleri KDV’den müstesna olanlar yararlanamayacak
Kanunun bu olanağından yararlanmak suretiyle kayıtsız mal bildiren mükelleflerin, ileride bu malları satmaları hâlinde, defterlere kaydedilecek satış bedeli kayıtlı değerinden düşük olamayacaktır. Gerçek satış bedelinin kayda alınan bedelden düşük olması hâlinde, kazancın tespitinde kayıtlı bedel dikkate alınacaktır. Öte yandan bildirime dâhil edilen amortismana tabi iktisadi kıymetler için amortisman da ayrılmayacaktır.
Kanunun bu olanağından yararlanan mükelleflerin kendilerince veya ilgili meslek kuruluşlarınca belirlenecek rayiç bedel üzerinden beyan edilerek kayıtlara intikal ettirilecek makine, teçhizat ve demirbaşlar ile emtianın rayiç bedeli üzerinden tabi oldukları oranın yarısı esas alınmak suretiyle KDV hesaplanarak, yukarıda bahsettiğimiz özel beyanname ile beyanı gerekmektedir. Bu beyannamenin bir örneği 25 Mart 2023 günlü Resmi Gazetede yayınlanmış bulunan 7440 sayılı Kanun’a ilişkin Genel Tebliğ’in 18 ve 19 no’lu ekinde bulunmaktadır. Bu beyannamenin ve eki envanter listesinin en geç 31 Mayıs 2023 tarihine kadar verilmesi gerekmektedir. Afet dolayısıyla mücbir sebep ilan edilen yerlerde ise beyan, en geç mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonu olan 31 Ekim 2023 tarihine kadar verilebilecektir. Bu şekilde hesaplanan ve tahakkuk eden KDV’nin de beyan süresi içerisinde ödenmesi gerekmektedir.
Beyan edilen emtiaya ait hesaplanarak ödenen KDV, 1 No.lu KDV Beyannamesinde genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecek ancak iade konusu yapılamayacaktır. Öte yandan, kayıtlarda yer almayan makine, teçhizat ve demirbaşların rayiç bedeli üzerinden hesaplanarak ödenen KDV’nin indirimi ve dolayısıyla iadesi ise mümkün olmayıp, bu tutar, verginin ödendiği yılın gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının belirlenmesinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Bu düzenleme uyarınca kayıtların düzeltilmesi, yarı oranda da olsa KDV ödeme koşuluna bağlandığından, teslimleri KDV’den müstesna olan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarla ilgili olarak bu uygulamadan yararlanılması mümkün değildir.
Bu düzenlemeden ÖTV’nin konusuna giren mallar için de yararlanmak mümkün. ÖTV’nin konusuna giren malları bu madde kapsamında beyan eden ve alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, bu malların beyan tarihindeki miktarı ve emsal bedeli üzerinden geçerli olan ÖTV’yi 31 Mayıs 2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar ayrı bir beyanname ile beyan ederek aynı süre içinde ödemeleri hâlinde, kayıtlarına bunları da alabileceklerdir. Bu şekilde beyan edilen ÖTV’nin, KDV matrahını oluşturan bedelin rayiç bedel olması ve rayiç bedelin ÖTV’yi de içermesi sebebiyle, KDV matrahına ayrıca dâhil edilmesi söz konusu değildir.
Kanunun stoklarla ilgili ikinci düzenlemesi ise “kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede mevcut olmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar” ile ilgili. Bu konu ve uygulamada tereddüt yaratan konular gelecek yazımda.
Bu vesile ile tüm okurların bayramını kutluyor, sağlıklı günler diliyorum.