Söktaş onarıcı pamuk üretimi ile toprağı ve suyu koruyor

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Söktaş Tekstil, geçtiğimiz yıl Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26), "Modanın Geleceği: Stella McCartney ile bir inovasyon sohbeti"ne katıldı ve rejeneratif pamuk konusunda hayata geçirdiği inovatif çalışmaları anlattı.

Tekstil sektöründe 50. yılını geride bırakan Söktaş Tekstil, üretiminin yüzde 90’ını ihraç ediyor. Söktaş’ın ihracat pazarları arasında ilk sıraları İtalya, İspanya, İngiltere ve Fransa yer alıyor. Ancak uluslararası büyük modaevleri ile çalıştıkları için dünya genelinde ürünlerine rastlamak mümkün. 10 milyon metre üretim kapasitesine sahip olan şirket, aralarında Hugo Boss, Paul & Shark, Zegna, Stella McCartney, Massimo Dutti, Gucci ve MaxMara’nın da bulunduğu üst segment perakende markalarına kumaş üretiyor.

Söktaş Tekstil CEO’su Muzaffer Kayhan, “Birleşmiş Milletlerin yayınlamış olduğu sürdürülebilir kalkınma hedeflerini benimsiyoruz. Tüm üretim sürecinde kaynak kullanımını düşürmeye ve atık oluşumunu azaltmaya yönelik projeler geliştiriyoruz. Çevreyi ve insan yaşamını korumayı merkezimize alarak çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Teknolojik donanımlarımızı, üretim stratejilerimizi sürdürülebilirlik ile oluşturduk ve eğitimli iş gücümüz ile birleşirdik. Gelecek nesillere temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakabilmek adına çevre dostu projelerimize devam edeceğiz” diyor. Söktaş Tekstil’in sürdürülebilirlik çalışmalarını Muzaffer Kayhan’dan dinledim:

Biyoçeşitliliği koruyarak pamuk yetiştiriyoruz

“Toprağın zenginliğini korumak ve su kullanımında tasarruf sağlamak amacı ile rejeneratif tarım metoduyla pamuk üretmeye başladık. Söktaş olarak üretim sürecinde doğal kaynakların verimli kullanılması için yoğun çaba harcıyoruz. Rejeneratif pamuk yani onarıcı pamuk üretimi ile toprağın zenginliğini koruyor, su tüketimini de azaltmış oluyoruz. Bölgemizde normalde pamuk öncesi buğday ekilerek yılda çift üretim yapılır. Biz ise rejeneratif tarım için ayırdığımız arazilere buğday ekmiyoruz. Toprağa önce yüksek azot barındıran yonca tipi bitkiler ekiyor, büyüyen bitkileri toprakta bırakıyoruz. Bu bitkiler doğal gübre ve koruyucu katman görevi görüyor. Böylece pahalı gübre ihtiyacınız ortadan kalkarken, pestisit gereksiniminiz de azalıyor. Kimyasal ilaç kullanmıyoruz. Toprağın üzeri kapalı olduğu için yabancı ot bitmiyor, içi nemli kaldığından pamuğun yetişmesi için gerekli 15 santimlik alanda canlı yaşam ve mineraller artıyor ve atmosfere eski gübre uygulamalarından kalmış moleküller salınmıyor. Konvansiyonel tarıma nazaran önemli oranda sulamayı azalttık, ilerideki dönemde damla sulama teknolojisine yatırım yaparak daha da azaltma hedefimiz bulunuyor. Toprağı daha az işlediğimiz için daha az traktör ve ekipman kullanıyor böylece pamuk üretimi sırasındaki karbon emisyonunu da azaltıyoruz. Doğanın döngüsü içinde, biyoçeşitliliği koruyarak pamuk yetiştiriyoruz.”

