“Sistemi onaran bir ekonomik model mümkün”
2021 yılında imeceLAB, Akbank LAB ana partnerliğiyle “Finansın daha iyi bir dünya hedefindeki rolü ne olabilir?” sorusuna odaklanarak “Gelecek için Sürdürülebilir Finans” programını başlattı. Bu program, bankacılık ve finans alanında sürdürülebilirlik odaklı bir ilkti.
Akbank LAB kuruculuğunda ve imece yürütücülüğünde tasarlanan ReFi Türkiye ise, herkese açık ve bütünleştirici bir platform olarak hayata geçiriliyor. Platformun hedefi; yeni teknolojilerin yardımıyla sürdürülebilirliğin, döngüselliğin bir adım ötesine geçip yaşamı mümkün kılan sistemleri onaran bir ekonomik model mümkün mü çağrısı yapmak.
imece Yönetim Kurulu Üyesi Buğra Çelik, “Bilim insanları gezegenin 65 milyon yıllık tarihindeki en büyük ekolojik çöküşünün eşiğinde olduğumuza işaret ediyor ve bu 1970’lerden beri yayınlanan tüm raporlarda faaliyetlerimizin yaratacağı etkileri bir bir yaşıyoruz. Acilen harekete geçmemiz gerekliliği dışında, kendimizle, birbirimizle ve doğayla olan ilişkimizi yeniden tanımlamamız gereken bir döneme giriyoruz” diyen Çelik, “Birleşmiş Millet’ler dünyasındaki IPCC raporu insanlık için kırmızı alarm başlığıyla yayınlandı. Bu noktada sorunun kaynağı olan düşünce yapılarımızı, iş yapış biçimlerimizi almak ve tüketmek üzerine olmaktan, vermek ve onarmak yönünde değiştirme arayışının bir parçası da onarıcı finansman yani Regenerative Finance” yorumunu yapıyor.
Çelik, şu soru ile açıklıyor dönüşüm ihtiyacını: “ÇSY yatırımlarının (çevresel, sosyal ve yönetişim odaklı yatırımlar) ötesinde, sadece zarar vermeyen, sadece doğayı ve kaynakları daha iyi kullanan değil de, onaran bir yere geçebilir miyiz? Yani, finansal kaynakları doğal hayatı ve insan hayatını onarmak için nasıl kullanırız?”
Kendini; “değişim yaratan insanların ve kurumların toplumsal, ekolojik ve kültürel meselelere çözüm üretmek üzere buluştuğu ve birlikte çalıştığı bir sosyal inovasyon platformu” olarak tanımlayan imece, kurulduğu günden bu yana, “değişim için gereken finansal kaynakları geliştirmenin farklı yollarını” araştıran imece, şimdi de ReFi Türkiye ile Akbank iş birliğinde “gerçek meselelere, uygulanabilir çözümler geliştirilmesine alan açmayı hedefliyor.”
Onarıcı finansmanın sağlayacağı faydayı ve yaratacağı farkı şöyle anlatıyor Buğra Çelik:
Sürdürülebilirliğin, döngüselliğin bir adım ötesine geçiyor
“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için yılda 4 trilyon dolar kaynağa ihtiyacımız var ve son dönemdeki pandemi, Ukrayna savaşı gibi gelişmeler finansal kaynakların bu yönde hareketini yavaşlattı. Onarıcı finansman, üzerine akademik araştırmaların ve tartışmaların uzun yıllardır sürdüğü bir konu olsa da, web3-blokzincir teknolojileriyle birlikte yeni bir ivme kazanmış küresel bir hareket olarak ön plana çıkıyor. Temelinde yeni teknolojilerin yardımıyla sürdürülebilirliğin, döngüselliğin bir adım ötesine geçip yaşamı mümkün kılan sistemleri onaran bir ekonomik model mümkün mü çağrısı olarak tanımlayabiliriz.”
Web3, kolektif hareketi sağlayacak koordinasyon potansiyeli sunuyor
“Krizlerin arttığı bir dünya var ama aynı zamanda bu krizlere çözüm üretmemizi sağlayan bir teknoloji var. Bu teknoloji aynı zamanda bir ‘mantalite’ olarak geliyor ve teknoloji ile gerçek problemleri çözmediğimiz sürece kendimizi krizler içinde görmeye devam edeceğiz. Bu noktada Web3 kavramından bahsetmemiz gerekiyor.
Tim Berners-Lee bilgi akışlarındaki sorunları çözmek için http protokolünü geliştirdi ve 20 Aralık 1990’da interneti anlattığı ilk websitesini yayınladı. Geliştirdiği protokolü açık kaynak bir şekilde, herkesin kullanımına açarak insanlık tarihini değiştiren en önemli sosyal inovasyonu başlatmış oldu. 2000’lerde bloglar, sosyal ağ platformları, akıllı telefonlarla birlikte web2 doğdu. Merkez ve açık kaynak yerine, özel şirket dönüşümü yaşandı ve kullanıcılar olarak etkileşime girmeye başladık. 2008’de bitcoin, 2014’te ethereum gelişmeleriyle blokzincir teknolojisiyle birlikte, internet evriminde web3 döneminin başladığını görüyoruz. Şu an web3 adaptasyonuna baktığımızda, internetin 1998 yılındaki kadar bir kullanıcıya sahip olduğu dönemdeyiz. Yani yolun çok başındayız; fakat bu teknolojinin beni en fazla heyecanlandıran kısmı, ihtiyaç duyduğumuz kolektif hareketi sağlayacak koordinasyon potansiyeli sunuyor olması.
