Yenilikçi girişimcilere finansal destek fırsatı
Teknoloji, hızla ilerliyor. Her gün yeni fikir ve teknolojik ürünlerin geliştirildiği dijital çağa yetişmekte zorlandığımız bugünde rekabet artıyor.
Yaşanılan bu ortamda şirketler de yeni fikirler oluşturarak, genç girişimciler yüksek teknoloji içeren ürünler üretip bunları uygun fiyatlara sunarak varlıklarını devam ettirebiliyorlar.
Son yıllarda ülkelerin Ar-Ge’ye harcadığı yatırımları ve Ar-Ge personelinin önemi her geçen gün artıyor.
Yeniliğe açık ve nitelikli işgücü piyasasında, Ar-Ge’ye yatırım yapan şirketlerin daha uzun süreli hayatta kalabileceği ve piyasanın talebi olan ürünleri üretmeye devam edeceği düşünülebilir. Aksine yeniliğe ayak uyduramayan şirketlerin ise varlığı uzun sürmeyebilir.
Yaşadığımız çağda bir ülkenin uluslararasındaki değeri bilim ve teknolojik yatırımlara katkısıyla ölçülebilecektir.
Şirketlere ise rekabet açısından bakıldığında teknolojik ürünler üretip üretmediği ile değerlendirileceği önem kazanacaktır.
Ar-Ge ekosistemindeki gelişmelerin, ülkelerin en büyük zenginliği olduğu görülüyor.
Gelecekte adını sıklıkla duyacağımız Ar-GE ve Teknopark ekosistemi ve kazançlar üzerinden fon ayrılması hususunda: İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’nın düzenlediği Ar-Ge Merkezleri ve Teknokent İstisna Kazançlar Üzerinden Fon Ayrılması konulu konferansa katıldım.
Konuşmacılardan izlenimlerimi aktarıyorum:
Dr. Yeminli Mali Müşavir Kamber KAYA, bu konuda verdiği örnekte; tek başına Almanya’da Volkswagen’in, Ar-Ge harcamasının Türkiye’den daha fazla olduğu göze çarpıyor. Yine Google ve benzer yeni teknoloji kuruluşlarının da, Ar-Ge harcamasının birçok büyük ülkeden fazla olduğu dikkat çekiyor.
Ar-Ge çalışmalarının önemi nedeniyle Türkiye ve dünyada Ar-Ge harcamaları destekleniyor.
Bazı şirketler için bu ay, fon ayrılması konusu oldukça önemli. Aralık ayı içinde ayrılan fon belirtilen yatırımlarda kullanılmazsa, Ar-Ge indirimi ve Teknopark kazancı olarak Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile bildirdiği tutarın bir kısmını şirketler kaybedecek.
Yasal düzenleme ve fonda üst sınır
Yasal düzenlemeyle şirketlerin uyacağı kurallar belirlendi ve 1 Ocak 2024’ten itibaren geçerli oldu. Daha önce fon ayırma zorunluluğu 1 milyon TL ve üzeri olan Ar-Ge ve Tasarım merkezi, Teknopark şirketlerinde kazanç elde edenlerin tutarı 2 milyon TL’ye çıkarıldı.
2023’te 2 milyon TL ve üzeri Teknopark kazancı veya Ar-Ge, Tasarım indiriminden faydalanan şirketler bu fonu ayırmak zorunda olacaklar. Oran ise yüzde 2’den yüzde 3’e çıkarıldı.
Yükümlülük üst sınırı ise 20 milyon TL’den dan 100 milyon TL’ye çıkarıldı. Yani yapılacak fon hesabında 100 milyon TL dikkate alınacak olup üstü dikkate alınmayacak.
Kimler fon ayırmak zorunda?
1- 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun uyarınca Beyanname üzerinden kazancın bulunması halinde yararlanılan Ar-Ge ve Tasarım indirim tutarı 2 milyon TL ve üzerinde olan Kurumlar Vergisi Mükellefleri,
2- 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu uyarınca Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde elde edilen ve beyanname üzerinden zarar olsa dahi indirilecek istisna ve indirimler tutarı, 2 milyon TL ve üzerinde istisna kazancı beyan eden Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükellefleri fon ayırmak zorunda.
Şirket fonu ne zaman ayıracak?
2023’te belirtilen kazancını beyanname üzerinde bildiren şirketler, bu kazanç üzerinden fon hesaplayıp bilançolarının pasifinde göstermek ve 2024 yılı sonuna kadar bu fonu, belirtilen alanlarda yatırım olarak kullanmak zorunda olacaklar.
Bu fonlar nasıl kullanılacak?
Türkiye’de girişim sermayesi yatırım fonlarını satın almak veya girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına ortak olup sermaye konulacak veya Kuluçka merkezlerinde faaliyet gösteren 4691 Sayılı Kanun kapsamında girişimcilere sermaye olarak konulacak.
Fonun kurulmasının sebebi ne olabilir?
