Sıvacı 65 yaşından büyük olunca...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Sokağa çıkması yasak olduğu için çalışma olanağını yitiren 1.4 milyon kişi sıkıntılı günler geçiriyor. Bu kişilerin çoğu çalışabildiği sürece para kazanan yevmiyeli kişiler.

1.4 milyon kişi "doğum tarihleri uygun olmadığı" için bir süre çalışamayacak, başka "suçları" yok. Haklı gerekçeyle sokağa çıkması yasaklanan bu kişilerin geçimlerini temin etmeleri için başta devletin, sonra da işverenlerinin desteği şart.

Birkaç yıl önce evimde köklü bir tamirata girişmem gerekmiş ve bir dostumun önerisiyle yapılacak işlerin tümünü Murat Arslan adlı bir ustaya vermiştim. Murat Usta işlerin bir kısmını bizzat yapmış, diğerleri için de organizatör görevi üstlenmişti.

Geçenlerde telefon etti Murat Usta. Niye aradığına pek anlam veremedim ve şaşırdım. Hal hatır sorduktan sonra baklayı ağzından çıkardı usta.

“Abi şu 65 yaş üstündekilerin sokağa çıkma yasağı ne zaman biter?”

“Nereden bileyim usta, hem bundan sana ne ki, sen 65’ten küçüksün”

“Öyle de, biliyorsun benimle çalışan sıvacı ustaları vardı ya, onların yaşı 65’ten büyük ve dışarı çıkamıyorlar. Bu yüzden benim işlerim de aksadı.”

Murat’ın derdi belli olmuştu.

“Abi biliyorsun işlerin hepsini ben yapmıyorum, yapamam da zaten, ben su ve kalorifer tesisatçısıyım, diğer işleri ustalarım yapıyor, ama onlar da şimdi sokağa çıkamayınca işlerim aksamaya başladı. Onun için sordum senin bu konuda bir bilgin var mı diye.”

Durumu anlayınca merak edip sordum:

“Peki Murat bu sıvacı ustaları günlük kaç para kazanıyordu?”

“200 lira alıyorlardı abi, tabii her gün de iş olmuyor.”

“Yani bu insanlar şimdi evde oturuyor. Peki başka geliri var mı ustaların?”

“Yok abi” diye karşılık verdi Murat.

“Başka gelirleri yok ve bu yüzden onlar da çok zor durumda. Ben de şimdi yeni usta arıyorum, bulacağım kişileri de tanımadığım için iş konusunda daha bir dikkatli olmam gerekiyor.”

“Kolay gelsin” dedim ve kapattık telefonu...

Bu durumda 1.4 milyon kişi var

İki gün önce yazdıklarımın doğruluğunu kanıtlayan bir konuşmaydı bu. Bu köşede 6 Nisan'da yazmıştım. 15-17 yaş grubunda ve 65 yaş üstünde olan ve daha önce çalışmaktayken sokağa çıkmaları yasaklandığı için bir anlamda işsiz kalan kişi sayısı tam 1.4 milyon düzeyinde.

Kavramları yerine oturtalım; sapla samanı karıştırmayalım!

1.4 milyon kişinin işsiz kaldığına dikkat çekerken “Bu insanlarla ilgili sokağa çıkma yasağı kaldırılsın” demiyoruz.

Söylediğimiz şu: “Madem bu insanlar sokağa çıkamıyor, çalışamıyor ve para kazanamaz durumda, öyleyse bu durumdakiler için bir şeyler yapılmalı.”

Bunu yapacak olan öncelikle devlet. Sokağa çıkamıyor ve geçimini sağlayacak parayı kazanamıyor olmak o insanların suçu değil, yalnızca doğum tarihleriyle ilgili bir durum.

Konumuzda olduğu gibi bu sıvacı kişilerin işi var, çalışabilir durumdalar, bir günde 200 lirayı ceplerine koyma şansları var. Ama devlet diyor ki, haklı nedenle diyor ki, “Senin hasta olma riskin çok fazla, evden çıkmayacaksın”. İyi güzel, ama ya geçinme konusu ne olacak?

Bu durumdakiler için bir şeyler yapılması gerektiğini, bunu da öncelikle devletin yapması gerektiğini söyledik. Ama yetmez; kaldı ki devlet herkese uzanamaz. Gücü yettiğince işyeri sahiplerinin de bu durumda olanlara yardım elini uzatması gerekir.

Bizim Murat Usta’nın öyle bir gücü yok; o ustalar çalışmadığında başkalarını çalıştırmak ve 200 lirayı onlara vermek durumunda. Ama öyle işyerleri var ki aynı işi sokağa çıkması yasak olan çalışanlarının eksikliğini hissettirmeden en azından bir süre devam ettirebilecek durumda. Bu güce sahip işverenler işe gelemeyen çalışanlarına biraz olsun destekte bulunabilir.

Zaman, bunu yapma zamanıdır...

Zaman, vatan millet nutukları atıp hiçbir şey yapmama zamanı değildir.

Ya bozulan işler yüzünden oluşan durum

İşsizlikteki artış yalnızca sokağa çıkamamaktan kaynaklanıyor değil.

Bir, yaşı sokağa çıkmak için uygun ama işyeri kapatılanlar var. Garsonlar, bulaşıkçılar, aşçılar, berberler, kuaförler gibi...

Bir de yaptığı iş dolayısıyla çalışamaz duruma gelenler var.

Örneğin çoğumuzun evine haftada ya da on beşte bir temizlikçi gelirdi, artık çok sayıda kişi bu temizlikçileri almıyor. Herkes korona yüzünden başkalarıyla olabildiğince az temas etmeye uğraşıyor çünkü.

Evlere temizliğe gidenlerin bu nedenle işsiz ve gelirsiz kaldığını yazınca birileri “Bu hizmet çok da zorunlu değil” diyebiliyor.

Doğru, o temizliği elbette kendimiz de yapabiliriz. Ama gelin o insanların yerine koyalım kendimizi. Geliri yalnızca aldığı gündelikten ibaret olan bu kişiler ne yapacak?

Evimize temizliğe gelen bu kişilere, istemediğimiz için gelmedikleri sürece ücretlerini ödesek, ne olur, çok şey mi kaybederiz? Varsayalım gelip o hizmeti görüyorlar... Zaten bu harcamayı yapıyoruz; gelirimizde bir düşüş yoksa bu iyiliği yapalım birbirimize...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar