Soruna değil sorumluluğa odaklanma zamanı
Kale Grubu yönetimi, Rahmetli İbrahim Bodur’un başlattığı bir gelenekle, çok iş yapar ancak yaptıkları konusunda çok az konuşur. Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay da, aynı yaklaşımla tanıtıma değil çalışmaya zaman ayırır. 25 Ağustos günü düzenlenen basın toplantısında, Kale Grubu’nun, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) desteğiyle Karaköy’deki ilk merkez binasında kurduğu Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) hakkında bilgi veren Zeynep Bodur, felsefelerini “Sorunda değil, sorumlulukta birleşmek gerek” cümlesiyle özetledi.
Kale Grubu kuruluşundan itibaren tasarımcılara destek verdi ve pek çok projenin doğuşuna yardımcı oldu. Bilgi Üniversitesi ile Santral İstanbul içinde Kale Tasarım Merkezi’ni kurdu. Santral İstanbul’da tasarımcılar, tasarım ofisleri ve tasarım deneyimi olan sanayicilerle öğrencileri bir araya getiren etkinlikler düzenlendi. Konferans, sergi ve atölyeler gerçekleştirildi.
Karaköy’deki Kale Tasarım ve Sanat Merkezi bu geleneği sürdürecek. Merkezin her metrekaresi, “Mekâna anlam katan insandır” görüşüyle farklı bir üretim ve öğrenme platformu olarak tasarlanmış. Karaköy’deki Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nin yaratıcı fikirlerin oluşması için ve cesaret vermesi ve tasarımın halkla buluşmasında önemli bir rol üstlenmesi hedefleniyor.
Bir üretim ve öğrenim merkezi
1 Ekim 2018 tarihinde başlatılan Kale Tasarım ve Sanat Merkezi Projesi, bina tadilatının tamamlanmasının ardından 24 Temmuz 2019’da hizmete girdi. Yaklaşık 500 metrekareye yayılan Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nin her katı, farklı bir üretim ve öğrenme alanını içerecek şekilde tasarlandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda çalışan İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle oluşturulan KTSM’de bugüne kadar 7 tasarım ve 7 sanat çalıştayı, 4 disiplinlerarası buluşma, 4 atölye çalışması, 2 mekan tasarım çalıştayı ve 2 tasarım yarışması gerçekleştirildi. Çalıştayların çıktılarından oluşan 8 sergi düzenlendi.. Proje, 25 Ağustos- 15 Eylül 2020 tarihleri arasında izlenebilecek karma sergiyle sona eriyor.
Tasarım ve sanat çalıştaylarının yanı sıra konuşma ve sunumların da düzenlendiği merkezin bodrum katında, bir seramik fırınının da bulunduğu seramik üretim alanı; giriş katında atölyelerin çıktılarının paylaşılacağı bir sergi alanı var.
Birinci katta konuşma ve sunumlar ile grup çalışmalarına imkan verecek bir ortak alan yaratılmış. İkinci katta tasarım ve sanat ağırlıklı 1.500 kitaptan oluşan bir kütüphane; üçüncü katta herkesin kullanımına açık üç boyutlu bir yazıcı ile farklı maket ve üretim malzemelerinin bulunduğu bir atölye yer alıyor.
Yemek tasarımı
KTSM içerisindeki Teras Cafe, yerli üreticiyi destekleyen ve sıfır atık felsefesiyle çalışan bir mekan olacak. Teras Cafe’de yemek tasarımı konusunda sohbetler yapılması planlanıyor.
Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, Grubun kurucusu İbrahim Bodur’un anılarına, eşyalarına, deneyimlerine de ev sahipliği yapıyor. Bu vesileyle bina içerisinde yakın zamanda açılması planlanan bir anı müzesi de hazırlanıyor.
Farklı disiplinlerin paylaşım ve buluşma alanı
KTSM’nin gelecek vizyonunun paylaşıldığı basın toplantısında Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, KTSM’yi “herkesin, kendi özel alanından çıkarak; ister aynı ister farklı bir disiplin olsun yanındakine değerek çalıştığı bir alan olarak” hayal ettiklerini söyledi.
