Sponsorluk harcamalarında amatör-profesyonel spor dalı sorunu
Recep ÇETİN - Yeminli Mali Müşavir
Ülkemizde sporun desteklenmesi amacıyla gerçek ya da tüzel kişiler tarafından spor kulüplerine, spor federasyonlarına ve sporculara sponsorluk harcaması yapılmaktadır. Özellikle transfer sezonun başladığı bu dönemde kulüplerin en önemli finansman kaynaklarından bir tanesi sponsorluk gelirleridir.
Şirketlerin reklam ve tanıtım amacıyla, daha geniş kitlelere ulaşmak için bir etkinlik, organizasyon ya da bir kişiye kaynak aktarma yoluyla destek verilmesi sponsorluk olarak tanımlanmaktadır. Spor kulüplerinin, sporcuların ve federasyonların desteklenmesi amacıyla vergi kanunlarımızda da teşvik edici düzenlemeler yer almaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/b. maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 89/8. maddesinde; 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50 sinin beyannamede ayrıca gösterilmek suretiyle gelir ve kurum kazancından indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğine göre; sponsorluk harcamaları, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan veya ilişkisi ölçülemeyen, sosyal amacı öne çıkan harcamalar olup, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olan reklam harcamalarından farklılık arz etmektedir.
Sponsor olan kurumun adının anılması koşuluyla,
• Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri,
• Sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri,
• Spor malzemesi bedeli,
• Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün uygun göreceği spor tesisleri için yapılan ayni ve nakdi harcamalar,
• Sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri,
• Spor müsabakaları sonucuna göre sporculara veya spor adamlarına prim mahiyetinde ayni ve nakdi ödemeler
gibi harcamalar sponsorluk harcaması olarak değerlendirilecektir.
Sponsorluk uygulamasına ilişkin usul ve esaslar, 16/6/2004 tarih ve 25494 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsorluk Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Buna göre, gerçek ve tüzel kişiler, federasyonlara, gençlik ve spor kulüplerine veya sporculara, spor tesisleri ve faaliyetlerine ilişkin olarak anılan Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar dahilinde sponsor olabileceklerdir.
Ancak uygulamada amatör ve profesyonel spor dallarının tespit edilmesinde tereddütler yaşanabilmektedir. Örneğin, Türkiye Futbol Federasyonu’na yapılacak sponsorluk harcaması ile Türkiye Basketbol Federasyonu’na ya da E-Spor Federasyonuna yapılacak sponsorluk harcamasında amatör-profesyonel ayrımı nasıl belirlenecektir.
Yine örneğin Türkiye Süper Ligi’nde mücadele eden (X) kulübün futbol takımına yapılacak sponsorluk harcaması ile aynı kulübün voleybol en üst liginde mücadele eden voleybol takımına yapılacak sponsorluk harcamasında amatör-profesyonel ayrımı nasıl belirlenecektir.
Ya da Türkiye Süper Ligi’nde mücadele eden (Y) kulübün futbol takımı oyuncusuna yapılacak sponsorluk harcaması ile aynı kulübün kürek takımı oyuncusuna yapılacak sponsorluk harcamasında amatör-profesyonel ayrımı nasıl belirlenecektir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere kanun koyucu indirim konusu yapılabilecek sponsorluk harcamaları için amatör – profesyonel alanını belirlerken doğrudan kişi (sporcu) ya da kurumu (kulüp – federasyon) değil, faaliyetin icra edildiği spor dalının statüsünü kriter olarak belirlemiştir. Buna göre sporcu, kulüp ya da federasyonun kimliğinden bağımsız olarak spor dalının icra edildiği profesyonel branşlar için % 50, amatör branşlar için % 100 indirim uygulanabilecektir.
Amatör ve profesyonel spor dallarının belirlenmesi açısından yapılan hukuki düzenlemeleri 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun yayımı öncesi ve sonrası olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutabiliriz.