Türkiye’de yeni teknolojik alanlara yatırımı teşvik etmek olarak düşünülebilir. Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri’nde ve Teknopark’ta faaliyet gösteren belli tutarın üstünde istisna kazanç beyan eden şirketlerin kazancı ile fon ayrılacak. Buradaki amaç ise; Ülkedeki yeni gelişmeye açık teknoloji ekosistemini, Ar-Ge ve tasarımı geliştirmek, desteklemek ve güçlendirmek olarak düşünülebilir. Böylece devlet desteğinin yanında ekosistemin gelişmesinde en önemli unsur; sermayeye dayalı fonların özel sektörün ayıracağı kaynaklarla güçlendirilmesine olanak sağlaması olarak özetlenebilir.
Ar-Ge potansiyeli olup yeterli fonu olmayan gelişmeye açık sektörleri, şirketleri desteklemek ve gerekli hizmetleri sunmak önemli.
Dr. KAYA, geçen gün katıldığı vergi konferansından bilgi vererek, oyun sektöründe geliştirici olan şirketin on yıl önce ihtiyaç olmadığı değerlendirildiği ve kapatılması gerektiği düşünülürken bugün gelinen noktada oyun sektörünün Türkiye’ye bir milyar dolar üzerinde gelir getirdiğine dikkat çektiğini söyledi. Bu nedenle gelecekte yeni teknoloji şirketlerinin desteklenmesi önem arz ediyor.
5746 Sayılı Kanun ve 4691 Sayılı Kanunlarda bu konular hakkında yasal düzenleme yapıldı.
Teknoloji ve Ar-Ge ekosisteminin oluşması ve gelecekte teknoloji şirketlerine destek ile projelerin başarıya ulaşması ülkemizde teknoloji şirketlerinin değerinin artmasına, yeni alanların oluşmasına ve ekosistemin yayılmasında çok önemli bir etken olarak görülüyor.
Fon ayrılmaz veya belirlenen oranlarda fon yatırımı olmazsa nasıl olacak?
Şirketin istisna ve indirime tabi kazancının yüzde 20’si indirilmeyecek.
Dr. KAYA verdiği örnekte; Teknopark kazancı 3 milyon TL ve takip eden yılın sonuna kadar bu fonun alınmadığı durumda kazancın yüzde 20’si 600 bin TL ‘yi şirketin Kurumlar Vergisi’nde düzeltme yapması gerekeceği hususuna dikkat çekti.
Bir başka örnek veren ve üst sınır konusuna dikkat çeken Dr.KAYA; 2023’te Ar-Ge merkezinde faaliyet gösteren şirketin 11 milyar 500 milyon TL kazancı var. Yüzde 3’ü 315 milyon TL oluyor fakat yasada üst sınır 100 milyon TL olduğu için 2024’te şirket 100 milyon TL fon alımı yapabileceğini dile getirdi.
Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ise, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) kapsamında kurulan bir fon olarak görülüyor. Bu fonun nitelikli yatırımcılara hitap ettiği ve toplanan paraların belli alanlarda değerlendirilip portföy oluşturulduğu göze çarpıyor. Bu şirketlerin hesapları SPK denetimine tabi oluyor.
Dr. KAYA, 4691 Sayılı Kanun Kapsamında Kuluçka Merkezli şirketlerinden bahsederek, bu şirketlerin fikir ve projeleri var, gelişmeye açıklar fakat paraları olmadığı için yatırım yapamıyorlar. Teknoparklarda bu şirketlere özel bir yer veriliyor. Burada en fazla üç yıl kalıyorlar. Proje ve fikirlerini geliştirmelerine imkân sağlandığını ifade etti.
Ülkemizde bu alanlarda iki önemli ödül de alındı.
Dünyada en iyi beş Kuluçka Merkezi’nden biri de İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) seçildi.
Ayrıca, Dünyada ilk yirmiye giren girişimcilik merkezi olarak kuluçka merkezi İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Arı Teknokent oldu.
Geçmişte nasıl fon alacağını düşünen şirketler olduğu, fakat günümüzde 326 girişim sermayesi yatırım fonu şirketi görülüyor. Bugün çok sayıda fon kuran şirket olduğu ve hepsinin SPK denetiminde faaliyet gösterdiği göze çarpıyor.
Ayrıca Girişim Sermayesine sağlanan fondan Girişim Sermayesi Fonu satın almanın şirkete vergi avantajı sağlandığına dikkat çeken Dr. KAYA, yatırım yapan şirketin öz sermayenin yüzde 20’sine kadar yatırım yapacağını ve kurum kazancının yüzde 10’nunu aşamayacağına dikkat çekti. Böylece şirketin vergisel teşvikten yararlanması, gelişmeye açık sektörleri de desteklemek amacı olduğu düşünülebilir.
Teknoparklarda ve Ar-Ge merkezlerinde faaliyet gösterip kazanç elde ederek beyan edenler açısından bir finansal yük olduğu düşünülebilir.
Ancak teknolojik gelişmelere ve yeni fikirlerin oluşmasına olanak sağlanabileceğinden, ülkemizde teknolojik girişimlerin ve fikirlerin desteklenmesiyle Teknoloji ve Ar-Ge ekosisteminin yaygınlaştırılması ve ülkemizin de gelecek yıllarda yerini alarak önemli bir rol almasında etkili olacağı düşünülmelidir.