Şirketler, markalar ve deprem yardımları iletişimi…
Deprem sadece yıkım yarattığı illerimizi değil, tüm yurdumuzu vurdu. Onbinlerce vatandaşımızı kaybettik. Milyonlarca bedenen ve ruhen yaralı kardeşimizse yaşama tutunmaya çalışıyor. Sevdiklerini, birikimlerini, yuvalarını, geçmişlerini ve gelecek hayallerini yitirdiler.
Acımız çok büyük ve çok derin. Bu yüzden, depremi bir afetten ziyade büyük bir savaş yıkıntısı olarak da görmemiz gerekiyor.
Ülke ekonomisi için çok önemli bir üretim bölgesi olan illerimizde hayat durdu. Eğitim, tarım, üretim, ticaret yapılamıyor. İnsanlar can derdinde başka kentlere göç ediyorlar. Gidemeyen veya gitmeyenlerse barınma, beslenme, hijyen gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorlar.
Sorunlarımız çok katmanlı olduğu için uzun vadeli stratejilerle çözülmeleri gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye tek yürek oldu ve yardıma koştu. Bu dönem içinde kamu ve özel sektör kuruluşları, bireyler ayni ve nakdi yardımlarda bulundular. Büyük bir kısmı da yaptıkları çalışmaları sosyal medya ve basın aracılığıyla duyurdular. Ne yazık ki tahribat çok büyük. Yıkım çok geniş bir alana yayılmış durumda. Aksaklıklar, sorunlar yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecek. Depremin etkisi dalga dalga tüm ülkeyi etkileyecek.
Yöneticiler “Yas en fazla 40 gün sürer, artık işimize bakalım” dememeli
Bu noktada, gelecek senaryolarına ihtiyaç var.
İnsanlar bir süre sonra kendi günlük yaşamlarına odaklanmaya ve depremin acılarını daha az hissetmeye başlayacaklar. Böylece, yardımlar ve destekler azalacak. Oysa, en az iki sene yüzbinlerce insan yaşama tutunmak için desteğe ihtiyaç duyacak. Dayanışma ruhunu yaşatmak ve aynı enerji ve adanmışlıkla çalışmaya devam etmek gerekiyor.
Yöneticiler “Yas en fazla 40 gün sürer, artık işimize bakalım” demeden, lansman, ürün tanıtım, influencer etkinlikleri gibi projelerini gözden geçirmek zorundalar. Derin bir yoksulluk, büyük bir çevre ve gıda krizinin yanısıra, ruhsal çöküntü olduğunu unutmamalılar.
Özel sektör şirketlerinin yöneticileri bundan sonra ne yapmalı?
- 2023 yılı için bir deprem yardım stratejisi ve planı oluşturmalı
- Yaratılmak istenen etkiyi rakamsal hedeflerle ortaya koymalı.
- Saptanan yıllık bütçeyi açıklamalı ve taahhütte bulunmalı.
- Hangi gruba, hangi desteği, hangi sürede vereceğine karar vermeli.
- Mutlaka bir STK ve Kamu kuruluşuyla birlikte yola çıkmalı.
- Benzer işleri yapan başka kuruluşlarla da dayanışma içinde olarak “Benin olsun, küçük olsun” anlayışından uzak bir biçimde etki-odaklı çalışmalı.
- Tüm paydaşlarını deprem yardım çalışmalarına dahil etmeli.
- Kuruluşun gönüllülük altyapısını harekete geçirmeli.
- Eko-sistemini “Afet yönetimi” konusunda eğitmeli.
- Gelecekteki olası depremlerde bilinçli hareket edilmesi için “Süreç yönetim” sistemi oluşturmalı.
Pazarlama yöneticileri ne yapmalı?
- Öncelikle attığı her adımda saygı, sevgi ve sağduyu kanallarını açık tutmalı
- Şirketin yaptığı tüm çalışmaların planlanması ve yürütülmesinde yer almalı.
- İletişim kanallarının doğru akmasını sağlamalı.
- Yalan-yanlış haberlerin engellenmesi için kurumsal iletişim birimleriyle işbirliği yapmalı.
- Paydaşların bu zorlu dönemde beden ve ruh sağlıklarını korumalarına yardımcı olacak projleer geliştirerek, insan kaynakları bölümleriyle birlikte çalışmalı
- Pazarlama-reklam bütçesinin çok büyük bir bölümünü sosyal projelere ayırmalı.
- Bütün bir senenin çok büyük bir yıkımı ve acıyı geride bırakmaya çalışan bir ülkede yaşandığını unutmadan iletişim çalışmalarına büyük bir hassasiyetle yaklaşmalı.
- Yaratıcı çalışmalarda acı sömürüsü yapmadan, klişelerden, hamasi cümlelerden uzak durmalı ve topluma umut verecek, çözüm getirecek projelere odaklanmalı.
- Çalışmaların duyurulması sürecini duyarlı bir biçimde yönetmeli. “Haberimiz çıksın” diye PR şirketlerine baskı yapmamalı.
- Sosyal medya hesaplarındaki her görseli, her sözcüğü seçerken samimi, ve merhametli olmalı.