7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’ndan Önce Amatör - Profesyonel Faaliyet Ayrımı:
7405 sayılı Kanun’dan önce Türkiye’de sportif faaliyetler genel olarak, sporun amatörlük kriterlerine uygun olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın gözetim ve denetimi altındaki bağımsız spor federasyonları tarafından icra edilmektedir. Bunun tek istisnası, özerk yapıdaki futbol örgütlenmesi Türkiye Futbol Federasyonu olmakla birlikte, burada da sadece en üst lig organizasyonlar profesyonel olarak kabul edilmektedir.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün 28.11.2006 tarih ve 3962 ve 05.12.2006 tarih ve 1351 sayılı yazılarında yer verildiği biçimde; Genel Müdürlüğe (GSB’ye) bağlı bütün branşlar amatör statüdedir. TFF tarafından sevk ve idare edilen futbol faaliyetlerinden Türkiye Süper Ligi, Birinci, İkinci ve Üçüncü Liglerin profesyonel, diğer/daha alt düzeyde yapılan futbol faaliyetlerinin ise amatör olarak kabul edileceği değerlendirilmiştir.
Konu hakkında Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 27.08.2012 Tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02-32229-7761-862 Sayılı Özelge ile;
“...... Gençlik ve Spor Kulübü, bilardo, güreş, hentbol, işitme engelliler, masa tenisi, satranç, taekwon-do, voleybol branşlarında faaliyetlerini sürdürmekte olup, profesyonel bir branşı bulunmamaktadır. Bu nedenle ... Gençlik ve Spor Kulübü profesyonel spor kulübü değildir.” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bu resmi görüş üzerinden de anlaşılacağı üzere ayrım, özel kanunla kurulmuş TFF yönetim ve denetimindeki futbolu profesyonel, neredeyse tamamı özerk (özel bütçesi, yönetim ve denetim özerkliği bulunan) statüde olmakla beraber GSB teşkilatına bağlı bulunan diğer federasyonların organizasyonlarını ve bu federasyonlara lisans, tescil ve vize işlemleri yaptıran spor kulübü ve sporcuları, amatör statüde kabul etmektedir.
7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’ndan Sonra Amatör - Profesyonel Faaliyet Ayrımı:
3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunu’nda profesyonellik ve amatörlük ayrımının yapıldığı 18. ve 24. maddeleri 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.
7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun “profesyonel faaliyet” başlıklı 23. maddesinde;
“Spor federasyonunun üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar tarafından profesyonel olarak kabul edilen ve mevzuata göre profesyonel faaliyette bulunulmasına izin verilen spor dallarında, bir spor kulübü veya spor anonim şirketine sözleşme ilişkisi ile bağlı biçimde profesyonel olarak spor faaliyetinde bulunulabilir. Bu şekilde müsabakalara katılan sporcu için spor faaliyeti onun esas mesleği kabul edilir. Profesyonel sporcunun statüsü ile hak ve yükümlülükleri, faaliyette bulunduğu spor dalının bağlı olduğu spor federasyonu tarafından belirlenir.”
hükmü ile profesyonel faaliyetin tanımı yapılmamakla birlikte, profesyonel faaliyetin uluslararası kuruluşlar ve yasal mevzuat ile belirlenen faaliyetler olacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan Kanun’un “Spor dallarının tespiti” başlıklı 45. maddesinde;
“Spor dalları Bakanlık tarafından belirlenir ve teknik ve idari bakımdan spor federasyonlarına bağlanır.
Bir spor dalının profesyonel olarak belirlenmesine, ilgili spor federasyonunun görüşü alınarak Bakanlık tarafından karar verilir.” hükmü ile profesyonel spor dalını belirleme usulü açıklanmıştır.
7405 sayılı Kanun gerekçesinde belirtildiği üzere, profesyonel spor faaliyetinin tanımı ve unsurlarına ilişkin düzenleme yapılarak mevzuattaki hukuki boşluğun giderilmesi amaçlanmıştır. Buna göre bir spor dalı veya spor faaliyetinin profesyonel olarak kabul edilmesinin ilk şartı bu spor dalı veya spor faaliyetinin yer aldığı spor federasyonunun üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar tarafından profesyonel olarak kabul edilmesidir. Uluslararası federasyonca profesyonel olarak kabul edilen spor dalında ulusal mevzuata göre de profesyonel faaliyette bulunulmasına izin verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden hareketle; 7405 sayılı Kanun’un 45. maddesi gereğince amatör-profesyonel spor dalları ile ilgili belirleme yapılıncaya kadar mevcut düzenleme geçerli olacaktır.