Zeynap Bodur Okyay, hedeflerini şu cümlelerle ifade etti: “Burada komşumuzla, esnafımızla, ustamızla, zanaatkârımızla bağ kurabilmeli, birlikte ürettiğimiz değeri paylaşabilmeliyiz. KTSM’yi aynı zamanda sosyal girişimcilere de açacağız. Bu merkezden Öz-e değen, Öz-gün ve Öz-gür işler çıkması gerektiğine inanıyoruz. Köklerimize, bizi biz yapan değerlere ayna tutmalıyız”
Hayat Su Türkiye’nin ilk çevre dostu şişesin üretti
Her dakika dünyada bir milyon pet şişe üretiliyor. Okyanuslar,denizler, dereler, nehirler, dağlar, tepeler... her yer plastikle dolu. Pandemiyle birlikte tek kullanımlık paketlere duyulan ihtiyaç, plastik tüketimini daha da artıracak. Plastiksiz bir dünyaya geçmek kısa sürede zor görünüyor. Bu yüzden, plastiğin geri dönüşüm oranlarını artırmaya yönelik çalışmaların artması gerekiyor. Üreticilere, tüketicilere ve belediyelere bu konuda büyük görev düşüyor. Hayat Su, bu alanda önemli bir adım attı. Türkiye’de ilk kez yüzde 50’si geri dönüştürülmüş plastikten su şişesi üretti.
Sürdürülebilirlik konusunda uzun zamandır çalışan Hayat Su, , karbon ve plastik ayak izini azaltmak için fabrikalardaki üretim süreçlerini bu doğrultuda sürekli olarak güncelliyordu. Geçtiğimiz günlerdeyse, “Türkiye’nin ilk çevre dostu şişesini ürettiklerini duyurdu. Ayrıca, 2025’e kadar portföyündeki tüm pet şişelerin geri dönüştürülmüş plastikten üretileceği” haberini verdi. Hayat Su, kullandıkları pet şişelerin ortalama yüzde 50’sinin geri dönüştürülmüş petlerden yapmayı hedefliyor.
Hayat Su Pazarlama Direktörü Gökçe Kunt, projelerini Dünya için özetledi.
Hedef sıfır atık
1. 2025’e kadar portföyünüzdeki tüm pet şişelerin geri dönüştürülmüş plastikten üretileceği sözünü verdiniz? Bunu nasıl gerçekleştireceksiniz?
“Biz Hayat Su olarak kendi üretim süreçlerimiz için somut bir adım atarken, Türkiye’de plastik geri dönüşümünü artırmak adına farkındalık yaratmak için de elimizi taşın altına koyuyoruz.
Bu kapsamda değerli kuruluşlarla iş birlikleri yaparak; daha fazla geri dönüşüm için çalışırken, geri dönüşüm kutularının daha ulaşılabilir olması adına adımlar atacağımızı ve en önemlisi çocuklarımızı, gençlerimizi ve tüm kullanıcıları harekete geçirecek eğitimler vereceğimizi taahhüt ediyoruz. Hem üretim hem de geri dönüşüm tarafında yaptığımız sürdürülebilir çalışmalarla dünyamızın plastik atıklardan arındırılması için tüm gücümüzle çalışacağız. “
2. Geri dönüşüm konusunda atmayı planladığınız adımlar nelerdir?
“Geri dönüşüm ve atık toplama sistemlerimizi geliştirmek amacıyla doğru ve yetkili paydaşlarla çalışacağız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Sıfır Atık projesi” başta olmak üzere en etkin resmi atık toplama ve geri dönüşüm sistemlerine destek vereceğiz. Yerel yönetimlerle iş birliği içerisinde, daha fazla plastiğin geri dönüştürülmesini sağlayacağız. Regülasyonun belirlediği atık toplama hedeflerinin ilerisine geçmek için çalışacağız. Odak noktamıza eğitimi aldık. Bu kapsamda okullarda geri dönüşüme hizmet edecek ulusal eğitim kampanyasını 2021 yılı içinde başlatacağız. Toplumsal bilinci artırmak amacıyla 2025 yılına kadar okul projelerine yatırım yapacak ve bu alanda çalışan paydaşlarımıza destek vereceğiz”.
