Stagflasyon; hem geveze hem kekeme ekonomi
Geveze, çünkü enflasyon gürültüsü piyasaları çınlatıyor. Kekeme, çünkü aynı piyasalar teklemeye, aksamaya başladı. Stagflasyon da zaten; yüksek enflasyon ile durgunluğun aynı anda tecellisi değil mi? Sadece Türkiye değil, küresel ekonominin de ana konusu bu ve olası zararları konuşuluyor.
Öncelikle dünya ekonomilerin baş belası haline gelen enflasyonun geçici olmadığı, daha uzun süre küresel piyasaları etkileyeceği ve kolay bir çözümünün de bulunmadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. FED’in faiz adımları, AB’nin çırpınışları ve Çin’in yavaşlaması, dünyanın ekonomik kışa girdiğine işaret ediyor.
SEÇİM EKONOMİSİ VE STAGFLASYON
Dünyanın en yüksek negatif reel faizi sizde ise para, paradan kaçar ve kendini emtiaya, emlake, altına, kriptoya, otoya atar… Zira arkasından hiperenflasyon kovalıyordur. Peki, enflasyon içinde durgunluk? Aslında seçim gündemde iken hükümetin parasal genişleme politikaları, bizde durgunluğa izin vermez.
Zira durgunluğu aşmak için olmasa bile seçimi kazanabilmek adına para basıp saçacak, kredi dağıtacak, memur, işçi, emekli, ücretliye zam, çiftçiye taban fiyat vereceksiniz. Bu da dünya durgunluk riski taşırken bizde seçim ekonomisi yüzünden durgunluk, ancak seçim sonrasında gündeme gelir.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Enflasyonla mücadelemiz mümkün mü?
Seçim sürecinde mümkün değil. Kaldı ki bizim tek derdimiz; ne pahasına olursa olsun; büyümek… Sorun, elden gelen kaynakla bunu yapmaya çalışmamız. Ayrıca gördük ki ana işi fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankası’nı ya yalnız bıraktık, ya da Merkez’i devre dışı bıraktık.
Durgunluk emareleri var mı?
Piyasada bunun emarelerini görmeye başladık. Misal peynir, B grubu tüketicinin dahi ana mönüsünden çıktı, lüks sayılıp seçenek haline geldi. Et de aynı... Pek çok sanayici, emtia ve enerji maliyetleriyle şişen fiyatları yüzünden satışlarında düşüş yaşamaya başladı. Zaten %3’ün altındaki büyüme, o sektörde resesyon (durgunluk) işareti sayılıyor.
NOT
İNSANI AÇLIK DEĞİL ALIŞTIĞI TOKLUK ÖLDÜRÜR
Elin parasıyla har vurup harman savurduk. Yedik, içtik, coştuk ve şimdi borç gırtlağa dayandı. Enflasyon şahlandı, parası olsa dahi araba bulamıyor, tatil yerlerini dolduruyor, emlak fiyatlarını zıplatıyoruz. Her şey yolundaymış gibi giderken, enflasyon külfetini üstlenmeyi hatırlatan verileri inkâr ediyoruz.
Hepimiz enflasyon insin isteğindeyiz ama bunun külfetini başkası çeksin, bizim enflasyonumuz telafi edilsin istiyoruz. Kısaca el parasıyla gelen ve alıştığımız konforu terk edecek psikolojiden uzağız ve bize bunu önereni de cezalandıracağız.
Hal böyle olunca kira kontrolleri, süper bono, kambiyo kısıtları gibi geçici tedbirlerle yetiniyor, enflasyonun sebeplerine inemiyoruz. Sebepleri sorgulamayınca da sonuçlarla boğuşuyoruz.