Dolayısıyla;
· Türkiye Futbol Federasyonu tarafından sevk ve idare edilen Türkiye Süper Ligi, Birinci, İkinci ve Üçüncü Ligler’de mücadele eden spor kulüplerine, sporculara ve bu liglerle sınırlı olmak üzere Türkiye Futbol Federasyonu’na yapılacak sponsorluk harcamaları profesyonel spor dalı,
· Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı diğer tüm federasyonların sevk ve idare ettiği lig ve branşlarda(basketbol, voleybol, kürek, tenis, e-spor vs.) mücadele eden spor kulüplerine, sporculara ve federasyonlara(TFF’nin yukarıda yer alan ligler dışındaki Örn. U21 Lig ile Bal Ligi Dahil) yapılacak sponsorluk harcamaları amatör spor dalı kapsamında değerlendirilecektir.
Yapılan açıklamalar ışığında yukarıda örnek olarak sorduğumuz soruların cevabı ise aşağıdaki gibi olacaktır:
· Türkiye Futbol Federasyonuna yapılacak sponsorluk harcamaları Süper Lig, 1. Lig. 2. Lig ve 3. Lig için profesyonel spor dalı, diğer alt ligler için amatör spor dalı olarak değerlendirilecektir. TFF dışındaki tüm spor federasyonlarına yapılacak sponsorluk harcamaları ise amatör spor dalı kapsamında değerlendirilecektir.
· Türkiye Süper Ligi’nde mücadele eden (X) kulübün futbol takımına yapılacak sponsorluk harcamaları profesyonel spor dalı, aynı kulübün voleybol en üst liginde mücadele eden voleybol takımına yapılacak sponsorluk harcamaları amatör spor dalı kapsamında değerlendirilecektir.
· Türkiye Süper Ligi’nde mücadele eden (Y) kulübün futbol takımı oyuncusuna yapılacak sponsorluk harcaması profesyonel spor dalı, aynı kulübün kürek takımı oyuncusuna yapılacak sponsorluk harcaması ise amatör spor dalı olarak değerlendirilecektir.
Öte yandan Türkiye A Milli Futbol Takımı, profesyonel olarak kabul edilen Türkiye Süper Ligi, 1. Lig, 2. Lig ve 3. Liginde mücadele etmediği/tescil edilmediği için Türkiye A Milli Futbol Takımına yapılan sponsorluk harcamalarının amatör spor dalına yapılmış olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Görüldüğü üzere, amatör ve profesyonel faaliyet tanımlamalarının doğru biçimde yapılabilmesi, vergi uygulamaları bakımından, spor hukuku düzenlemeleri dışında öneme haiz olup, vergisel sonuçları itibariyle sportif faaliyet icra eden tarafların ticari faaliyeti ve rekabet eşitliğine etki edecek boyuttadır.
Bu noktada 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun 23. ve 45. maddesi gereğince her bir spor dalı itibariyle “profesyonel faaliyet” in ve “profesyonel sporcu”nun belirlenmesi vergi hukuku açısından hayati öneme haizdir.
Öte yandan sponsorluk harcamalarının gelir ve kurum kazancından indiriminin düzenlendiği 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/b. maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 89/8. maddesinde; amatör - profesyonel spor dalı ayrımının tespiti için 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a atıf yapılmaktadır.
Oysa ki 3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunu’nda profesyonellik ve amatörlük ayrımının yapıldığı 18. ve 24. maddeleri 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu ile yürürlükten kaldırılmış olup, 7405 sayılı Kanun’un 23. ve 45. maddeleri amatör-profesyonel spor dallarının tespit usulünü belirlemiştir. Bu sebeple, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/b. maddesi ile Gelir Kanunu’nun 89/8. maddesinde değişiklik yapılarak ilgili maddelerde 7405 sayılı Kanun’a atıf yapacak şekilde yeniden düzenleme yapılması elzem olarak görünmektedir.