“Sistem çöktü, yenisini kurmak için 10 kat daha cesur olun”
“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 2030’u işaret ettiği gibi daha iyi bir toplum ve gezegen için önümüze çıkan fırsat alanlarını değerlendirmek üzere zamanımız giderek daralıyor. Düşünce sistematiğimizi ve faaliyetlerimizi bu alana odaklıyor; ortak aklı çalıştırarak, ölçülebilir fayda yaratan veya buna ilham veren işleri tetiklemeye gayret ediyoruz” diyen sosyal girişim platformu imece, 18- 19 Mart 2021 tarihlerinde, Zorlu Holding ev sahipliğinde, “Geleceğe Etki” temasıyla imece summit’i düzenledi.
Zirve, sürdürülebilir bir toplum ve gezegen için düşünen ve üreten yüzlerce değişim öncüsünü bir araya getirdi. Bu isimlerden biri de Imperative 21 CEO’su Jay Coen Gilbert idi.
“Daha İyi Bir Gelecek Yaratmadaki Müttefikiniz: İş Dünyası” oturumunda sohbet ettiğimiz Coen Gilbert aynı zamanda “İş dünyasını iyilik için itici güç” olarak tanımlayan B Lab’in eş kurucusu. B Corp hareketinin arkasındaki kurum olan B Lab, şirketleri çevresel ve toplumsal problemlere kârlı çözümler üretmek amacıyla teşvik etmek amacıyla kuruldu.
Uluslararası bir oluşum olan B Corp hareketi, piyasada başarı kriterlerini yeniden tanımlayarak, küresel ekonomiyi herkes için değer yaratacak biçimde şekillendirmeyi amaçlıyor. Ve aslında “daha iyi bir kapitalizm mümkün” diyor.
Imperative 21 ise, “sağlıklı bir gezegende paylaşılan refah yaratmak” amacıyla, hissedar önceliğinden paydaş kapitalizmine doğru bir “RESET” ihtiyacını savunuyor. “Küresel ekonomik sistem artık amacına uymuyor ve acilen yeniden tasarlanması lazım. Devasa bir küresel kayma gerçekleşiyor. Hükümetler tek başlarına aşırı stres altındaki gezegenimizi korumak ve eski haline getirmek için yeterli değil, bu nedenle işletmelerin bu konuda yönlendirici olması ve pozitif değişim için bir güç olarak hayati rollerini ortaya koymaları gerekiyor” yorumlarını yapıyor Gilbert.
Küçükten büyüğe tüm şirketlere verdiği mesaj ise çok önemli: “10 kat daha cesur olun. Şu an ne yapıyorsanız bunu 10 kat daha cesur bir şekilde nasıl yapabilirim, diye düşünün.”
Gilbert, eşitlikçi ve kapsayıcı bir gelecek için iş dünyasının rolünü ve işbirliğine dayalı eylemin gücünü şöyle anlatıyor:
Radikal işbirliklerinden korkmayın
“Kolektif bir vizyon yaratmak çok önemli. B Corp’ta 38 binden fazla şirket, daha iyi bir dünya yaratmak hedefiyle hukuksal bağlayıcılığı olan bir manifestoya imza atıyor.
Şeffaflık, sosyal sorumluluk ve yasal hesap verebilirlikten asla taviz vermeyen bu şirketlerin beraber yaratacakları etki çok büyük. Eğer öğrencileri, şirketleri, devletleri ve aklınıza gelen tüm paydaşları karşı durmaya çalıştığınız adaletsizlikler karşısında bir araya getiremezseniz, etkiniz büyüyemez. Siz de B Corp’lar gibi radikal işbirliklerinden korkmayın. Birlikte çalışmaktan korkmayın. Özel sektör ve kamu kuruluşları arasındaki dengenin kurulması, paydaş kapitalizmine ilerleyecek yeni kanunların B Corp mantığı ile yapılması gerekiyor.”
21. yüzyılda ekonomik sistemi yeniden kurmak istiyoruz
“Atılan kolektif adımlara rağmen, ekonomik sistemlerimizi yenilemezsek, daha iyi bir dünya için belirlediğimiz hedefleri yerine getiremeyeceğiz. Imperative 21’in hedefi şu: 21. yüzyılda ekonomik sistemi yeniden kurmak istiyoruz. Aslında eski düzene ‘reset’ atacağız. Bakış açılarını değiştirmemiz, dönüştürmemiz gerekiyor. Kolektif refah çok önemli. Sadece serbest piyasa değil, serbest ve değer yaratan piyasalar, refahın paylaşıldığı piyasalar hayal etmeliyiz. Adalet için yatırım yapılmalı. Paydaşlara karşı hesap verilebilir olmalı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, paydaş yönetişimi, ırk ve cinsiyet eşitliği gibi konuları sistemimize entegre ederek bu gezegeni hepimiz için yaşanabilir kılmak zorundayız. Aslında sistem çoktan değişti. Hatta 2019’da 5 milyon çalışanı ve 7 trilyon dolar yıllık cirosuyla, 181 Amerikan şirketini temsil eden Business Roundtable tarafından imzalanan bildirgede, şirketler tüm paydaşları için değer yaratmayı taahhüt etti.”
Oyunun tüm kurallarının değişmesi gerekiyor
“Benim çok sevdiğim bir alıntı var: ‘Gelecek bugün’. Bunun kanıtlarını görüyoruz. Türkiye’de de büyük şirketler, ‘İşimiz ışık tutmak’ demeye başladılar. Kimsenin tek başına çabalaması ile bu dönüşüm gerçekleşmez. Özelle kamu ile iş dünyası arasındaki ilişkiyi artırmamız gerekiyor. Finansal sorumlulukla ilgili tanımlamalar, rekabet üstünlüğü sağlayan konular dahil, oyunun tüm kurallarının değişmesi gerekiyor. Her bir şirketin politika yapıcılar üzerinde etkili olma şansı var; çünkü sizi temsil edebildikleri, etkileyebildikleri sürece mevcut konumlarını koruyabilirler. Onlara bunu hatırlatan bir ilişki kurmak gerekiyor ki; herkes için eşit olan bir oyun alanı yaratabilelim.”
EN İYİ LİDER, İNSANLARI DİNLEYEN LİDERDİR
“Bu noktada cesur olmamız gerekiyor. Harekete geçmekten korkmayalım. Hatta korkuyla yüzleşelim ve o korkuyu harekete geçmek için ilham olarak kullanalım. Çocuklarıma bakıyorum. Üniversitedeler. Peki, torunlarımın dünyası nasıl olacak? Sosyal sorunlar, adaletsizlikler, eşitsizlikler, ekolojik sorunlarla mı büyüyecekler? Sorumlu davranmak istiyorum. Dönüşümü herhangi bir excel çizelgesi veya kullanma kılavuzu gerçekleştirmeyecek. Bu araçları kullanarak dönüşümü sağlayacak olan biziz. Ben motivasyonumu geleceğe bırakacağım dünyadan alıyorum. Bu süreçte liderlik tanımımızı da yeniden oluşturmalıyız. Lider olmanın sırrı, insanları dinlemekten geçiyor. Dinlemek ve diğer insanların da lider olabilmesi için bir basamak olmayı öğrenmek gerekiyor.”