Şirketler marta göre iyimser ama temkinli
Türkiye’de 26 yıldan bu yana faaliyet gösteren Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın (AHK Türkiye) 1000’i aşkın üyesi bugün Türkiye’de yaklaşık 500 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bu şirketlerin 2019 cirosu ortalama 71,1 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Her AHK Türkiye üyesinden üçü ihracat yapıyor ve bu şirketlerin toplam cirosunda ihracatın payı yüzde 40’a denk geliyor.
Faaliyet gösterdiği 99 ülkede üyeleri arasında yaptığı anketlerle ekonominin nabzını tutmayı hedefleyen AHK, Türkiye’deki üyeleri arasında 2020 sonbahar döneminde gerçekleştirdiği World Business Outlook Anketi’nin sonuçlarını açıkladı. AHK Başkanı Dr. Markus C. Slevogt’dan dinlediğimiz sonuçlara göre; AHK’nın Türkiye’deki üyeleri, COVID-19 etkilerinin ilk hissedildiği mart aylarına oranla daha olumlu bir yaklaşım ortaya koyuyorlar. Şirketlerin büyük bir bölümü, krizi başarı ile yönettiklerini düşünüyor. Aşı konusunda yaşanan olumlu gelişmelerin de, beklentilerdeki iyimserliğin artmasında etkili olduğuna dikkat çekiyor. AHK Başkanı Dr. Markus C. Slevogt, şirketlerin Almanya’yla çalışmasının ve ihracat odaklı olmasının bu süreci zararsız atlatmakta önemli bir avantaj yarattığını söylüyor.
Fakat bu tabloya rağmen, şirketler yine de, COVID-19 nedeniyle yaşanan zor sürecin etkilerinin kısa ve orta vadede hemen ortadan kalkmayacağını düşünüyorlar. AHK Türkiye üyelerinin sadece yüzde 31’i 2021 yılı içerisinde bir toparlanma bekliyor. Dünya genelinde ise bu oran yüzde 36’ya yükseliyor. Genel tabloya bakıldığında da ekonomik toparlanma ile ilgili sonuçlar küresel düzeyde Türkiye’de olduğundan daha iyimser durumda.
Raporda öne çıkan bulgular ise şöyle:
Konjonktürde iyileşme beklenmiyor
✓ Ticari durum hakkındaki yaygın kanaat tekrar olumluya dönüyor: Şirketlerin yüzde 45’i şu andaki ticari durumu iyi olarak değerlendiriyor. Bu sayı mart ayında yapılan ankette yüzde 26 seviyesindeydi.
✓ Şirketlerin yüzde 38’i, gelecek 12 ayda ticaret rakamlarının daha iyi olacağını öngörüyor; 2020 ilkbaharında bu şekilde düşünenlerin oranı sadece yüzde 17 idi.
✓ Şirketlerin yüzde 57’si Türkiye’deki konjonktürel değişimin orta vadede kötü olacağı değerlendirmesini yapıyor. Buna karşılık şirketlerin sadece yüzde 17’si konjonktürde bir iyileşme beklentisi içerisinde.
TL'nin değer kaybı önemli bir endişe
✓ Katılımcıların yüzde 77’si TL’nin değer kaybetmesini ciddi bir sorun olarak görüyor.
✓ Ekonomik politika koşulları şirketlerin yüzde 62’sine göre ekonomik gelişmeyi sınırlayan bir faktör.
✓ Şirketlerin yüzde 36’sı için finansman en büyük riski barındırıyor.
✓ Ankette ekonomik gelişmeyi zayıflatan faktörler ise, özellikle makroekonomi faktörleri olarak ön plana çıkıyor.
Yatırım iklimi "puslu”
✓ Şirketlerin yüzde 11’i yatırım harcamalarını artırmak istiyor, bu sayı ilkbahara oranla iki kat daha fazla. Şirketlerin yüzde 17’si ise yatırım yapmayı planlamıyor.
✓ Ankete katılan şirketlerin yüzde 61’i yeni yatırımları iptal ediyor ya da erteliyor.
✓ Şirketlerin yüzde 53’ü için fuarların iptali, yüzde 84’ü için de seyahat kısıtlamaları çok büyük bir sıkıntı yaratıyor.
Krizden çıkış yolu daha fazla dijitalleşme
✓ Şirketlerin yüzde 69’u şirket içerisinde daha fazla dijitalleşmeye yoğunlaşıyor. Maliyet azaltma yüzde 56 ile önemli rol üstleniyor.
✓ Küresel düzeyde de şirketlerin yüzde 66’sı maliyetleri azaltırken yüzde 61’i şirket içi dijitalleşmeye hız veriyor.