Türkiye ReFi konusunda en önemli bölgelerden biri
“Türkiye ReFi konusunda en önemli bölgelerden biri olduğuna inanıyoruz, binlerce yıllık medeniyet tarihine ev sahipliği yapmış bir coğrafya olması dışında iklim değişikliğiyle ilgili yapılan bir çok krizi şimdiden yaşayan bir bölgede olmamız sebebiyle bu bölgeden çıkacak öğrenimler, prototipler gelecekte çok daha geniş bölgelerde ihtiyaç duyulacak modelleri geliştirme potansiyeline sahip. Aynı zamanda genç nüfusu, dinamik inovasyon ekosistemi ve web3 teknolojilerinin içindeki kritik isimleriyle birlikte küresel ölçekte etki edebileceğimiz en önemli alanlardan biri olarak görüyoruz. Şimdilik Türkiye web3 ekosistemi kripto borsalar üzerinden gelir üretmek odağında olsa da farklı yetkinlik ve tecrübelerden gelen insanların dahil olabildiği bir ortamlar geliştirerek gidişatı değiştirmeyi hedefliyoruz.
Re-Fi Türkiye olarak ilk olarak hedefimiz Türkiye’de henüz bir araya gelmemiş, kendi içerisinde dinamik ekosistemlerini bir araya getirme ve sahadaki uygulamaları inceleyerek iyi örnekleri, öğrenimleri yaymak.”
Finansmanı onarıcı bir güç olarak konumlandırmak istiyoruz
Akbank Dijital Tasarım ve İnovasyon Bölüm Başkanı Burcu Küçükünal
“Onarıcı finans bankamızın odaklandığı iki önemli konuyu bir araya getiriyor: Sürdürülebilirlik ve inovasyon. Dünyamızdaki tüm canlı ekosistemlerini koruyan ve var eden bir yarın için yaşamımızı bugün olduğu gibi sürdürmemiz artık yeterli değil. Artık hayatımıza, içinde bulunduğumuz tüm sistemleri onararak devam etmenin gerektiği noktadayız. Biz Akbank olarak, bu çerçevede finansı ve finansmanı onarıcı bir güç olarak konumlandırmak istiyoruz. Sürdürülebilirlik uzun zamandır iş stratejimizin önemli bir parçası. Çalışmalarımızı ülkemizin, toplumumuzun, çevrenin ve paydaşlarımızın değişen ihtiyaçlarına uygun olarak şekillendiriyoruz. Sürdürülebilirlik konusunda üstlendiğimiz sorumluluk ile öncü kurumlardan biriyiz ve bu konuda yarattığımız değişimin gücüne inanıyoruz. Bu nedenle bir sonraki adımı atmanın ve onarıcı bir rol almanın bugüne kadarki tüm faaliyetlerimizi daha da anlamlandıracağını ve gelecek çalışmalarımız için bir ufuk çizeceğini düşünüyoruz. Onarıcı finansın en önemli diğer bileşeni ise Web3.0 olarak genel bir çatı altında toplayabileceğimiz blok zincir teknolojisi ve bu teknolojiyi kullanarak şeffaf, herkese açık, silinemeyen veya değiştirilemeyen kayıtlar ile güvenilirlik sağlayan tüm uygulamalar. Bu alanda da bankamızın inovasyon yetilerinin çok güçlü olduğuna inanıyoruz.”
Yaşarken onarmayı hedefliyoruz
“Geleceği ve geleceğin bankacılığını adım adım inşa ederken, yaşarken onarmayı ve bunu hepimiz için en güncel teknolojilerin sağladığı imkanlar ve etkiler ile yapmayı hedefliyoruz. Akbank olarak tüm paydaşlarımız için değer yaratmak amacıyla bütünsel bir sürdürülebilirlik stratejisi izliyoruz. Bu kapsamda farklı ekipler tarafından üstlenilen ve sürdürülebilirliğin finansal kapsayıcılık, finansal okuryazarlık ve etki yatırımcılığı gibi alanlarında gerçekleştirilen gurur duyduğumuz birçok çalışma ile çevresel, sosyal ve finansal etki yaratıyoruz. Akbank’ın ödüllü güçlü bir kolu ise inovasyon. İnovasyon, kurumsal kültürümüzün bir parçası. Sürdürülebilirlikte olduğu gibi inovasyonda da bütünsel bir strateji izleyerek bankamız müşterileri ve iş arkadaşlarımızın yanı sıra tüm ekosisteme dokunan faydalar yaratıyoruz.”