3. Yeni pet şişelerinizin farkı ne?
“Aslında şişemiz kendi kendisini anlatıyor, üzerinde ‘Ben yüzde 50’si geri dönüştürülmüş plastikten oluşan çevre dostu şişeyim’ yazıyor. Türkiye, Hayat Su ile geri dönüştürülmüş plastikten oluşan su şişesiyle tanışıyor. Yeni pet şişelerimizin görünüş ve işlev olarak bir farkı yok, ancak dünyamıza çok önemli bir katkısı var. Yüzde 50 geri dönüştürülmüş plastikten üretilen şişelerimizin tamamı yüzde 100 geri dönüştürülebiliyor. Böylece dünyamızın plastik yükünün azaltılması amaçlanıyor.”
4. Geri dönüşüm süreci nasıl işliyor?
“Geri dönüşüm sürecinin iyi anlatılması gerektiğine inanıyoruz. Bu süreci 30 saniyede özetlemek mümkün: Bugün kullandığımız şişelerimiz toplandıktan sonra sınıflandırılıyor. Toplanarak balyalar haline getirilen pet şişeler, kırılıyor ve küçük parçalara dönüştürülüyor. Limon tuzu çözeltisiyle yıkanıyor, 250 derece sıcaklık ve basınçla yapıtaşlarına ayrılıyor. Yüksek sıcaklık ve basınç ile tamamen steril hale gelen bu ürün sıfır hammadde kalitesinde, Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemelere Dair Yönetmelik’e uygun olarak yeniden oluşturuluyor ve PET hammaddesi olarak kullanılıyor.”
5. Neden sadece yüzde 50’si geri dönüştürülmüş?
“Aslında lanse ettiğimiz bu ürünümüzü bir yolculuğun başlangıcı olarak görüyoruz. Türkiye’de bu yolculuğa ilk adım atan firma olarak da büyük heyecan duyuyoruz. Şu anda Sağlık Bakanlığı’nın ve teknik altyapının izin verdiği ölçüde yüzde 50’si geri dönüştürülmüş şişede ambalajlı doğal mineralli su sunabiliyoruz. Sürdürülebilir dünya ve geleceğimiz için gerekli yatırımları yapmaya hazırız, bu çerçevede yenilikleri yakından izliyoruz. Bakanlık ve ilgili teknolojik altyapının izin vermesi halinde yüzde 100 geri dönüştürülmüş plastikten üretilmiş şişelerimizi piyasaya sürmeyi amaçlıyoruz.
6. Dünyayı etkisi altına alan pandemi süreciyle birlikte tek kullanımlık plastiklere talep arttı. Bu da kirliliği artıran bir gelişme değil mi?
Pandemi günleri, dünyaya önceliklerini sert bir şekilde anlatan bir dönem oldu. Hepimiz sağlığımızın, dünyanın, çevrenin güzelliklerini; ondan mahrum kalma ihtimali doğunca daha iyi anladık.
Tek kullanımlık plastikler de bu dönemde hepimizin tercihi haline geldi. Bu süreç insanlığın ve dünyamızın geri dönüştürülebilir plastiğe daha çok ihtiyacı olduğunu gösterdi. Türkiye’de sektörümüzün öncü markası olarak sürdürülebilirlik anlamında da öncü bir rol üstleniyor ve 2025’e kadar portföyümüzdeki tüm pet şişelerin geri dönüştürülmüş plastik içereceğinin sözünü veriyoruz. Hedefimiz kullandığımız pet oranının ortalama yüzde 50’sinin geri dönüştürülmüş olmasını sağlamak. Attığımız bu adım ile Türkiye’de farkındalık yaratacağımıza inanıyoruz.