2022’de kömür tüketimini bıraktık

“Karbon ayak izimizi küçültmeye yönelik çalışmalarımıza yıllar öncesinden, 1996 yılında enerji verimliliğimizi artırmak için kojenerasyon tesisini kurarak başladık. Fabrikamızın enerji ihtiyacını gaz türbininden, buhar ihtiyacını gaz türbininin atık ısısından ürettik. Yenilenebilir enerji teknolojileri fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında çok düşük ya da sıfıra yakın sera gazı emisyonu üretiyor. Bu nedenle 2022 yılında kömür tüketimini bırakarak, doğal gaz ve çeşitli tarımsal üretimlerin yan ürünleri ile enerji sağlamak için çalışmalara başladık. Ayrıca elektrik tüketimimizin bir kısmını güneş enerjisi santrali (GES) ile kendimiz üreteceğiz. Şirketimizin Aydın iline bağlı Söke ilçesinde yer alan 140 bin metrekare açık alana kurulu tekstil üretim kampüsündeki fabrika binalarının çatılarına 1,9 MW kurulu güce sahip güneş enerjisi santrali kuruyoruz. Bu sayede yıllık 3.300.000 kWh elektrik üreteceğiz ve yıllık tüketimimizin yüzde 20'sini bu santralden karşılıyor olacağız.”

Efeler Çiftliği ile kendi kendine yeten bir çiftlik hedefliyoruz

“Söktaş Tekstil’in yanı sıra bünyemizde bulunan süt hayvancılığı iş kolunda olan Efeler Çiftliği markamızla da yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Tekstil ve hayvancılık sektörünün sürdürülebilirlik çalışmaları ile organik bir bağı var. Biz aynı zamanda hammaddemiz olan pamuğun da üreticisiyiz. Hem pamuk üretimi hem de hayvancılık su tüketiminin oldukça fazla olduğu iş kolları. Aslında her ikisi de toprağa dayanıyor, topraktan besleniyor. Biz her iki iş kolunda da öncelikle su tüketiminin en fazla olduğu prosesleri tespit ederek buralarda iyileştirmeler gerçekleştirdik. Bu nedenle geçtiğimiz seneyi su yılı olarak ilan ettik.

Su kullanımı yerine alternatifler ürettik

Su kullanımı yerine alternatifler ürettik. Örneğin yakma işlemini ıslaktan kuruya çevirdik. Düz boyalı kumaşlarda pişirme prosesini kaldırdık. Gerçekleştirilen tüm işlemlerde dökülen su takibi yapmaya başladık. Soğutma işlemlerinin sürelerini kontrollü olarak azalttık. Tüm bu çalışmalar ile su tüketimini birim üretim başına tüm işletmelerde 2020 yılına oranla yüzde 17, daha önceki yıllara oranla ise yüzde 37 oranında azalttık. Buna ilave olarak doğal kaynak su kullanımının azaltılması amacıyla atık su arıtma tesisi çıkışında ileri arıtma yöntemlerinden "Reverse Osmosis" sisteminin kurulması için Aqumatch Türkiye ile sözleşme imzaladık. Atık su arıtma tesisini tekstil sektöründe ilk kuran şirketlerden biri olarak, bu yeni sistemle tükettiğimiz suyun yüzde 60- 65'inin tekrar kullanılmasını sağlayacağız ve su kullanımını daha da azaltacağız. Ambalaj kullanımında geri dönüşüme çok önem veriyoruz. En büyük hedefimiz tamamen kendi kendine yeten, kendi suyunu ve enerjisini üreten bir çiftlik olmak. Diğer büyükbaş hayvan çiftliklerinden en büyük farkımız karbon ayak izimizi azaltmak için tüm atıklarımızı biyogaz tesisinde bertaraf etmemiz. Bu sayede atıklarımızı hayvansal gübrenin toprağa en faydalı haline dönüştürmüş oluyoruz. İçerisinde hiç yabancı ot bulundurmayan, organik maddesi yüksek, doğaya faydalı ve sürdürülebilir gübre elde ediyoruz. Bu gübreyi de yöre çiftçileriyle paylaşıyoruz. Ayrıca bütün gübrelerin biyogaz tesisinde anlık olarak işlenmesinden dolayı sera salınımını neredeyse yarı yarıya indiriyoruz.” 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar