Sorarlarsa “Dış borcu artıran özel sektör” dersin!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Bu köşede dün yirmi yıllık dönemde iç borcun nasıl seyrettiğine yer vermiştik. Özellikle de 2002 sonundan faiz indirimi furyasının başladığı Eylül 2021’e kadar olan dönemi ve bu tarihten sonraki dönemi ayrı ayrı incelemiştik. Çünkü artık adeta şehir efsanesi haline gelen “Faiz indirince borç yükü azalacak” görüşünün nasıl anlamsız olduğunu görmek iyi olacaktı ve nitekim gördük de...

Bugün de yine yıllık dönem için dış borca bakalım...

Dış borç bu yirmi yılda çok artmış” denildiğinde dile getirilecek savunmanın ne olacağını da hemen ifade edelim:

Dış borç arttı ama kamunun borcunda öyle çok artış yok, artış özel sektör kaynaklı.

Adeta “Bize ne özel sektörün borcundan” havası!

Bunu etkili ve yetkili pozisyonda inanarak söyleyen birileri varsa bırakın ekonomiden, ekonominin “e”sinden bile anlamıyordur!

Yok bunu inanmadığı halde söyleyen birileri varsa, onlar da en hafif ifadeyle doğru söylemiyordur.

132 milyardan 459 milyara...

Türkiye’nin dış borç stoku 2002 yılı sonunda 132 milyar dolardı. Aradan yirmi yıl geçti, geldik 2022’ye, artık dış borç stoku 459 milyar dolar.

Borç stoku yirmi yılda yüzde 248 oranında 327 milyar dolar artış gösterdi. 

2003-2022 döneminde kamu sektörünün borcu 122 milyar dolar, Merkez Bankası’nın borcu 11 milyar dolar, özel sektörün borcu ise 194 milyar dolar arttı.

Ama borçlu bazında detaya inince biraz önce değindiğim “savunma mekanizması” hemen devreye giriyor:

“Borcu artan özel sektör, varsın onlar düşünsün!”

Keşke öyle olsa! Keşke borç kiminse derdi yalnızca ona kalsa!

Dış borçta öyle olmuyor işte...

Yurt içindeki A şirketinin yine yurt içindeki B şirketine olan döviz borcunun önemi yok. O döviz yurt içinde el değiştiriyor. İlk anda bir döviz talebi doğuyorsa da o döviz yine içeride kalıyor. Tabii ki alacaklı şirket o dövizi daha sonra yurt dışına çıkarıyorsa durum değişiyor ama konumuz o değil.

Ama en başta durum farklıysa... Yurt içindeki A şirketinin borcu yurt dışındaki bir şirkete ya da bankaya ise... Şimdi yaşanan da bu. Borç şirketlere, bankalara; ama özünde yurt dışına.

İşte dış borcu olan şirket borcunun vadesi geldiğinde bir şekilde döviz bulmak durumunda. Eğer o borç, yeni borçlanmayla döndürülmeyecekse, döndürülemiyorsa döviz bulunacak, döviz satın alınacak.

Alınabiliyorsa bankadan, olmuyorsa serbest piyasadan... 

Son dönemdeki döviz talebinin herhalde tümüyle tasarruf sahibinden geldiğini düşünen yoktur. 

On bir ayda 67 milyar ödenecek

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dış borç ödeme projeksiyonunda yer alan veriler şubat-aralık dönemine ilişkin ve bu on bir aylık dönemde ödenecek toplam dış borç 67 milyar dolar. Bu tutarın yaklaşık 56 milyar doları anapara, 11 milyar doları ise faiz.

On bir aydaki 67 milyar dolarlık ödemenin 42 milyarını özel sektör, 25 milyarını da kamu sektörü yapacak.

İhracat son üç yıldır hiç böyle düşmemişti

İhracat nisan ayında geçen yılın yüzde 17.2 altında kaldı. İthalat da yüzde 4.5 azaldı ama ihracattaki gerilemenin çok hızlı olması yüzünden dış ticaret açığı yüzde 44 oranında artış gösterdi.

İhracat, 2020'nin ortasında pandemi dolayısıyla yaşanan gerilemeden sonra ilk kez bu boyutta bir düşüş gösterdi.

Ticaret Bakanlığı verilerine göre nisan ayındaki ihracat 19.3, ithalat 28.2 milyar dolar oldu. Geçen yıl nisanda 6.1 milyar dolar olan ticaret açığı 8.8 milyar dolara çıktı.

Nisan verileriyle birlikte son bir yıldaki ihracat 251.8, ithalat 372.4 milyar dolara geriledi. Dış ticaret açığı ise 120.7 milyar dolara yükseldi. 

Karşılama oranında düşüş

İhracatın ithalatı karşılama oranı nisanda 10.6 puanlık gerilemeyle yüzde 68.6'ya indi. 

Karşılama oranı enerji verileri hariç tutulduğunda 22.2 puan, enerji ve altın hariç tutulduğunda ise 20.2 puan azaldı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar