Sosyal medya kanunu ihracatımızı düşürecek
Ocak 2020’den itibaren ihracatımızda büyük düşüşe hazırlıklı olmamız lazım. Bu düşüşün döviz kuruyla, Avrupalıların vermediği TIR belgeleriyle, gümrükteki sağlık kontrolleri ile alakası yok. Tek nedeni biz olacağız. Gelin ihracat neden düşecek bakalım.
Temmuz ayında kabul edilen sosyal medya platformlarını düzenleyen yeni kanuna göre, Türkiye’de temsilcilik açmayan sosyal medya mecralarına dört aşamalı yaptırım sistemi geldi. İlk yaptırım olan 10’ar milyon TL ceza neredeyse tüm platformlara kesildi. Bir ay içinde ikinci yaptırım olan 30’ar milyon TL’lik cezalar hala temsilcilik açmayan platformlara gelecek. Sonraki yaptırım ise Türkiye’den temsilcilik açmayan mecralara Türkiye’de vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin reklam vermesinin yasaklanması.
Bu yasağın etkisini bir örnek üzerinden açıklayalım. Modanisa, Türkiye’nin gözbebeği internet girişimlerinden. Tüm dünyaya tesettür giyim satıyor. Türkiye’deki tesettür giyim tecrübesini e-ihracat sayesinde dünyaya açmış. Modanisa 2019’un başında Goldman Sachs’tan 15 milyon dolar yatırım aldı (o çeyrekte Türkiye’nin aldığı toplam teknoloji yatırımı 19 milyon dolardı). Modanisa satışının yüzde 40’ını Facebook’a verdiği reklamlar sayesinde yapıyor. İki ay sonra yapamayacak.
Sosyal medya kullanan KOBİ’lerin yüzde 91’i bu sayede erişemeyecekleri pazarlara erişebildiklerini söylemişler. Bu sayede 135 milyondan fazla kişiye ulaşmışlar. Türkiye nüfusundan yüzde 70 fazla. E-ihracat bu kadar önemli. 2018’de ödeme şirketi İyzico’nun verilerini incelediğimizde Türkiye’nin ortalama ihracat menzili 2951 km iken, e-ihracatta bu menzilin 3355 km’ye, İyzico gibi yabancı sistemlere entegre olabilen bir ödeme sistemi kullandığınızda 5292 km’ye çıktığını görmüştük. Yani e-ihracat KOBİ’lerimizi gidemediği yerlere götürüyor, giremediği pazarlara sokuyor.
COVID-19’un ikinci dalgası ile Avrupa başta olmak üzere başlıca ihracat pazarlarımızda perakende ticaret yeniden duracak. Birçok ülkede dükkanlar kapandı bile. Bu dönemde sosyal medya en önemli alışveriş kanalı haline gelecek. Mesela Çinli ihracatçılar bu kanalı gayet iyi kullanıyor. ABD’den sonra Facebook’a en çok reklam bütçesi ayıran ülke Çin. Facebook Çin’de yasak. Bu durum Çin’in Facebook’u ihracat için kullanmasını önlemiyor. Biz ise Ocak 2021’den sonra pandemi nedeniyle daralan fiziksel kanalların yanı sıra dijital ihracat kanallarımızı da kendi elimizle kapatıyoruz.
Fıkrada Nasreddin Hoca, bir ağaca çıkıp dalı kesmeğe başlar. Aşağıdan biri bu hali görüp ”Hoca ne yapıyorsun? Şimdi düşeceksin” der. Hoca buna hiç ehemmiyet vermezse de akabinde dal çatır çutur kırılır, Hoca da paldır küldür düşer. Nasreddin Hoca’dan farkımız yok. Dünyada sosyal medya platformlarını kısıtlayan, bunlara ceza veren birçok ülke var; ama kendi kendine ceza veren, kendi bindiği dalı kesen başka bir ülke de yok.
Bu köşeyi takip edenler Facebook’un insanlığın başına birçok bela getirdiğine dair görüşlerimi bilir. Kanaatimce bu pazarlığın sonunda Facebook ve daha birçok sosyal medya platformu Türkiye’ye temsilcilik de açacak. Şu anda Facebook ülke yönetiminin kendi üstlerini yanlış bilgilendirmesinin sancılarını yaşıyoruz. Ancak bu süreçte kendi bindiğimiz dalı kesmeyelim. Kanundaki son yaptırım olan bant genişliğinin sınırlandırılması idarenin inisiyatifine bırakılmış. Reklam yasağını da kesin değil idarenin inisiyatifine bağlı bir yaptırım haline getirerek pazarlık gücümüzü artırmalıyız. Bir ceza vereceksek KOBİ’lerimize değil kanunlara uymayan Facebook’a vermeliyiz.